Suffa Mektebi’nin gözde muallimlerinden olan Ubâde b. Sâmit anlatıyor, diyor ki:
“Ben Ashâb-ı Suffa’da olan bazı kardeşlerime Kur’ân okumasını ve yazı yazmasını öğretirken, bu talebelerimden biri bir gün bana bir yay hediye etmişti. Çok güzel bir yaydı. Hediyesini kabul ettim. Kendi kendime dedim ki: ‘Öyle çok kıymetli bir mal değildir bu… Hem ben onunla cihada katılır, Allah yolunda ok atarım.’ Bunu dedim ama yine de içime bir sıkıntı düştü. Acaba bu hediyeyi almakla iyi mi yaptım, kötü mü yaptım diye… Dayanamadım birkaç gün sonra Efendimiz’in (sas) huzuruna gittim ve O’na başımdan geçeni anlattım. Bir anda Efendimiz’in (sas) yüzünün rengi değişti, ben kızdığını anladım, o anda dedi ki: ‘Eğer boynuna ateşten bir halka takmayı arzu edersen, onu kabul et.’ Bu sert uyarıyı duyar duymaz koştum eve, yayı aldım ve sahibine iade ettim. Bir daha da ilim tedrisatında bana verilen hediyeleri asla kabul etmedim.”
[Ebû Dâvûd, İcare, 37]