Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“SAAT 23:37 Ay yarılsın bu gece Bir parçası benim diğeri senin avucuna düşsün. Öyle aydınlatsın ki seni Güneş gibi bana ışık saç. Rüzgar savursun saçlarını, Dağıtsın kokunu bana, Bir nebze mutlu etsin beni. Seni ıslatan yağmur bana yağsın. Islatsın iliklerime kadar... Gökkuşağında seni bulurum. Ve saat 23:37 Bana sevdiğim demeni özledim... Sevi ve ben ama yoksun sen. Her yer zifiri sesini özledim... Korkuyorum!”
Seni bir yaz gününe benzetmek mi, ne gezer? Çok daha güzelsin sen, çok daha cana yakın: Taze tomurcukları sert rüzgârlar örseler, Kısacıktır süresi yeryüzünde bir yazın: Işıldar göğün gözü, yakacak kadar sıcak, Ve sık sık kararı da yaldız düşer yüzünden; Her güzel, güzellikten er geç yoksun kalacak Kader ya da varlığın bozulması yüzünden; Ama hiç solmayacak sendeki ölümsüz yaz, Güzelliğin yitmez ki asla olmaz ki hurda; Gölgesindesin diye ecel caka satamaz Sen çağları aşarken bu ölmez satırlarda: İnsanlar nefes alsın, gözler görsün elverir Yaşadıkça şiirim, sana da hayat verir.
Reklam
İnsan yaşamak ister, kendini satmak zorundadır, oysa bu ihtiyacını sömürenleri küçük: görür ve işçi s a t ı n a l ı r . Tuhaftır, güçlü ye, korkutucu olana; evet, tiranlar ve generaller gibi korkunç kişilere boyun eğmek, endüstrinin bütün büyükleri olan bu bilinmeyen ve ilginç olmayan kişilere boyun eğrnek kadar utanç ve aa verici biçimde yaşanmaz: İşçilerin işverende gördüğü şey, genellikle yalruzca aldatıa, tüm sıkıntılardan çıkar sağlayan, kan ernid bir köpek insandır, işverenin adı, vücut yapısı, davranışları, ünü işçinin ilgisini çekmez. Şimdiye dek fabrikatörler ve büyük ticari girişimdler, bir k i ş i y i tek başına i I g i n ç kılacak bütün o d a h a y ü k s e k ı r k ı n işaretlerinden, tarzlarından belki de çok fazla yoksun kaldılar; doğuştan gelen soyluluk, gözlerinde ve davranışlannda görünseydi, yığınlann sosyalizmi belki de olmayacaktı. Çünkü yığınlar temelde her çeşit k ö l e I i ğ e boyun eğmeye hazırdırlar, yeter ki üstlerindekiler sürekli olarak daha yüksekte oldukları, d o ğ u ş t a n emir verme gücü taşıdıklan konusunda kendilerini haklı göstersinler - kibar davranışlarla! En sıradan insan, kibarlığın birdenbire kendiliğinden oluşmadığını, onun meyvesine erişme şerefinin uzun bir zaman dilimi içinde kazarnlacağını sanır, - oysa yüksek yaşam biçiminin eksikliği ve kıpkırmızı tombul elleriyle ünlü fabrikatör kabalığı, onları şu düşüneeye getirir: Ancak kazara, ancak şans eseri, bir insan diğeri üstünde yükselir: İşte o zaman, diye düşünür, deneyelim b i z de şansımızı öyleyse! Atalım zarlanrnızı! İşte böyle doğar sosyalizm!
Sayfa 53
Farz et ki sen yoksun….
Aşk
“Ben de bağlayabilirdim seni, gücünden, özgürlüğünden, mutluluğundan yoksun bırakabilirdim; o korktuğun, o aradığın acılı kaygıyı ben de uyandırabilirdim içinde. İstemedim. Seni hiçbir kurnazlığa başvurmadan sevmek, göğüs göğüse çarpışmak istedim. Silahları sen bana kendi elinle verirken, hiçbir savunmaya başvurmadan bıraktım kendimi sana. İyi ettiğimi sanıyorum. Bana öyle geliyor ki sevgililer arasındaki bu amansız savaştan daha büyük bir şeydir aşk. Sevdiğimizi açıkça söylememiz, gene de sevilmemiz olanaklı olmalı. Sıkıntıdan bu biçimde, sevdiğin kadınların çılgınlıklarıyla kurtulmak gereksinimi senin zayıf yanındı, sevgilim. Ben böyle düşünmüyordum aşkı. Tam bir bağlılığı, hatta bir tutsaklığı benimseyebileceğimi seziyordum. Yeryüzünde senden başka hiçbir şey yoktu benim için. Bir yıkım çevremizde tanıdığımız bütün erkekleri yok etse, sen sağ kaldıktan sonra, çok da önemli bir şey gibi gelmezdi bu bana. Evrenimdin benim. Bunu sana göstermek, bunu sana duyurmak belki de önlemsizce bir şeydi. Ne çıkardı? Ben sana karşı akıllı bir politika gütmek istemiyordum ki, sevgilim. Yapmacığa kaçamazdım, önlemci olamazdım. Seni seviyordum.”
Sayfa 176 - helikopterKitabı okudu
368 syf.
·
Puan vermedi
·
20 günde okudu
Altın Değerinde Tavsiyeler Veya Savaş Uçakları da Kaosun Ejderhası Sayılır Mı ? İyi bir okuyucu olduğunu düşünen insanların büyük bir kısmına sorsak kişisel gelişim kitaplarına burun kıvırırlar. Bunların kitap satışını arttırmak için okuyucuyu pozitif duygulara boğan, pohpohlayan kitaplar olduğunu söyleyeceklerdir. Hele o evrene mesaj göndermeli
Düzenin Ötesinde
Düzenin ÖtesindeJordan B. Peterson · Butik Yayıncılık · 202251 okunma
Reklam
Sen Harry, hep bir sanatçı ve düşünür hayatı yaşadın, için hep sevinçle,inançla dolup taştı, büyük ve ölümsüz şeylerin peşinde koştun hep, sevimli ve küçük şeylerden asla memnuniyet duymadın. Ne var ki yaşam seni uyandırıp kendine yaklaştırdıkça çaresizliğin büyüdü; acıların, korkuların ve umarsızlıkların batağına giderek daha çok saplandın, gırtlağına kadar gömüldün içine, bir zaman güzel ve kutsal bilip baş tacı ettiğin şeyler, insanlara ve bizim yüce misyonumuza beslediğin inanç imdadına koşamadı, hepsi yitirdi değerini, un ufak oldu, inancın soluyacak havadan yoksun kaldı. Havasızlıktan boğulmak ise çok acı bir ölümdür. Yalan mı Harry? Bu senin yazgın, öyle değil mi?
Seni bir yaz gününe benzetmek mi, ne gezer? Çok daha güzelsin sen, çok daha cana yakın: Taze tomurcukları sert rüzgârlar örseler, Kısacıktır süresi yeryüzünde bir yazın: Işıldar göğün gözü, yakacak kadar sıcak, Ve sık sık kararır da yaldız düşer yüzünden; Her güzel, güzellikten er geç yoksun kalacak Kader ya da varlığın bozulması yüzünden; Ama hiç solmayacak sendeki ölümsüz yaz, Güzelliğin yitmez ki, asla olmaz ki hurda; Gölgesindesin diye ecel caka satamaz Sen çağları aşarken bu ölmez satırlarda: İnsanlar nefes alsın, gözler görsün, elverir, Yaşadıkça şiirim, sana da hayat verir.
Tam 1 ay 720 saat, 43 200 dakika... Yoksun ve bunca gün saat dakikadır ben seni bir daha göremeyecek olmanın verdiği acıyla baş etmeye çalışıyorum. Hayat devam ediyor, zamanla alışacaksın diyenler bilmiyorlar ki hayat mecburiyetten devam ediyor. Bende bilmezdim bu nasıl bir his bence sevdiğini toprağın altına koymayan kimse bilmiyor keşke bende bilmeseydim hayatımda tecrübe etmek istemediğim tek şey senin ölümündü. Her sabah duyduğum ilk andayım rüya diyorum geçti arar anlatırım korka kuzum ben burdayım der diyorum. Ama yok gerçek! İliklerime kadar acıtan bir gerçek. Bana her gün yaşarken ölmek ne demek öğreten bir gerçek. Sana söyleyecek milyonlarca şeyim var. Sen yalnız gitmedin ki kurduğumuz onlarca hayali, planlarımızı, heyecanımızı,hevesimizi de götürdün. Bu bir ayrılış değil biliyorum kavuşacağımız günde gelecek hemde ne kavuşma bu boş yalan dünya telaşından sıyrılıp gerçek mutluluğu cennet bahcelerinde yaşayacağız. Sen benim şansımdın şükrümdün. Varlığında yokluğunda binlerce şey öğretti bana. Rabbim boşa gondermedi seni bana biliyorum. Duyuyorsun beni biliyorum. Sana bakınca içim açılıyor derdin bende şimdi gökyüzünde sana bakıyorum biloyorum görüyorsun beni. İnsanlar yaşarken bile birbirlerini sevmiyorlar ben bense seni hem yaşarken hem ölünce seviyorum. Sen sözünü tuttun ölene kadar seni sevicem derdin. Şimdi sıra bende ölene kadar seni sevicem sevgilim...
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.