Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
240 syf.
·
Puan vermedi
“METİNLERARASI İLİŞKİLER” KİTABINA DAİR
Bir akademisyen olan ve halen Hacettepe Üniversitesi Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde profesör olarak görevine devam eden Kubilay Aktulum’un “Metinlerarası İlişkiler” adlı kitabına tanıtıcı nitelikte bir inceleme yazmak istedim. Zira metinlerarasılık, edebiyatla bir şekilde meşgul olan herkesin sıklıkla duyduğu bir kavram. Kristeva’nın
Metinlerarası İlişkiler
Metinlerarası İlişkilerKubilay Aktulum · Kanguru Yayınları · 201440 okunma
Yazınsal yapıt sadece dil dünyasında ikâmet etmez. Haydi, "Eder!" diyelim; ama dil dünyasının da içinde yer aldığı bir toplumsal, bir tarihsel, bir psikolojik, bir mitolojik "sphére" (yuvar, küre, alan, çevre, ortam) vardır. Yuvarlar vardır. Bunların hepsinin değerlenmesi, yorumlanması gerekir. Yapısalcılık ve göstergebilim sadece dil yuvarını (sphére) ele alıyor ve yazınsal yapıtı dile indirgemeye kalkışıyordu. Buradan hareket eden goygoycular da yazınsal yapıt eşittir dil diye kasıla kasıla ortalığı talan ediyorlardı. İlhan Berk'in kendini "yapısalcı şair" olarak tanımladığını anımsayalım. Çünkü yapısalcı değerlendirme ve yorumlama yönteminin bir yaratı yöntemi olduğunu sanmaktaydı. Türk şiiri ve edebiyatı hep böyle "sanma"ların tuzağına düşmüştür. Benim dışımda bir Allah'ın kulu çıkıp, "Olur mu böyle şey, saçmalamayın!" diyemedi. Daha acısı, bir Allah'ın kulu çıkıp "Asıl sen saçmalama!" diyemedi bana.
Sayfa 138 - Dünya Kitapları, Yayın Yönetmeni Feridun Andaç, Birinci Basım Nisan 2005Kitabı okudu
Reklam
Yazınsal yaratı tüyoları :)
§ "Kelimelerin her birinin birçok ayrıntılı anlamı var. Bir sözcüğü öbürünün yanına öyle getireceksin ki okuyucusunu yüreğindeki tel titreyecek." Konstantin Paustovski §
Sayfa 16 - Akılçelen KitaplarKitabı okudu
¶¶ Benim için "yalnızdınız", "yalnızsınız" diyorsunuz. Yazınsal yaratı bireysel bir eylemdir. Bu eylem yüzde yüz yalnızlık ister. Yalnız değilseniz kendinize ait olanı yazamazsınız. ¶¶
Sayfa 72 - Dünya Kitapları, Yayın Yönetmeni Feridun Andaç, Birinci Basım Nisan 2005Kitabı okudu
Alımlama Estetiği Kuramı
Berna Moran'dan "Alımlama Estetiği ya da kuramı (Rezenptionsasthctik) 1960’ların sonundan bu yana edebiyat eserlerinin anlamı ve yorumu ile ilgili olarak okurun işlevini inceleyen çeşitli kuramlara verilen genel bir addır. Ama bu çeşitlere geçmeden önce, alımlama kuramının, Duygusal Etki Kuramı’ndan nasıl ayrıldığını belirtmekte yarar
Öyleyse, yaratma örneği yazınsal/sanatsal metin; 'var olanla yetinmeyen' (burada, yüceltmeden farklılığına işaret etmiş oluyorum), 'varoluşunu bir nevrotik gibi sorunlu olarak yaşamayan' (burada da, belirtiden farklılığına işaret etmiş oluyorum) ama ‘varoluşunu sorunsallaştıran', verili hayatla ya da hayatı ile hesaplaşan, hesabı da sanatsal yaratı olarak kesen sanatçının ürünü oluyor
Sayfa 113Kitabı okudu
Reklam
Şiir her şeyden önce bir dilsel üründür, ama, Mihail Bahtin'in de dediği gibi, şairin yaratısı dilin dünyasına oturmaz, orada bulunmaz, şair yalnızca dilden yararlanır. Malzemeye ilişkin olarak, sanatsal amaçla koşullanmış olan sanatçının işi malzemeyi aşmaktan ibarettir. Şairin yaratıcı bilincinin kaynağında dilsel bilinç değil, yazınsal yaratı bilinci vardır. Yazınsal bilince ulaşmak için dilsel evrenin aşılması gerekir. Bu nedenle, evet, şiir her şeyden önce bir dilsel üründür; ama sonuçta, dilden yararlanarak onu aşan bir yazınsal yaratıdır. Dil tek başına, pasif durumunda, hiçbir söylemi temsil etmez. Onu bir söyleme (yazınsal, hukuksal, siyasal, vb.) oturtan o söylemin kendisine özgü bilincidir. Demek ki bir dilin yazınsal olması için, yazınsal söylem bilinci doğrultusunda kullanılması; yazınsal metnin şiir olabilmesi için de şiirsel söylemin kuralları içinde söylenmesi, yazılması gerekmektedir.
Yazın sanatında gerçekçilik denilen şeyden daha anlaşılmazı yoktur. Çünkü bu gerçekçiliğin gerçekliği hangisidir? Doğru olan şu ki gerçekçilik denilen, tümüyle dışta olan, görünürde olan, kabuksal ve öyküsel olan şey, yazınsal sanatla ilgilidir, şiirsel ya da yaratıcı sanatla ilgili değil. Bir şiirde -ve en iyi öyküler şiirlerdir-, bir yaratı da gerçeklik eleştirmenlerin gerçekçilik dedikleri ile ilgili değildir. Bir yaratıda gerçeklik, içten, yaratıcı, istençli bir gerçekliktir. Bir ozan yaratıklarını -canlı yarattıklarını- gerçekçilik denilen yollarla yaratmaz. Gerçekçilerin kişileri genellikle iple oynatılan ve göğüslerinde Maese Pedro'nun sokaklardan, alanlardan, kahvelerden toplayıp defterine not ettiği tümceleri yineleyen bir gramafonla dolaşan giyinik mankenlerdir.
Stalinist bürokrasi tarafından bütün tinsel yaratı biçimlerine uygulanan kaba mekanik himayenin ortadan kaldırılması, SSCB'deki genç proleter unsurların sosyalist kültür yaşamı içinde yazınsal ve kültürel seviyelerinin değer kazanması için olmazsa olmaz bir koşuldur.
Sayfa 83 - "Proleter edebiyat" üstüne Lev Troçki ile bir söyleşi (Maurice Parijanine ile)Kitabı okudu
24 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.