207 syf.
·
Puan vermedi
Cengiz Aytmatov okumalarım devam ediyor zira geç bulduğum daha doğrusu bir hazine olduğunu bildiğim halde görmezden geldiğim bir hazine membaı Aytmatov. Aytmatov'un çoğu eserinde ana tema "İkinci Dünya Savaşı’nın getirdiği sefalet, hasret, müşkülat" ve buna bağlı olarak etkilenen insanların hayatıdır. Sultanmurat ile başlayayım
Cemile - Sultanmurat
Cemile - SultanmuratCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 20132,207 okunma
Saatler de sahiplerinin mizaçlarındaki ağırlığa, canı tezliğe, evlilik hayatlarına ve siyasî akidelerine göre yürüyüşlerini ister istemez değiştirirler. Bilhassa bizim gibi üst üste inkılâplar yapmış, türlü zümreleri ve nesilleri geride bırakarak, dolu dizgin ilerlemiş bir cemiyette bu sonuncusuna, yani az çok siyasî şekline rastlamak gayet tabiîdir. Bu siyasî akideler ise çok defa şu veya bu sebeple gizlenen şeylerdir. Hiç kimse ortada o kadar kanun müeyyidesi varken elbette durduğu yerde, "Benim düşüncem şudur" diye bağırmaz. Yahut gizli bir yerde bağırır. İşte bu gizlenmelerin, mizaç ve inanç ayrılıklarının kendilerini bilhassa gösterdikleri yer saatlerimizdir.
Sayfa 15 - Dergah YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Seni tanımak, seni bir kerecik bile görmek, milyarla yıl yaşamaktan daha dolu, daha hazlı ve daha değerlidir.
Plakları anımsadı: “Başkalarının seslerini kulaklarınla, kendi sesini gırtlağınla duyarsın.”Evet. İnsan kendi hayatını da gırtlağıyla duyar, peki ya başkalarınınkini? Umut ve kin dolu, ıssız kentin pusuya yattığı bu yoğun ve basık gecenin ardında gizlenen büyük ilkel gece gibi, ölümlü kalabalığın gerisinde de önce yalnızlık, hareketsiz yalnızlık vardı. “Ama ben, benim için, gırtlağım için neyim ben? Mutlak bir olumlama, bir deli olumlaması: Geri kalan her şeyden daha büyük bir yoğunluk. Başkaları içinse, yaptıklarımla varım.”
Esirlerin salıverilmesinden sonra Tiflis'te çıkan Kafkas adlı ga­zetede, avulda geçirdikleri esaret günlerinin hikayesi yayınlan­dı. Gazetenin yazdığına göre "ilk akşam, tanışmayla geçti." Bu denli dehşet verici bir akşamı, sosyal kaynaşma çağrışımı yapan bir ifadeyle tarif etmeleri ilginç. Fakat Şamil, daha ilk günden esirlere
Temmuz ayının başlarında kırsal bölgeler, Şamil'in bizzat dağ­lardan ineceği ve Telav'a saldırı düzenleyeceği dedikodularıyla çalkalanıyordu. Fakat Prenses Anna endişeli değildi. Yağan yağmurdan dolayı Alazani o kadar kabarmıştı ki nehri geç­menin imkansız olduğunu düşünüyordu. Ayrıca milisleriyle birlikte görevde olan kocasından haber
Reklam
1.000 öğeden 171 ile 180 arasındakiler gösteriliyor.