376 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Katılır mısınız bilmem ama insanın kendi hakkında yazması üzerine şöyle diyor Karl Ove Knausgaard:”Kişinin kendisi hakkında yazması belli bir bakımdan empatinin tam tersidir,empati dıştan içe hareket ederken kişinin kendi hakkında yazması içten dışa yönelmek anlamına gelir.Yine de iki süreç de aynı şeyi, yakından tanımayı ve böylece anlamayı hedefler.Kendisi hakkında yazan kişi özün dışına çıkıp dışsal bir bakış benimsediğinde aynı zamanda hem içe hem dışsa ait olan tuhaf bir nesnellik oluşur, kişinin kendi özü içinde başkasına aitmiş gibi dolaşabilmesini mümkün kılan işte bu nesnelliktir ve bu hareket empati gerektirdiği için böylece çember kapanmış olur.” syf 125 Karl Ove Knausgaard’ın Mevsimler dörtlemesini bitirirken yukarıdaki cümleler neden Karl Ove Knausgaard okumayı sevdiğimi de anlamamı sağladı.
Yaz
YazKarl Ove Knausgaard · Monokl Yayınları · 201928 okunma
234 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 saatte okudu
Ocak ve Şubat aylarında okuyup da kendime notlar düşemediğim kitapları bu haftasonu kısa paragraflarla paylaşacağım. ︎ Bunlardan ilki Koç Yayınları'nın Tefrika Dizisi'ne ait. CKM Okuma Atölyesi'nin listesinde yer alan bu kitabı 19 Ocak'ta okuyup bitirmiştim. ︎ Dilharap romanı (26 Kasım 1896) ile (3 Haziran 1897) tarihleri arasında "Hanımlara
Dilharap
DilharapFatma Fahrünnisa · Koç Üniversitesi Yayınları · 201726 okunma
Reklam
%51 (163/318)
6/10 puan verdi
mazide kalan her şey kısa sürmüş demektir*
“canım okuyucu, bedenin yaşı bellidir lakin ruhun kaç yaşında asla bilemezsin.” Diğer incelemelerde de bahsedildiği gibi kapak tasarımı çok hoş ve ilgi çekici onun dışında yazarın da kendine özgü mizahi değişik bir dili vardı bence, yani ben okurken eğlendim hatta bazı yerlerde sesli güldüğüm bile oldu. Dikkatimi çeken bir şey de kitapta çok değişik isimler olmasıydı (konuyu yazarken karakterlerden isimle bahsettim aşağıda ordan da bakarsınız) özellikle bir yere kadar tamamdım ama bir karakterin ismi “Korkut Üneli’ydi yani siz düşünün. not : bu kadar anlattım ama ben kitabı yarım bıraktım çünkü bu sene biraz daha kendimi fikir yönünden geliştirecek kitaplara ve klasiklere yönelmek istiyorum tabi şahsi bir şey kitabın kötü olmasıyla alakası yok. Kitabımızın baş karakteri Ruhi Mücerret, kendisi 100 yaşında ve istiklal harbi’nin son gazisi. Yaşına rağmen şaşırtıcı bir derecede çok sağlıklı hatta “yaşamak, benim kronik hastalığım” diyordu kendisi. Sırayla babasını, annesini, eşini, oğlunu, kızını ve birçok akrabasını kara toprağa veriyor en son arkadaşı zülfikâr zarifoğlu da ölüm döşeğindeyken ondan birini bulup öldürmesini istiyor “Masum Cici” çok fazla detay vermeyeceğim bundan sonrasında Ruhi Amca Masum Ciciyi bulmaya çalışıyor hatta aşık bile oluyor ( kendinden 70 yaş küçük Nazlı Hilal’e ) ben ilk 130 ve son 30 sayfayı okuduğum için Nazlı’yla noldu öğrenemedim ama gayet eğlenceli, kafa dağıtmak ve rs’den çıkmak için ideal bir kitap, belki başka bir zaman bitiririm
Ruhi Mücerret
Ruhi Mücerret
Murat Menteş
Murat Menteş
Ruhi Mücerret
Ruhi MücerretMurat Menteş · April Yayıncılık · 201315,6bin okunma
168 syf.
·
Puan vermedi
Yıllar önce tanışmıştım Osho ile. O zaman sevmiştim, mantıklı da gelmişti bazı bilgiler de tokat gibi gelmişti ayrıca. Ancak yıllardır okumuyordum . Şimdi bu kitabı elime aldım yarıya kadar okudum. Tamamlayamadım. Yani bahsettiği seylerden o kadar emin ki. Ama tutarsiz. Bana günümüz kisisel gelisimci yasam koclarini hatirlatti. Yani sevemedim bu kez. Hicbir soyledigine katilmiyor degilim elbette katildigim mantikli bilgiler var. Ancak dedigim gibi tutarsiz geldi. Belki ifade edisi bana ters geldi ya da çeviriyle ilgili sorunlar vardir bilmiyorum. Ama eksik, yanlis bi seyler var. He bi de bi sayfa da Halil Cibran'ı elestirmis. 'Halil Cibran kalbi vurgulamaya devam ettigi surece onunla ayni fikirde olamazmis. Kalp ara istasyonmus varis istasyonu degilmis. Son istasyon insanin kendi varligiymis.' Iyi de Halil Cibran aksini iddia etmiyo ki. Adam da zaten varliga ulasmak icin kalbe yonelmek gerektigini anlatiyo. Kalp varis istasyonu demiyor. Onun amaci da insanin kendine asıl gercek benligine ulasmasi. Osho eger meczupluga takildiysa da gercek anlamda bir meczupluktan bahseldimedigini anlamamis olamaz heralde. Gorusu, dusunceleri, farkindaligi diger insanlardan baska oldugu icin insanlarin kendisini meczup olarak gordugunden bahsediyor. Ve hicbir zaman bir tutarsızlık da sezmedim valla ben adamdan. Ne dedigi, neyi savunduğu, yolu belli. Halil Cibran severim bazen 'samanyolu /Kalp Gozu' gibi hikayeleri olsa da dusunduren guzel hikayeleri de çoktur bence.
Duygular
DuygularOsho · Ganj Yayınları · 2015783 okunma
128 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Cioran hakkında yazılmış birkaç yabancı yazının çevirisini ve derleyenlerden Sadık Erol Er hocamın iki adet yazısını içeriyor kitap. Cioran'ı okumak zordur, anlamak ise çok daha zordur.. Tam olarak anlayabilmek imkansızdır, zannımca.. ancak onu mümkün mertebe algılayabilmek için sadece kendi yazdığı kitapları değil, onun hakkında yazılmış olan yazıları da okumak gerektiğini düşünüyorum. Cioran üzerine Türkçe olarak basılmış birkaç adet kitap mevcut. Bu kitap ise benim Cioran üzerine okuduğum ilk kitap. Onu algılayabilme konusunda bana oldukça yardım sağladığını söyleyebilirim. Kitaptaki ilk yazının dili, kitabı okumaya ilk başladığımda, beni zorladı ve hatta anlamakta zorluk çektiğim için kitaptan bir süre uzaklaştım... Ancak devam ettikçe, Cioran'ı iyice hissettikce okuduğum her kelime daha çok netleşti. Tavsiyem önce Cioran'ın kendi kitaplarını okumak, sonrasında bu kitaplata yönelmek yönünde olacak.. Cioran, benim kutsal düşünürüm.....
Emil Michel Cioran - Uykusuzluk Göğünde Bir Dolunay
Emil Michel Cioran - Uykusuzluk Göğünde Bir DolunayOnur Varolun · Çizgi Kitabevi · 201863 okunma
136 syf.
9/10 puan verdi
Merhaba Sevgili Kitap Dostlarım:) Bir solukta okuyup bitirdiğim pazar günümü anlamlı kılan bir kitapla geldim bugün.Özgül yani sahne adıyla namı değer Özge.Sesiyle sahnede yürekleri mest eden bir kızımız.Bir gün sahne aldığı sırada bir seyirci ona bir not ve numara verir.Numarayı aramaz ama atmazda.Sesiyle tek başına mücadele veren Özgül'ün iş yeri kapanır ve Özgül koca bir yalnızlıkla baş başa kalmıştır.Biliyoruz ki insan yalnızken bir boşluğa düşer.Hatta bu dönemlerde alınan kararlar çoğunlukla sağlıklı olmaz.Yalnızken insan aranır. İş arar, arkadaş arar, ailesini arar ve aklına gelebilecek herşeyi arar.Yönelmek, tutunmak ister.Peki aslında çevresinde birini ararken kendini niye hiç aramaz? Sen kendini buldun mu?Sendeki sen sen mi? Severek okuduğum bir kitaptı gerçekten.Seneler evvel gittiğim Konya'yı ve ziyaret ettiğim Mevlana'yı bende sevgili @ilhno vesilesiyle yad ettim. Büyük puntolarla yazılmış olması ve akıcılığı ile seveceğiniz umuyorum=) Matmazelle birlikte sevgiyle, dostça ve hoşça kalın:)
Yolda Bir An
Yolda Bir Anİlhan Özdemir · Dört Yayınları · 201930 okunma
Reklam
405 öğeden 321 ile 330 arasındakiler gösteriliyor.