Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hayatın Özeti!
Kendisi gibi sıkılanlar, hayatlarında hırsa, yarışa yer açamayanlar, ayrıntıları bile belirlenmiş bir hayata ilgi duymayanlar elenecek, kalburun üstünde kalanlar da beyaz gömlekleri, ipek kravatları ve altın kol düğmeleriyle, gelecek yılların içinde yerlerini alacaklardı.
Son yılların özeti
Nedeni açık!.. Ortalık hastalığı... Sekiz on senedir aldı yürüdü memlekete... Önce sinir sisteminde başlıyor, kalbe oturup kalıyor. Bir sinirlilik.... Bir öfke...
Reklam
Dori'nin sibylden saniyesinde vazgeçiş sahnesi. (erkeklerin özeti )
Yalnızca sığ insanlar bir duygudan kurtulabilmek için yılların geçmesine ihtiyaç duyar. Hayatının kontrolünü elinde bulunduran biri, kendine kolaylıkla bir mutluluk icat edebileceği gibi acılardan da kolaylıkla kurtulmayı bilir .
Sayfa 126Kitabı okudu
Hayatımızın özeti
O zaman değin, çocukken insana sonsuz gibi görünen bir yolda, yılların yavaş yavaş ve hafifçe geçtiği, böylece hiç kimsenin akıp gittiklerinin ayırdına varmadığı bir yolda,hep ilk gençliğinin kaygısızlığıyla ilerlemişti. İnsan bu yolda sakin sakin, çevresine merakla bakarak ilerlerdi, aceleye gerçekten hiç gerek yoktu, ne arkanızda sizi sıkıştıran
Ahmet Şimşirgil hocamızdan sonun başlangıcının kısa bir özeti...
II. Mahmud Han büyük ve kanlı bir ihtilalin sonunda tahta çıkarılmıştı. Yılların çalışmalarının bir anda yerle yeksan olduğuna şahit olmuştu. İsyanlar, muharebeler ve devletinin taksim edilmesi teşebbüsleri ile karşı karşıya kaldı. Fakat o, ümit ve cesaretini asla yitirmeyecektir. Her türlü ağır şartlara karşı, ecdadına yakışır azim ve idare ile
Reklam
Akşam haberleri tadında yaşam özeti.
Yaşam özlemini doyuracak bir olgu mümkün mü. Yirmi yıl sonra aynı şarkılar çalıyor. Elli üç yıl öncesi çekilmiş bir film gösteriliyor. Yirmili yılların, ellili yılların giysileri vitrinleri dolduruyor. Açlık, savaş, geri kalmışlık ve inanılmaz felaketlerle ilgili haberleri kitleler, masal dinler gibi dinliyor. İşte böylesi bir yaşam önümüzden gelip geçiyor. Sen kendi duvarlarının gerisine çekiliyorsun. O, kendi duvarlarının gerisine çekiliyor. Bir başka kentte. Bir başka ülkede. Herkes bir başka kentte. Herkes bir başka dili konuşuyor. Ya da anlamaya çalışıyor. Aynı dili konuşan iki kişi yok. Her sözü, insanın kendisi için söylediğine inanıyorsun. Her söylenen söz, bir biçimde insanın kendi kendini onaylaması. Karşısındakine birşey anlatmak istese de, gene kendi gerçeğini, bilmişliğini ya da doğru algılayışını kanıtlamak için söylenen sözler.
Sayfa 12 - YKY 29.BaskıKitabı okudu
O yılların analizi ve Günümüzün de özeti budur:
Siyasi partilerin ve eğer varsa parti programlarının hiç bir önemi kalmıyacağı ve seçim sonuçları üzerinde hesaplara girişmenin de faydasız olacağı a çıktır. Oylar o bölgede sözü geçen ağanın göstereceği adaya verilir. çoğu zaman eşraftan olan aday, ağanın hoşuna giden partinin etiketini benimser: C.H.P., D.P., Y.T.P., C.K.M.P ..A.P., yanyana gelmiş harfler ki cahil köylü için hiç bir anlamı yoktur. Seçilen büyük çiftçi veya orta halli bir köylü olsun, hangi partiye girerse girsin daima aynı çıkarları, sadece aganın çıkarlarını savunacak ve bu demokrasi rejimi devam ettikçe hiç bir sosyal devrim gerçekleşmiyecek­tir. «Sosyal demokrasi gerçekleşmedikçe, siyasi demokrasi var o lamıyacağına» göre, Türkiye'nin içinde bulunduğu çık­maz budur.
İngiliz Planı
1800'lerde, dönemin süper gücü İngiltere, uzun soluklu ve iki aşamalı bir plan yaptı... Planın özü ve özeti, yüzyıllar boyu batı devletleri tarafından sömürüle sömürüle zengin kaynakları bitmeye yüz tutan eski sömürgelerin yerine yeni sömürgeler bulmaktı. İslâm dünyası bu iş için biçilmez bir kaftandı. Zaten buhar gücünün yerini yavaş yavaş petrol almaya başlamıştı ve Ortadoğu petrol yatakları bakımından çok zengindi. Fakat bir engel vardı: OSMANLI... Osmanlı, Ortadoğu' ya hâkimdi ama ne sömürüyor ne de sömürtüyordu. Şu halde Osmanlı İmpatatorluğu' nun önce zayıflatılması, ardından parçalanıp bölüşülmesi gerekiyordu... Bu, planın birinci aşamasıydı... Fakat yetmezdi. Çünkü İmparatorluk dağılsa bile, Osmanlı Hanedanı' nın elinde bulunan hilâfet gücü, İslâm dünyasını kontrole devam edecekti. Sadece İmparatorluk (dolayısıyla saltanat) değil, hilâfetin de Osmanlı Hanedanı'ndan alınması lazımdı. Böylece, ' birleştirici unsur' dan (hilâfetten) mahrum kalan İslâm âlemi savrulup her türlü sömürüye açık hale getirilecekti. İngiltere, birtakım devletleri de yanına alıp ( Fransa ve dönem dönem Rusya) güçlendikten sonra, düğmeye bastı: 1800' lü yılların başında operasyonu başlattı.
TÜRKİYE’DE SOSYALİST VE KOMÜNİST FAALİYETLERİ  Hüseyin Nihâl ATSIZ Doktor Tevetoğlu Fethi, 1944-1945 yıllarında, o zamanki Halk Partisi hükümetinin ve onun Milli Şefinin Türkçülük düşmanı seferinde, sanık sandalyesine şerefle oturanlardan biridir. Türkiye’de birçok defa yapılan komünist tutuklamalarında, sanıklar birbirleri aleyhinde bulunup
32 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.