Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
382 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
20 günde okudu
sae
Hiciv tarzinda yazılmış kitap okumam esnasinda birçok kez sesli gülememe sebep oldu :) Toplumumuzun o günkü durumunu düşünce tarzını sürü psikolojisi ile nasil kolayca kontrol edilip yonlendirilebilecegini gözler önüne seriyor. Okudukça aslinda o günkü insanlara bugünlerde de raslanabilecegi aklımda belirdi. Cok üzücü ki o günlerden (cumhuriyetin ilk yillarindan) bugünlere toplum yapimiz düşünce tarzimiz bir adim ileri gitmediği gibi daha da gerilemis olduğunu farketmem beni hayli üzdü. Kitabin dili biraz yorucu özellikle ilk sayfalarda bazi yerleri anlamadan geçtiğimi üzülerek ifade etmek istiyorum. Gec bitirmemin bir sebebi bu diğeri hayatimdaki yogunluktur. Edebiyatla yakından ilgilenen arkadaşların zorlanmadan okuyacağını düşünüyor ve henuz okumadıysanız tavsiye ediyorum. Herkese iyi okumalar :)
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Saatleri Ayarlama EnstitüsüAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 202341,8bin okunma
104 syf.
·
Puan vermedi
·
2 saatte okudu
Okurken anlamakta, anlamlandırmakta zorlandığım bir kitap oldu Kurtarma Mesafesi. 104 sayfalık uzun bir diyalog, kısa bir roman bu. Amanda ve kızı Nina'nın kırsaldaki tatilinde yaşadıklarını anlatıyor. Amanda, kızının herhangi bir tehlikeye düşmesi durumunda ona en hızlı şekilde ulaşıp yardım edebilmek için kafasında sürekli ihtimalleri
Kurtarma Mesafesi
Kurtarma MesafesiSamanta Schweblin · Can Yayınları · 20211,229 okunma
Reklam
465 syf.
7/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Anadolu-Yunan mitolojisinden Roma mitolojisine geçiş
🖎 Bu ayın uzun soluklu mitoloji okuması Vergilius'un Aeneis destanıydı. Okudum bitti. Parçalar halinde gelişigüzel o. 🖎 Geçen 2 ayda İlyada ve Odysseia destanlarını okumuştum. Bu destan ise Roma döneminde yazılmış bir destan ve İlyada destanının sonrası ve kısmen tamamlayıcısıdır. 🖎 Çeviri olarak İsmet Zeki Eyüboğlu'ndan tercih edecektim ama o
Aeneis
AeneisVergilius · Jaguar Kitap · 2019432 okunma
152 syf.
7/10 puan verdi
BİR SAFDİLİN ANILARİ .... ARKADİ  AVERÇENKOV .   . Yazar, 1920 yılında Bolşevikler Kırım 'ı istila edince önce İstanbul'a gelmiş...Daha sonra da Prag'a gitmiş... .... Bir Safdilin Hatıra Defteri 🕯kitabında hakikaten de saf bir yaradılışa sahip bir Rus asilzadesinin İstanbul'da geçirdiği zamanı,hatıralarını anlatır...Kişilik saf olunca zaman zaman beni gülümseten kısımlar oldu.☺ Rusya'dan İstanbul'a göç etmek durumunda kalan Rus soyluları hayatları boyunca yorucu işlerde çalışmadıkları halde burada kimisi gazete satıcılığı yapar,kimisi müzisyenlik,kimisi hamam böceği yarışlarında görev alır...Mekan olarak da Galata ve Beyoğlun'da ikamet ederler.... Vatanlarından ayrı,farklı bir kültüre uyum sağlamayan çalışan bu insanların hayatını komedi unsurları ile anlatır. .... Lakin yazar o dönemin İstanbul'unu kitapta fon olarak kullansada ne şehrin güzelligini işler kitapta hatta kitabın bazı kısımlarında ....,.... lar şehri Konstantinopolis der(valla ben o kelimeleri yazamam efem) Ne Pera'dan ,ne Galata Kulesinden,ne Boğaziçinden hatta ve hatta ne de Ayasofya'dan bahsediyor kitapta .... Ben de düşündüm kendi memleketi soğuk Rusya ile karşılaştırınca İSTANBUL'un güzelligi karşısında dili tutulmuş,kalemine felç gelmiş olmalı☺ (Kaleme felç nasıl gelir,geldi ise kitap nasıl yazıldıvallahi bilmiyorum) ..... Oysa ki Lamartine ne der; Dünyaya son kere bakacaksın deseler bu bakışı İstanbul’un Çamlıca’sından isterdim. Yazara en kalbi hissiyatımla teşekkür ederim efem
Bir Safdilin Hatıra Defteri
Bir Safdilin Hatıra DefteriArkadi Averçenko · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2018592 okunma
400 syf.
9/10 puan verdi
·
22 günde okudu
Kafka'dan bu sene okuduğum ikinci kitap, ikinci mektup... Mektup, günlük, otobiyografi, anı türlerinde eserler okumak benim için ekstra keyiflidir. Adeta insanların beyin kıvrımlarında dolaşır, onlarla oturup sıcak bir kahve eşliğinde saatlerce sohbet etmiş tadı alırım ve bu eşsiz bir deneyimdir. Bizden yıllar yıllar önce yaşamış şu an hayatta dahi olmayan insanların duygularına, düşüncelerine tanıklık edebilmek zaten eşsizdir. İyiki kitaplar var! Ama söz konusu yazar Kafka olunca epey zorlu bir okuma süreci oldu. Aslında mektupların dili gayet sade, yazılar akıcıydı ama Kafka'nın düşünce dünyasında 400 sayfa bulunmak gerçekten yorucu ve karmaşıktı benim için. Keşke aralarda Milena'nın mektupları da olsaydı,bize ulaşmış olabilseydi diye düşünmeden edemedim, okumak çok daha keyifli ve akıcı olurdu. Mektupları okurken aniden başlayan günlük olaylardan, kişilerden bahsetmeler de okunabilirliği zorlaştırıyordu, bütün bunlara eklenen Kafka'nın korkuları ve güçsüzlükleri de malesef zorlu bir mektuplar yığını oluşturmuş bizim için. Özetle Milena'ya Mektuplar benim için aşk mektuplarından daha çok Kafka'nın dünyasıydı. Zorlu bir okuma süreci oldu, pek çok keyifli alıntı da kattı birikimime.
Milena'ya Mektuplar
Milena'ya MektuplarFranz Kafka · Panama Yayıncılık · 201454,8bin okunma
191 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Çoskuyla öllmek isterdim!
İnsan yaşama doğunca bir karşılaşmayla yüz yüze gelir. Kimileri bu karşılaşmada hayatı olduğu gibi kabul ederek kendini bulamadan akış içinde eriyip gider. Kimileri de bir karşı duruşla kendi benliğini bulup ortaya çıkarmaya çalışır. Şule Gürbüz'ün öykülerindeki kahramanlar yaşama yerleşemeyen kişilerdir. Ertaflarında olan bitenleri kenara
Coşkuyla Ölmek
Coşkuyla ÖlmekŞule Gürbüz · İletişim Yayınevi · 20211,939 okunma
Reklam
353 syf.
·
Puan vermedi
·
25 günde okudu
"Bir kişi için bitmiş olan, başkası için bitmiş olmayabilir. Bu denli basit. Bunun ötesinde yol, iki ayrı yöne gider." İlk hangi Murakami kitabını okumam gerekiyor acaba diye düşünüp internette gezinirken bir yerde bu kitap tavsiye ediliyordu Murakami okumayı düşünenlere. Ben de hemen kitabı temin edip okumaya başladım ama sanırım yeterince araştırmadan karar vermişim tanışma okumasına. Bir kere zaten #faredörtlemesi adlı serinin üçüncü kitabından başlamışım okumaya O yüzden kitap bittiğinde, ben ne okudum şimdi diye düşünmeden edemedim. Gerçek miydi rüya mıydı anlatılanlar; ona ne oldu, buna ne oldu, nereye kayboldular diye sorgulayıp olay örgüsünü bir türlü yakalayamadığım yorucu ve çok uzun soluklu bir okuma oldu benim için... En kısa zamanda serinin ilki olan #rüzgarınşarkısınıdinle kitabı ile okuma serüvenine baştan başlamak istiyorum... Kitaplarla ve sevgiyle kalınız, keyifli okumalarımız olsun...
Yaban Koyununun İzinde
Yaban Koyununun İzindeHaruki Murakami · Doğan Kitap · 20122,022 okunma
176 syf.
9/10 puan verdi
yüzyıllık yalnızlık , kolera günlerinde aşk gibi başyapıtlarından daha kolay okunan ama okudukça sizi acayip sıkıntılı ruh hallerine soktuğundan sürekli ara vererek okuma ihtiyacı hissedeceğiniz bir kitap. beni en çok etkileyen karakterlerden biri kızın annesi oldu. okurken onun hakkındaki kısımları birbirine ekleyerek, sindirerek okuyun, nedenini anlayacaksınız. spoiler!! kız kuduz falan değil rahat bırakın çocuğu diye ağlarken bir anda pederin pedofili çıkması... gerçekten neresinden tutsanız yorucu bir roman.
Aşk ve Öbür Cinler
Aşk ve Öbür CinlerGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 20166,8bin okunma
315 syf.
·
Puan vermedi
·
10 günde okudu
Kitap başta bize sınırları olmayan hayatın bir gününü okuma fırsatı veriyor. Böylelikle “sınırsız” bir günün bazı izlerini hayatımda da yaşadığımı fark ettiğimde kendi hayatıma uzaktan bakma şansı bulmuş oldum. Ne kadar yorucu olduğunu bir başkasının hayatını okurken anlamam zaman zaman üzerimde olan gerginliği, isteksizliği, tahammülsüzlüğü açıklar oldu. İnsanları kırmamak, nazik olmak, yardımcı olmak sevgi adı altında kendi hayatımızdan ciddi fedakarlıklar yapmak, vefayı bir borç, vefasızlığı bir suç görmek bizlere -bana- hayatım boyunca “ doğru” olarak öğretilmiş. Kitabı okudukça naziklik, sevginin aslında ne olduğunu ve ne olmadığını öğreniyorsunuz. Sınır nedir, nasıl koyulmalıdır çok güzel bir dille okuyucuyu sıkmadan anlatılmış. Sınırlar ile ilgili bir kitap arıyorsanız ilk kitabınız mutlaka bu kitap olmalı.
Sınırlar
SınırlarHenry Cloud · Koridor Yayıncılık · 20092,523 okunma
120 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
24 saatte okudu
İçinizdeki çocuğun farkına varın
Yetişkinlerin okuması gereken bir çocuk kitabı mı ya da yetişkinliğin verdiği dar kalıpların farkına vardıran çocuk kitabı sanılan bir kitap mı desek daha yerinde olur? Hangisi olursa olsun bu kitap üzerine makaleler yazılan, yüzlerce çeviri yapılan, en çok satan kitaplardan olan ve daha çok Dünya çapında özelliğe sahip olan eserlerden biri ve bunu kesinlikle hak ediyor. Beni ilk etkileyen cümlesi : "Yetişkinler hiçbir şeyi tek başlarına anlayamıyorlar ve onlara sürekli bir şeyleri açıklamak biz çocuklar için çok yorucu oluyor." oldu. Ve aslında o yetişkin de o çocuk da biziz. Bir kere bile olsa yetişkin algımızı bir kenara koyarak çocuk gözümüzle bakabilsek Dünya'ya ya da tilkinin de dediği gibi "İnsan en iyi kalbiyle görür. Esas olan gözle görülmez." Bu anlayışla bakabilmek gerekiyor. Yetişkinlik kalıplarımızı yeri geldiğinde atmamız gerçek mutluluğa daha hızlı ulaştırabilir. Aslında Küçük Prens bizim içimizde. O saflık, çocukluk, hiçbir şeyin farkında olamama, yılanların bile zararsız olduğunu düşünme hepsi içimizde. Sadece bunun farkında olmalıyız. Afrika çölüne de gitmeniz gerekmiyor. Herhangi ıssız bir yerde yıldızların altında uzandığınızda size en parlak gelen yıldızı görün. İşte Küçük Prens orada. Siz de oradasınız. Teşekkürler :)
Küçük Prens
Küçük PrensAntoine de Saint-Exupéry · İndigo Yayınları · 2019235,7bin okunma
1.000 öğeden 861 ile 870 arasındakiler gösteriliyor.