Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ben sabahları sütlü kahve içerim. Dürnev Hanım kızarmış bir dilim ekmek, bir parça peynir ya da zeytinle birlikte tepsiye koyar, getirir sütlü kahvemi. O geldiğinde ben masamın başında oluyorum. Ya kitap okuyorumdur ya da birtakım notlar almaktayımdır. Dürnev Hanım sütlü kahvemi krem rengi bir porselen fincanla getirir. Üzerinde küçük sarı
Sayfa 15 - Birinci Bölüm, 7 EkimKitabı okudu
Herkes temelde aynı şeyi söylüyor. Kendi hakkınızdaki düşüncelerinizi değiştirmekle, yaşamınızı da değiştirebilirsiniz.Ve bunu söyleyenlerin hepsi de yerden göğe kadar haklı.Kabul edin.
Reklam
Ne var ki Thomas More, öteki Hümanistler'den ayrılarak Reformasyon'u tutmuyordu. Bunu, Katolik Kilisesi'ne duyduğu dinsel tutkuyla açıklayamayız sadece. More'un Reformasyon'a karşı olmasının başlıca nedeni, tarihsel bir yanılgıya düşerek, Katolik Kilisesi'ni ve Papalığı birleştirici bir güç sanması ve hem kendi ülkesini ve hem de Avrupa'yı bölüp yıkacak savaşlardan çekinmesiydi. Yaradılışından gelen barışseverliği bir yana, yaşadığı çağı düşünürsek More'un savaştan ve her çeşit bölünmeden çekinmekte yerden göğe kadar haklı olduğunu görürüz.
Canım Zehra...
... Zehra kendini yerden göğe kadar haklı görmekteydi.
Tanrı kahretsin! Bizim gibi delilerin sulanmadan yetiştiğini söyleyenler yerden göğe kadar haklı.
Kapitalizmde üretim araçları az sayıda insanın elinde kalmaya devam ettiği sürece, sınıf çatışmasının çelişki çözülünceye veya ortadan kaldırılıncaya kadar devam edeceğini ileri süren Marx’ın, kapitalizmin ahlaksız bir sistem olduğunu, bu sistemde işçilerin, onun “yabancılaşma” adını verdiği bir süreçten geçerek, insanlıktan çıktıklarını söylemekte yerden göğe haklı olduğu kabul edilir.
Reklam
" Adam haklı! Yerden göğe kadar haklı, yaşaması ve karnını doyurması lazım ki düşünebilsin, daha iyi biri olabilmek için ince mükemmelen düşünebilmesi lazım!
Hükumdarını Diktatör Yapan Yasalar
Abdülhamid hayranları onun Kanun-ı Esasi'ye aykırı hiçbir eylemde bulunmadığını söylerler. Bu iddianın yerden göğe kadar haklı olduğunu söylemek zorundayız. Gerçekte II. Abdülhamit'i Abdülhamit yapan bu Kanun-ı Esasi'dir. O parlamentoyu da kaldırmamıştır; aynı kanunun kendisine tanıdığı yetkiye dayanarak onu sadece tatil etmiştir. Parlamentonun yeniden çağrılması ve açılması için kanun onu bir koşulla bağlamıştı.
Sayfa 335 - YKYKitabı okudu
Geri110
162 öğeden 151 ile 162 arasındakiler gösteriliyor.