Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Bir vedanın burukluğu var üzerimde. Sanki yolun sonuna gelmiş gibi soğuk ve izbe bir yerdeyim. Gözlerim seni arıyor ama ne sen bana kal diyebiliyorsun ne de ben sana dönebiliyorum. İçime çöreklenen, böyle garip bir his işte. "
256 syf.
·
Puan vermedi
·
19 saatte okudu
"Bir tren, enfes bir yaz manzarasında hızla ilerliyor." Hayatımız gıbı..akıp gidiyor zamanın çemberinde..
Alex Schulman
Alex Schulman
tek bir istasyonun hem başlangıcı hem bitişe giden yolun olduğu bir hikayeyi ustalıkla anlatıyor okura "Karakterlerin kendi bakışından yansıması , zaman ve kişilerdeki o anki yumuşak geçişler, bir şeylerin olacağının sezdirilmesi ancak bunu gerilim değil de saf bir merakla yapması Malma İstasyonu’nu daha ‘gerçek’ kılıyor."
Malma İstasyonu
Malma İstasyonu
’nda yine çocukluğunun travmalarına dönüyor: Güvensiz babalar, yok anneler, yabancılaşmış çocuklar. Her şey iktidarsızlık, ulaşılamazlık ve kayıp soluyor. Schulman kendini yürek parçalayıcı bir şekilde, sürekli babasını gözlemleyen ve onun için her şeyi ‘daha iyi’ yapmak isteyen küçük, melankolik Harriet’ın yerine koyuyor "Çok az erkek yazar kadınları, Schulman’ın erkekleri tasvir ettiği kadar iyi tasvir etmeyi başarabilir. Çok azı onun
Malma İstasyonu
Malma İstasyonu
’nda yaptığı gibi karmaşık bir ağ örebilir, ipleri doğru sırada ve doğru hızda çözerek okurun duygularını başından sonuna meraka teşvik ediyor. Dili duru keyıfle okudum etkilendim ben okudum sıra sizde
Malma İstasyonu
Malma İstasyonu
Malma İstasyonu
Malma İstasyonuAlex Schulman · Timaş Yayınları · 2024107 okunma
Reklam
Ağlayacak zannettim Ağlasaydı ben de ağlayacaktım Ama o gülmeye başladı Kahkahalarla gülmeye ‘Umutsuzluğunu’ güldü önce, ‘Korkularını’ güldü, sonra ‘benimle ne yapacağını bilmediğini’ güldü. Ben de ‘bilmediğimi’ sustum bir süre.  Peşinden de ‘seni seviyorum’ u sustum.  Gözleriyle, ne yapıyoruz biz, diye yazdı gözlerime, Sıkıca yumdum gözlerimi. Açtığımda ayaktaydı. Ben de kalktım.  Konuşmadan yan yana yürüdük.  Yolun sonuna geldiğimizde, “Kahven var mı?” Dedim. Varmış. İçtik. Huzurla baktık ara sıra birbirimize, sıklıkla da bardaklara. Uzun süredir ilk kez canım bu kadar az yanıyordu. Kahve hiç bitmesin isterdim. Ama bitti. Az önce yakaladığım huzura sarılarak usulca doğruldum. Kapıda bir kez daha “Seni seviyorum,” dedim.  O da “Hoşça kal” dedı. Ya da güle güle. En çok o an aşıktım ona. O kadar aşıktım ki giderken ne dediğini bile tam olarak duyamadım.
“Günümüzde seyyahların hep acelesi var; telaş içinde, her ne pahasına olursa olsun diyerek geliyorlar, ama gelmek bir yolun sonuna varmak demek değil. İnsan her menzilde bir yere varır, her adımda gezegenimizin gizli kalmış bir yüzünü keşfedebilir, bunun için bakmak, istemek, inanmak, sevmek yeterli.”
Sayfa 240 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Hayat, nerede ineceğimizi kendimizin tayin edemediği uzun bir yolculuk. Mutluluk bir hedef değil. Bu yolculukta hissettiklerin, yaşadıkların, gördüklerin, göremediklerin, merak ettiklerin, söylediklerin, tanıştıkların, duyduklarında mutluluk. Eğer mutluluğu yolun sonuna koyarsak, belki ulaşamadan inebiliriz trenden. Mesele yola çıkmadan önce onu da yanımıza alabilmekte. Mesele, hâlihazırda içinde olduğun bu uzun yolculuğun tadını çıkarabilmekte..
Ama gelmek bir yolun sonuna varmak demek değil.
Sayfa 240Kitabı okudu
Reklam
Kadrolu Yalnızlar için
unuttuklarınızı soruyorum hiç hatırlamak istemediklerinizi teninize iz bırakanları ve izinizi taşıyan tenleri görmesenizde sezdikleriniz var mı sizin unutmasanız da unutur gibi yaptıklarınız
Kesinlikle
İki İlke: 1. Hayattaki seviyenizi, birlikte yürüdüğünüz insanların seviyesi belirler; zîrâ 'hem-hâl' olduklarınızla 'bir-hâl' olursunuz. 2. Yürürken yolun sonuna odaklananla dostluk etme; çünkü kestirmeyi bulduğunda seni yüzüstü bırakır; zîrâ dostluk sona değil, yola nisbetledir.
9/10 puan verdi
Öncəliklə uzun bir müddətdi oxuyub bitirəbilmədiyimə baxmayaraq, bildirmək istəyirəm ki, axıcı əsərdir və günümüzün bəzi reallıqlarını özündə əks etdirir. Bir kitab haqqındakı təəssüratlarımı ilk dəfədir bölüşdüyüm üçün böyük ehtimal ki, spoilerlər çox olacaq :) Əsər məncə özlüyündə xüsusi bir mövzuya fokuslanmayıb, bir-birinə axıcı şəkildə
Martin Eden
Martin EdenJack London · Sis Publishing · 201390,9bin okunma
Kişi ne zaman kendisiyle tanışır?. S 76
Demek oluyor ki ayrılığı farkettiren hasret ise, belki sona değil ama sonuna erdirecek olan da aşktır. Hasılı dört menzile sahip bir dairenin içindeyiz: ayrılık menzili, hasret menzili, acı-ızdırab menzili, aşk menzili. Dikkat edilirse düz bir çizginin, bir doğru'nun içine bu menzilleri yerleştirmekten kaçınıyorum; yani 'önce'
Sayfa 76
Reklam
Kişi ne zaman kendisiyle tanışır?. S 75
Hasretin nedeni ne ola ki ya yoksunluk ya ayrılık! İnsanlar yoksun oldukları şeylerden, neyse o şeyler onlardan ayrı kaldıklarından dolayı hasret çekerler: sevgiliden ayrılık, aileden ayrılık, memleketten ayrılık, vs. Hasretin nedeni ayrılık, peki ya kendisi?!?! Hasret ayrılığı farketmek demek, ayrı olduğunu hatırlamak, ayrılığı unut(a)mamak demek... Hasret insana sadece kendisinden ayrı kaldıklarını, ayrı olduklarını değil, bizatihi ayrılığın kendisini farkettirir. Çünkü 'ayrılık' hasretle farkedilir. Nasıl ki ayrılık hasrete, hasret de yanmaya, ızdıraba yol açıyorsa, ızdırab da kişinin ayrı kaldıklarına kavuşma, onlara dokunma, onları tutma arzusu duymasına yol açar; kısaca aşk'a. Ayrılıktan aşka giden yolun menzilleri kabaca böyle... (a) önce ayrılık... (b) sonra ayrılığın farkına varmak, yani hasret... (c) derken hasretin verdiği acı.... (d) ve en nihayet son menzilde aşk... Demek oluyor ki ayrılığı farkettiren hasret ise, belki sona değil ama sonuna erdirecek olan da aşktır.
Sayfa 75 - Cenab-ı Aşka Dair Dücane Cündioğlu KAKNÜS YAYINLARI
Renklerden Moru alıntılar
(1) Güldü. Sen kendini ne sanıyorsun, dedi. Kimseyi lanetleyemezsin. Baksana şu haline. Siyahsın, fakirsin, çirkinsin, kadınsın. Kahrolası dedi sen bir hiçsin. (...) Bir ses, dinleyen her şeye dedi ki, fakirim, siyahım, çirkin olabilirim, yemekte pişiremem belki. Ama buradayım. (2) Çok mutluyum. Aşkı buldum, işim var, param var, arkadaşlarım ve
Sayfa 1 - Doğan Kitap - Renklerden Moru
...bir insanın bizim hiç dikkat etmediğimiz bir andaki tepkisini, konuşmamızı tekrar düşündüğümüzde can alıcı bir noktayı aydınlatacak olan tavrını ancak aradan çok uzun zaman geçtikten sonra merak ederiz. Ama hafızamızda bir boşlukla karşılaşır, herhangi bir iz bulamayız. Çoğunlukla, o anda bile bize önemli görünebilecek şeylere dikkat etmeyiz, bir cümleyi tam işitmeyiz, bir hareketi görmeyiz ya da sonradan unuturuz. Ardından, bir gerçeği ortaya çıkarma hırsıyla mantık yürütürken, hafızamızı yazılı tanıklıkların bulunduğu bir dosyanın sayfalarını çevirircesine tararken, o cümleye, o harekete geldiğimizde, bir türlü hatırlayamayız, aynı yolu defalarca baştan kateder, yolun sonuna varamayız.
"İnsanlığın yolun sonuna gelmiş olmasından memnun değil misin? Ben memnunum. Dize geldim, yenik düştük."
Sayfa 196Kitabı okudu
Hayatımın hiçbir döneminde emek vermekten, sevdiğim şeyler için çaba göstermekten imtina etmedim. Bir yol varsa ve yolun sonuna inanıyorsam tüm gücümle koştum bazen düştüm çokça berelendim ama günün sonunda heybemde hep bir kazancım vardı kimi zaman ufak bir sevi kırıntısı, kimi zaman kocaman bir anlamlar uyarısı kimi zaman da bir boşluk.. Ve bu sabah uyanıp baktığımda emeğimin meyvesini gördüm dikenlerin ardında güzeller güzeli bir çiçek..
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.