Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Pier Paolo Pasolini

Pier Paolo PasoliniGramsci'nin Külleri yazarı
Yazar
8.2/10
38 Kişi
194
Okunma
29
Beğeni
3.583
Görüntülenme

Hakkında

İtalyan yönetmen, yazar, şair, senarist. Faşizmin iktidarda olduğu bir dönemde dünyaya gelmesinin, yönetimin çarpıklıklarından rahatsız olmasında büyük etkisi vardır. Haksızlıkların, baskıların, faşizmin, emperyalist düzenin, içsel ve düşünsel yozlaşmanın karşısında olmuştur ve yapıtlarında bu karşıtlığı dile getirmiştir. Komünist olması ve filmlerinin aykırı niteliği dolayısıyla yapıtları birçok kez resmi sansüre uğramış, kilisenin ve muhafazakar cevrelerin büyük tepkisini almıştır. Hayatı boyunca insanlığa boyun eğdiren her türlü otoriteye karşı duran bir yönetmen, bir edebiyatçı ve bir felsefeci olmuştur. Hassas konuları cesurca ele aldığı için hakkında birçok dava açılmış ve yasal uyarı almıştır. Piyade subayı babasının faşist lider Mussolini’nin hayatını kurtardığı için meşhur olması ise anti-faşist kimliğiyle öne çıkan ve otoriteyle her daim çatışan aykırı sinemacının hayatındaki en büyük ironi olarak kabul edilmektedir. Marquis de Sade‘ın ünlü romanı Salo o le 120 giornate di sodoma‘yı anti-faşizm ekseninde beyaz perdeye uyarlamış, Decameron, Canterbury Tales, Arabian Nights gibi filmleriyle büyük yankı uyandırmıştır. Filmleri başyapıt olarak görülen İtalya‘nın en tartışmalı ve başarılı sanat adamı Pasolini, 1975 yılında haince planlanan bir cinayete kurban gitmiştir. 5 Mart 1922’de Bolonya, İtalya’da dünyaya geldi. Romagnalı köklü bir aileden gelen babası piyade subayı Alberto Pasolini, annesi ise ilkokul öğretmeni Susanna Colussi‘ydi. 1921 yılında Casarsa‘da evlenen çift bir yıl sonra Bolonya’ya taşınmışlardı. Oğulları Pier Paolo’nun doğduğu dönemde faşizm iktidardaydı ve oldukça güçlüydü. Bu sebepten Pasolini’nin çocukluk yılları piyade subayı olan babasının görevi dolayısıyla sırasıyla Parma, Conegliano, Belluno, Sacile, Idria, Cremona‘da ve kuzey İtalya’da birçok küçük kasabayı gezerek geçti. Annesinin eğitimci olması Pasolini için büyük derecede etkili oldu. Zira Susanna Colussi şiir da aşılamıştı. Pier Paolo’nun annesiyle arası oldukça iyiydi ancak babasıyla sorunlar yaşıyordu. Yönetmen ailesiyle ilgili olarak daha sonra kendisiyle yapılan bir röportajda şunları söyleyecekti: 1925 yılında, Belluno‘da, Pasolini’lerin ikinci oğlu Guido Pasolini dünyaya geldi. Guido, derslerinde başarılı ve sporda oldukça yetenekli olan abisine büyük bir hayranlık besliyordu. Bu yüzdasolini, ilkokuldan sonra Conegliano ortaokuluna başladı ve bu dönemde Teta Velata adını verdiği bir metin yazdı. Bir süre sonra uzunca bir dönem bulunacakları Casarsa‘ya yerleştiler ancak 1930’ların ortalarında tekrar Bolonya’ya döndüler. Pasolini lise eğitimini tamamlayıp edebiyat üzerine öğrenim göreceği Bolonya Üniversitesi‘ne kaydolmuştu. Ancak zamanının çoğunu annesinin memleketi olan ve alt kültürle tanışıp oldukça etkilendiği, şiirler yazmaya başladığı yer olan Casarsa’da geçiriyordu. O dönemde ünlü sanat tarihçisi Roberto Longhi‘nden dersler de alan Pasolini için bu tecrübe yönetmenliğinde büyük rol oynayacaktı. Zira görsel stil konusunda kendini geliştirme fırsatı bulmuştu. Üniversite yılları boyunca Luciano Serra, Franco Farolfi, Ermes Parmi ve Fabio Mauri ile birlikte kurdukları grupla Academiuta di lenga furlana‘ni (Furlana dili akademiciği) yarattılar. Faşist rejime başkaldırıyorlar ve sık sık sol görüşlü gazete II Setaccio’da bir araya geliyorlardı. O dönemde Stroligut dergisine de katkıda bulunuyordu. 1943‘de İkinci Dünya Savaşı‘nın en sıcak günlerinde Livorno‘da askere alınan Pasolini, Almanlar’a silah teslimatı yapmayı reddettiği için ertesi gün askerden kaçtı. Bu yüzden ailesiyle birlikte savaşın etkilerinin daha az görüldüğü Versutta‘ya gitmeye karar verdi. Şubat 1945‘te Pasolini ailesi bir kayıp verdi. Savaşta bulunan Guido, Osoppo birliğinin diğer elemanlarıyla beraber Porzus‘ta katledilmişti. Pasolini ailesi Guido’nun ölüm haberini ancak savaş bittikten sonra öğrenebildi. Aile yıkılmıştı. Pasolini, yıllar sonra Vie Nuove adlı komünist derginin 15 Eylül 1971 tarihli sayısında kardeşinin ölümü hakkında şu açıklamalarda bulundu: 1945 yılında Pasolini, Lirik Şiir Antolojisi konulu teziyle üniversiteden mezun oldu. Ardından Friuli‘ye yerleşip, Udine yakınlarındaki Valvasone‘de lise öğretmeni olarak çalışmaya başladı. 1947‘de İtalyan Komünist Partisi‘ne yakınlaşan yönetmen, partinin haftalık dergisi Lotta y Lavoro’da yazmaya başladı. Bir süre sonra kültür ve edebiyat çevrelerinde adını duyurdu ve ölene kadar arkadaş kalacağı ressam Zigaina ile tanıştı. Partide sekreterlik de yapan Pasolini faşist rejime karşı manifesto niteliği taşıyan ve az gelişmiş halk kitleleri üzerinde kilisenin sahip olduğu hegemonyayı da kırmaya yönelik bir eylem olan diyalekt kullanımının yaygınlaşmasına katkıda bulundu. Ancak aktif olarak politik mücadele verdiği bu dönem kısa bir süre sonra sona erecekti. Zira Pasolini, 1949 yılında öğrencileriyle eşcinsel ilişki kurduğu yönündeki suçlamalar nedeniyle öğretmenlikten ve komünist partiden ihraç edildi. Ramuscello‘da üç çocuğa sarkıntılık etmekle suçlanan yönetmen çok zor duruma düştü. Hakkında birçok dava açıldı ve hem sağ hem de sol görüşteki herkes ona karşı tavır aldı. 26 Ekim 1949 günü Komünist Parti’den resmen atıldı. Pasolini kendini aklamaya çalışırken her şeyini kaybetti. Annesiyle de bir süre arası açılan yönetmen uçuruma yuvarlanmış gibiydi ve Friuli’den kaçmak istiyordu. Sonunda annesiyle birlikte Roma şehrinin dışındaki varoşlara yerleşti ve yeni bir hayata başladı. Başlangıçta oldukça zorlanan Pasolini o dönemi şöyle anlatacaktı: Bu dönemde alt-proleterler ve onları çevreleyen suç dünyasıyla ilgilenmeye başlayan yönetmen, bu temalarda yazılar yazıyordu. Varoşları anlattığı ilk kitabı “Ragazzi de Vita” ‘yla ilgileniyordu. Bir süre sonra senaryo editörü olarak çalışmaya başlayan Pasolini, yavaş yavaş kendine gelmeye başlamıştı, suçlandığı dönemin etkilerinden kurtulmaya çalışıyordu. Kitaplarını yayınevlerine gönderiyordu. Pasolini bir yandan da Anna Banti‘nin ve Roberto Longhi‘nin Paragone dergisi için İtalyan diyalektleriyle yazılmış şiir antolojileri hazırlıyordu ve kitabı Raggazi di vita’nın ilk bölümü bu dergide yayımlandı. 1954‘te Monteverde Vecchio‘ya taşınan yönetmen, en önemli diyalekt şiir seçkisi La meglio gioventu‘yu okuyucusuyla buluşturdu. Bir yıl sonrasında ise ilk kitabı Raggazi di vita nihayet yayımlandı. Okuyucu tarafından beğenilmesine karşın edebiyat çevresinin “Bayağı bir zevkin ürünü, muzır ve adice” olarak nitelendirdiği kitap yüzünden İçişleri Bakanlığı Pasolini’ye dava açtı ve kitap toplatıldı. Ancak önde gelen entelektüel ve yazarların çoğunun güçlü desteği ile aklanan yönetmen için bu sadece bir ilkti. Zira keskin ve başkaldıran üslubu daha da güçlenecek ve skandallara neden olacak, resmi sansüre uğrayacaktı. Yine aynı dönemde, yönetmen pek çok iftiraya maruz kalıp, ucuz gazetelerde yer almaya başladı. Hakkında hırsızlığa yardım ve yataklık, silahlı soygun gibi bir çok uydurulmuş suçlama bulunuyordu. 1957 yılında, Pasolini ilk sinema projesi için kalemini eline aldı. Fellini‘nin La notti di cabiria isimli filminin diyalekt kullanılan bölümlerini yazan yönetmenin adı jenerikte diğer senaristler Bolognini, Rosi, Vaccini ve Lizzani ile birlikte yer aldı. 1960‘daysa aktör olarak ilk deneyimini gerçekleştirdi ve II Gobbo isimli filmde rol aldı. Giorgio Bassani, Maura Boligni gibi birçok yönetmenle çalışma fırsatı bulan Pasolini, ilk filmi için 1961‘de kamera arkasındaydı: Accattone. Daha sonra Mamma Roma ve Ro.Go.Pa.G. geldi. İlk filmlerini realist dönemde çekmemesine rağmen akımdan etkilenmiş gibiydi. Ancak Kral Oidipus ve Medea gibi mitolojik temalar içeren filmler de yönetmiş olan Pasolini ağırlıklı olarak amatör oyuncular, doğal mekanlar kullanmış, diyalekte geniş yer vermiş ve bu yüzden realizme daha çok yaklaşmıştı.Yaşam üçlemesi adını verdiği filmlerinden ilki Decameron’u çektiğinde siyasi ideallerini gerçekleştirememenin ve işçi sınıfını kurtaramamanın imkansızlığını anlamıştı. Bu üçleme onun için düş içinde düşten ibaretti. Sistemin herşeyi kirlettiğini ve düş görmeyi bile yasakladığını düşünüyordu ve üçlemesinde düşsel öğelere yer vermişti. Ancak son filmi Salò o le 120 giornate di Sodoma, faşizmi büyük bir çıplaklıkla gözler önüne seriyor, tüm iğrençlikleri olduğu gibi yansıtıyordu. Oldukça rahatsız edici bulunsa da eleştirel bakış açısı nedeniyle film tüm zamanların en önemli filmlerinden biri olarak kabul edildi. 2 Kasım 1975 günü şair, film yönetmeni ve amansız muhalif Pier Paolo Pasolini, Ostia’daki bir inşaat şantiyesinde ölü olarak bulundu. Olayla ilgili olarak Pelosi adlı 17 yaşındaki işçi bir genç gözaltına alındı ve suçunu itiraf etti. Yönetmen feci halde dövülmüş, sonrasındaysa kafasının üzerinden arabayla geçilmişti. İdeolojik ve dini görüşleri nedeniyle öldürüldüğü düşünüldü ve cinayetin arkasındaki güçlerle ilgili araştırmalar başlatıldı. Ancak Pasolini’nin ölümü de en az hayatı kadar tartışmalı olmuştu ve son nokta konulamadı. 1995 yılında Marco Tullio Giordano tarafından çekilen “Pasolini: Bir İtalyan Suçu” adlı bir filmde cinayetin İtalyan makamlarınca gerçekleştirilmiş olduğu düşünesine somut olarak yer verildi.
Unvan:
İtalyan Yönetmen, Şair ve Yazar
Doğum:
Quartiere Santo Stefano, 5 Mart 1922
Ölüm:
Ostia, İtalya, 2 Kasım 1975

Okurlar

29 okur beğendi.
194 okur okudu.
4 okur okuyor.
207 okur okuyacak.
3 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Hepsi birden çimenlere doğru yürüyüşe çıktılar. hava ılıktıı…
En azından, radikallerden olduğum kadar genç kuşak komünistlerinden umutluyum.
Sayfa 70
Reklam
"Ölüm sessizliği burada, insan kalmış insanların yurttaşlık sessizliği... ... Anlatamamak değil ölüm, Ölüm artık anlaşılamamak..."
Anlatamamak değil ölüm, ölüm artık anlaşılamamak.
Anlatamamak değil ölüm, ölüm artık anlaşılamamak.
Sayfa 23 - Kent BasımeviKitabı okudu
Kültürel bir çöl yaratılmışsa orada her şey satılabilir. Çünkü çölde her şey mucize etkisi yapar.
Pier Paolo Pasolini
Pier Paolo Pasolini
Reklam
❝Kültürel bir çöl yaratılmışsa, orada her şey satılabilir. Çünkü çölde her şey mucize etkisi yaratır.❞ ☆☆☆
Pier Paolo Pasolini
Pier Paolo Pasolini
☆☆☆

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
296 syf.
·
Puan vermedi
Kenar Mahalle Çocukları, neorealizm (yeni gerçekçilik) akımının temsilcilerinden, İtalyan yönetmen ve yazar Pasolini’nin 1955 yılında yayımlanan romanı. Daha önce İngilizceden çeviriyle Remzi Kitabevi tarafından Ragazzi ismiyle basılmış. Bu baskısı ise dilimize orijinal metinden ilk çeviri. Duvarcı Ustası Don Gesualdo’da çevirmen Neyyire Gül
Kenar Mahalle Çocukları
Kenar Mahalle ÇocuklarıPier Paolo Pasolini · Can Yayınları · 202226 okunma
296 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Bugünün kitabı "yeni gerçekçilik akımı" (neorealizm) temsilcilerinden biri olan Pier Paolo Pasolini'den Kenar Mahalle Çocukları. 1950 ile 1955 yılları arasında, yazarın yaptığı gözlemler sonucu ortaya çıkıyor eser. Ve 1955 yılında yayımlanıyor. Biz de orjinalinden dipnotlar ile dolu akıcı bir Nazlı Birgen çevirisi ile okuyoruz
Kenar Mahalle Çocukları
Kenar Mahalle ÇocuklarıPier Paolo Pasolini · Can Yayınları · 202237 okunma
296 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Edebiyat sokağa indi! İtalyan Yeni Gerçekçiliği
Yönetmen, senarist Pier Paolo Pasolini, 1944-1950’li yıllar arasında sinemada etkili olan İtalyan Yeni Gerçekçiliği’nde (Neo Realismo) önemli yapıtlara imza atmış. Bu kitabı da İtalyan Yeni Gerçekçiliği’nin edebiyata yansımış hali. Akım pembe salon filmlerine tepki olarak doğuyor ve sıradan insanların gündelik sorunlarına eğiliyor. Kameralar stüdyolardan sokağa inmiş. İkinci Dünya Savaşı atmosferi, burjuvazinin çöküşü değişimi getiriyor. Felsefe için de ‘varoluşçularla birlikte sokağa indi’ denir. Artık sırça köşklerde soyluların entellektüel faaliyeti değildir. #kenarmahalleçocukları Roma’nın harabe mahallelerinde yaşayan bir grup çocuğun yaşantılarını aktarıyor. Hırsızlık, fuhuş, keşmekeş bir yaşam. Bazen evlerinde bazen sokaklarda yaşıyorlar. Bazen kanalizasyon kapaklarını çalıyorlar, bazen Almanları soyuyorlar. Alman işgali arkaplanda bu şekilde veriliyor. Kitap bu yönüyle ilginç, ağdalı dil sevenler, uzun betimlemeler, açıklama seven okurlar sorun yaşayabilir. Argo anlatımla , parça parça olaylar. Görsel bir dil, film izler gibi. Bir senaryoyu roman olarak okudum hissi oluştu bende. Biraz inişli çıkışlı da olsa iyi ki okudum dediğim bir kitap oldu diye ekleyeyim. Çeviri #nazlıbirgen Editör #nükhetpolat #canmodern . . .
Kenar Mahalle Çocukları
Kenar Mahalle ÇocuklarıPier Paolo Pasolini · Can Yayınları · 202237 okunma