Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
O yılların analizi ve Günümüzün de özeti budur:
Siyasi partilerin ve eğer varsa parti programlarının hiç bir önemi kalmıyacağı ve seçim sonuçları üzerinde hesaplara girişmenin de faydasız olacağı a çıktır. Oylar o bölgede sözü geçen ağanın göstereceği adaya verilir. çoğu zaman eşraftan olan aday, ağanın hoşuna giden partinin etiketini benimser: C.H.P., D.P., Y.T.P., C.K.M.P ..A.P., yanyana gelmiş harfler ki cahil köylü için hiç bir anlamı yoktur. Seçilen büyük çiftçi veya orta halli bir köylü olsun, hangi partiye girerse girsin daima aynı çıkarları, sadece aganın çıkarlarını savunacak ve bu demokrasi rejimi devam ettikçe hiç bir sosyal devrim gerçekleşmiyecek­tir. «Sosyal demokrasi gerçekleşmedikçe, siyasi demokrasi var o lamıyacağına» göre, Türkiye'nin içinde bulunduğu çık­maz budur.
Dori'nin sibylden saniyesinde vazgeçiş sahnesi. (erkeklerin özeti )
Yalnızca sığ insanlar bir duygudan kurtulabilmek için yılların geçmesine ihtiyaç duyar. Hayatının kontrolünü elinde bulunduran biri, kendine kolaylıkla bir mutluluk icat edebileceği gibi acılardan da kolaylıkla kurtulmayı bilir .
Sayfa 126Kitabı okudu
Reklam
Son yılların özeti
Nedeni açık!.. Ortalık hastalığı... Sekiz on senedir aldı yürüdü memlekete... Önce sinir sisteminde başlıyor, kalbe oturup kalıyor. Bir sinirlilik.... Bir öfke...
Romanın özeti gibi bir parça
O zamana değin, çocukken insana sonsuz gibi görünen bir yolda, yılların yavaş yavaş ve hafifçe geçtiği, böylece hiç kimsenin akıp gittiklerinin ayırdına varmadığı bir yolda, hep ilk gençliğinin kaygısızlığıyla ilerlemişti. İnsan, bu yolda sakin sakin, çevresine merakla bakarak ilerlerdi, aceleye gerçekten hiç gerek yoktu, ne arkanızda sizi
Sayfa 48
Atatürk Cumhuriyeti'nin petrol, maden konusundaki çalışmalarının özeti şudur: 1. 24 Mart 1926 tarihli 792 sayılı "Petrol Kanunu" çıkarılmıştır: 22 maddelik bu kanunun 1. maddesinde "TC sınırları içinde bütün petrol dahil tüm madenlerin işletilmesi devlete aittir" denilerek yüzyıldan fazla bir zamandır yabancıların
Sayfa 512 - İnkılap YayınlarıKitabı okudu
IRKÇILIK-TURANCILIK DAVASI DOLAYISIYLA Bu kitap, 1944 yılında, İstanbul'da Bir Numaralı Sıkıyönetim Mahkemesi'nde görülen utanç yüklü bir davanın özeti gibidir. Bazı vatansever kişiler, 1944 yılında suç işledikleri, suçlu oldukları için değil; Türk oldukları, Türkçülük idealine aşkla bağlandıkları için büyük zulümlerden, işkencelerden
Reklam
İngiliz Planı
1800'lerde, dönemin süper gücü İngiltere, uzun soluklu ve iki aşamalı bir plan yaptı... Planın özü ve özeti, yüzyıllar boyu batı devletleri tarafından sömürüle sömürüle zengin kaynakları bitmeye yüz tutan eski sömürgelerin yerine yeni sömürgeler bulmaktı. İslâm dünyası bu iş için biçilmez bir kaftandı. Zaten buhar gücünün yerini yavaş yavaş petrol almaya başlamıştı ve Ortadoğu petrol yatakları bakımından çok zengindi. Fakat bir engel vardı: OSMANLI... Osmanlı, Ortadoğu' ya hâkimdi ama ne sömürüyor ne de sömürtüyordu. Şu halde Osmanlı İmpatatorluğu' nun önce zayıflatılması, ardından parçalanıp bölüşülmesi gerekiyordu... Bu, planın birinci aşamasıydı... Fakat yetmezdi. Çünkü İmparatorluk dağılsa bile, Osmanlı Hanedanı' nın elinde bulunan hilâfet gücü, İslâm dünyasını kontrole devam edecekti. Sadece İmparatorluk (dolayısıyla saltanat) değil, hilâfetin de Osmanlı Hanedanı'ndan alınması lazımdı. Böylece, ' birleştirici unsur' dan (hilâfetten) mahrum kalan İslâm âlemi savrulup her türlü sömürüye açık hale getirilecekti. İngiltere, birtakım devletleri de yanına alıp ( Fransa ve dönem dönem Rusya) güçlendikten sonra, düğmeye bastı: 1800' lü yılların başında operasyonu başlattı.
Çok uzun ama mutlaka okuyun! Yaşamın özeti gibi..
Her sevginin başlangıcı ve süreci, o sevginin bitişinin getireceği boşluk ve yalnızlık ile dolu. Belirsizlikler arasında belirlemeye çalıştığımız yaşam gibi. Sevgi isteği, kendi kendine yaşamı kanıtlama isteği kadar büyük. Belki kendilerine yaşamı kanıtlamaya gerek duymayan insanlar, sevgileri de derinliğine duymadan, acıya dönüştürmeden yaşayıp
Sayfa 14
Ahmet Şimşirgil hocamızdan sonun başlangıcının kısa bir özeti...
II. Mahmud Han büyük ve kanlı bir ihtilalin sonunda tahta çıkarılmıştı. Yılların çalışmalarının bir anda yerle yeksan olduğuna şahit olmuştu. İsyanlar, muharebeler ve devletinin taksim edilmesi teşebbüsleri ile karşı karşıya kaldı. Fakat o, ümit ve cesaretini asla yitirmeyecektir. Her türlü ağır şartlara karşı, ecdadına yakışır azim ve idare ile
Son yılların özeti!
İnsanların, üniformaları ile ünvanları, kişilere yetki veren kaliteler olarak kabul etmeleri kendiliğinden gerçekleşmemiştir. Otoriteyi elinde tutanlar ve bundan yararlanan çevreler, insanları bu kurgusal yanıltmacaya inandırarak, onların gerçekçi ve eleştirel düşüncelerinin uyutulmasına ve zayıflatılmasına çalışmışlardır. Her düşünen insan, eleştirel düşünce gücünü zedeleyen, şaşkınlaştırıcı klişe fikirlere zorlayan ve kişileri kendine esir alan propaganda yöntemlerini iyi bilir. Bazen bu propanganda öyle güçlenir ki, insan, gözüyle gördüklerine ve kendi düşüncesiyle vardığı yargılarına bile inanamaz olur. Yaratılan bu yapay gerçeklik giderek özdeki gerçekliğin üzerini örter ve onu kavranılmaz kılar.
Sayfa 64
Reklam
Padişah ile halkı arasındaki ilişkilerin kısa bir özeti:
Onun katı kişisel yönetiminin ve istibdadının cömertliğine mazhar olanlar bile dahil olmak üzere tüm yukarı sınıfları yabancılaştırdığını duymak sizi şaşırtmamalıdır. Eski muazzam bürokrasiden en küçük bir kudret kırıntısı bile esirgenmiştir. Aşağı tabakalar ve halka geline, Hıristiyan uyruklar da dahil, şimdiki hükümdara severek bağlanmışlardır.
31 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.