"Yarar yok bu dünyada! Ölüm varsa yarar yok! Ölüm bütn sihri bozar. Kurtardığın hayatlar da ölür. Aldığın Nobeller de paslanır. Doğduğun evler de yıkılır. Bin yıl yaşa, görürsün!" dedim kendime...
Tabii ki dünyanın bir anlamı olması gerekmiyor. Belki de onu anlamlandıran üzerinde yaşayan akıl sahibi yaratıklardır. Ama onların da bizi getirdiği nokta ortada!
Kendimi o kadar garip hissettim ki, tamam, dedim. Her şey bitti! Buraya kadar. Ben teslim oluyorum. Düya düzenine, insanlara bedenimi teslim ediyorum...
2020 yılında da filmini izlemiştim.
"Hiçbir şey söyleme. Çok güzel ve çok acıydı ,hepsi."
"Mutluluk yanımızdan gelip geçti." Replikleri hâlâ dün gibi aklımda.
"Aşk kadar ayrılığın da kaçınılmaz olduğunu, bireysel sandığımız kararlarda toplumun nasıl büyük rol oynadığını görüyoruz." Sadece bir filmle görmekle kalmıyor, bazılarımız bu durumu deneyimliyor da ne yazık ki:) Her neyse...
Dünyada her şeye yer var da bir aşka mı yer yok acaba diye diye izlediğim, okuduğum bir kitap. Yok maalesef yok, ruh eşinizi bulsanız da yok. Siz ayrılmak istemeseniz de yok. Acı ama gerçek. Bu yüzden de bazı aşklar "kırıktır" ve hep öyle kalır. Kabuk bağlar, ara ara da kanayıp kendini hatırlatır. Ama bir türlü iyileşmez. Sonra kitaptaki gibi 10 yıl sonra aniden karşılaşırsınız kadın aynıdır, adam evlenmiş iki de çocuğu vardır:)
-Beni hiç hatırladın mı?
- Ben seni hiç unutmadım.
-"Mutluluk yanımızdan gelip geçti." dersiniz sadece başka da diyecek bir şey yoktur çünkü.