Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
184 syf.
6/10 puan verdi
İsrafil’in Aynası, Türkiye’de fantastîki kurgu tarzının öncülerinden Şebnem Pişkin’in okuduğum ikinci kitabı. Ağırlığını oluşturan tasavvufi yönü çok ilgimi çekmese de kurgulama şekli olarak çok ilginç gelen bir kitap oldu. Hem aynı hem de her bölümde farklı bir karakter, sonradan eklenen yan ama sonradan esas karakterde “bir” olan karakterlerle
İsrafil'in Aynası
İsrafil'in AynasıŞebnem Pişkin · Astrea Yayınları · 200915 okunma
418 syf.
2/10 puan verdi
Kitabın ortalarına geldiğimde beynimi saran tek düşünce “Bu kadın amma da karakter israfı yapmış!” oldu. Bunca karakteri bir hikayede kullanmak, yılbaşı sofrası kurmak gibi. O kadar çok çeşit ve o kadar fazla miktar olur ki, insan o gece tıka basa kusana kadar yese de, yılbaşını izleyen bir hafta boyunca o geceden arta kalanları yer. Bu kadar çok
Baba ve Piç
Baba ve PiçElif Şafak · Doğan Kitap · 201215,7bin okunma
Reklam
168 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Tezer Özlü'nün sanatsal yönünün daha çok üzerinde durulduğu bu yazılar kız kardeşi Sezer Duru tarafından kitaplaştırıldı. Yurt dışındayken Türkiye'deki dergilere, gazetelere gönderilen yazılardan oluşan bu kitapta sanatsal olaylara karşı duygu ve düşüncelerini okuyorsunuz. Kendi dünyasına yakın bulduğu yazarları, eserleri büyük bir ustalıkla anlatıyor. Aynı zamanda sinema kültürü çok iyi olan Tezer Özlü başta Venedik, Berlin olmak üzere kentlerdeki film festivallerinde izlediği filmleri yorumluyor. Birçok filmi o kadar güzel anlatmış ki izlenecekler listeme girdiler. Kitapla ilgili tek eksi yön konu bütünlüğünün olmaması ve zaman kavramına dikkat edilmemesi biraz yorucu olabiliyor. Okurken keyif aldığım bir kitap oldu. Tavsiye ederim :)
Yeryüzüne Dayanabilmek İçin
Yeryüzüne Dayanabilmek İçinTezer Özlü · Yapı Kredi Yayınları · 20193,262 okunma
496 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
İnanamayacaksınız belki ama -çünkü ben bile kendime inanamıyorum- sevgili Yüzüklerin Efendisi kitabım tam beş senedir bende ve ne zaman elime alıp okumaya çalışsam hep bir engelle karşılaşıyordum. Sonunda tüm engelleri aşıp okudum. Biraz geç oldu ama geç olsun da güç olmasın demi. Ama şu anda tek dileğim serinin ikinci kitabını okumamın da bir beş sene sonra olmaması.... Evet gelelim kitap yorumuma; İlk sayfalar biraz yavaş ve yorucu geçti. Ama filminde geçmeyen birkaç bilgi öğrenmedim değil! Mesela Frodo'yu daha yüzük eline geçer geçmez yolculuğa çıkacak gencecik bir delikanlı sanıyordum ama meğersem bizim Frodo elli yaşındaymış -gerçi hobbitlere göre gene gencecik sayılıyor- ve yüzük eline geçtikten yirmi sene sonra falan yola koyuluyor. Hepimizin bildiği bir hikaye -nereden biliyoruz tabi ki filminden- yüzük aslında kötüdür. Dünya ikiye ayrılmıştır. İyilik ve kötülük. Ying ve yang ...falan filan. Tarafını seç! Güç içinde.. dur yaw olay Star Wars'a doğru gidiyor sanki. Neyse efendim filmi elbetteki daha görkemliydi çünkü muazzam görsellerle süslüydü. Yalnız insan gerek filmi gerekse kitabında Tolkien'in nasıl bir hayal gücüne sahip olduğunu merak etmeden duramıyor. Kafanın içinde neler var Tolkien! Bize sunamadığın daha nice dünyalar kurgulanmadan yitti! Yoksa sadece 'Yüzükle' mi ilgiliydi bütün dünyan!
Yüzüklerin Efendisi - Yüzük Kardeşliği
Yüzüklerin Efendisi - Yüzük KardeşliğiJ. R. R. Tolkien · Metis Yayıncılık · 202318,5bin okunma
536 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Nazan Bekiroğlu ile ilk tanıştığım kitap oldu Nar Ağacı.. Yorumlar ve baskı sayısı da etkilese de romanın gerçek karakterlerden ve yaşanmışlıklardan oluşan tarihi bir roman olması daha çok cezbetti beni. Kitabı okurken biraz zorlandım diyebilirim, çünkü ağır bir anlatımı olduğunu düşünüyorum.. Tabi ki yazarın üstün edebiyat bilgisi tartışılamaz ama belki de bana biraz okuması yorucu gelmiştir. İyi ki okudum diyeceğim kitaplar arasında yer aldığı kesin. Settarhan ve Zehra ne acılar, ne sıkıntılar atlatıp umulmadık bir şekilde birleşti yolları.. Yazarımız seyahatname şekline yazdığı romanında tıpkı gölge misali gezerken tarihler, yerler , mekanlar arasında okurlaını da peşinden gezdirdi adeta.. Büyükhanım'a hayran kaldım..Hasan ve Anuş' a çok üzüldüm, muhacırlık zamanlarını hiç böyle yakından okuyup dinlememiştim doğrusu...Kalemine yüreğine sağlık hocam..
Nar Ağacı
Nar AğacıNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 202127,2bin okunma
835 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
24 saatte okudu
Aslında Anita Blake kitapları hakkında yorum yapmak istemiyordum pek. Çünkü yorumun kitap için değil seri için olacağını biliyordum. Böyle serilerde kitabı seriden bağımsız değerlendirmekte zorlanıyorum. Yine de bu kitaba yazmak istedim. Son iki kitaptan sonra onuncu kitabı çok daha iyi buldum çünkü. Her ne kadar cinselliğin çok ön planda olması nedeniyle eleştirilse de kurgusu çok daha sağlam, çok daha akıcı bir hikaye olmuş. Seri ilerledikçe tekrar da artmış haliyle. Okurken bırak şunların kara kaşını kara gözünü anlatmayı da olaya gel dediğim çok yer oldu. Ama benim gibi kitapları üst üste okumayan insanlar için faydalı olacaktır. Kitabın hızlı bir temposu ardı. Hatta ben yoruldum artık karakterler adına. Seriye ve bu tarza alışık olmayan okurlar için de daha da yorucu olduğunu gördüm çevremden. Ama bence romanın en çekici yanı da bu zaten. Bu seriyi insanlara sevdiren şeyin edebi özelliklerinden çok karakterleri olduğunu düşünüyorum. En azından benim için öyle. Ve çok az yazar olayları böylesine canlı bir şekilde anlatabilir diye düşünüyorum. Diğer kitaplardan farklı olarak bir çok karakterin büyük değişimler geçirdiğini gördüm. Ben sevdim gerçi. Çok yerde Anita kaçmayı bırak bahane arama sen böyle biri değilsin demek istememe rağmen. Richard da beni tam anlamıyla çıldırttı. Gerçi ilk ortaya çıktığı andan beri mızmız halleri beni sinir ederdi ama artık iyice gıcık oldum. Seriyi de bu onuncu kitabı da bu türü sevenlere tavsiye ederim. Ben Zincirlenmiş Narkisos'u diğerlerine göre daha bir sevdim. Özellikle sekiz ve dokuza göre. Çok daha akıcı, çok daha sert, kurgusu çok daha sağlamdı.
Zincirlenmiş Narkissos
Zincirlenmiş NarkissosLaurell K. Hamilton · Artemis Yayınları · 2010138 okunma
Reklam
·
Puan vermedi
İyi mi, kötü mü bilemem ama bana biraz zor geldi. Anlaşılması zor oldu benim için. Zaten yarısına kadar fazlasıyla sakin ve durgun giden bir kitap. Türkçe olmayan kelimeler ile birleşince bana upuzun bir okuma süresi doğacak gibi. :) Yarım bırakmak gibi bir huyum olmadığı için şimdilik okumaya devam edeceğim. yorumlara bakılırsa ilerde ferahlıyormuş. Bakalım... ----Yukarıdaki paragraftan 10-12 gün sonra---- Bugün bitti kitap. 36 gün sürdü. Bunun en az 20 günü kitabın ilk yarısıdır büyük ihtimalle. Çünkü geriye kalan kısım ağır ağır açılıyor. Aslında iyi miydi, değil miydi? Net bir şey söyleyemiyorum. Çünkü kitabın 2.yarısı cidden ilk yarının sıkıcılığını örtecek şekilde güzeldi. Yine biraz durgunluk vardı ama bir insanın düşünceleri ve psikolojisi üzerinden yazılan kitaplar --Dostoyevski bunu çok iyi yapanlardan biri-- gayet hoşuma gidiyor. O yüzden kötü bir kitap olduğunu söylersem haksızlık olur. Kısa kesersek: ortalamanın biraz üstünde bir kitap. İlk yarı fazlasıyla yorucu, sıkıcı gibi gelse bile bitirdiğimde çok da kötü bir kitap olmadığını fark ettim. 'Mutlaka okuyun, nasıl bu kadar geç kaldım ben bu kitabı okumak için' türü bir şeyler söyleyemem ama güzeldi. Çok sonra, aylarca sonra bu kitabı sadece okumak için okuduğumu fark ettim. Tekrar okuyacağım.
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Saatleri Ayarlama EnstitüsüAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 202341,5bin okunma
416 syf.
8/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Öncelikle sitede en çok yarım bırakılanlar arasında olduğu için kitaba biraz korkarak başladığımı itiraf etmeliyim. Nitekim ilk elli-yüz sayfa arasında baya zorlandım; çünkü kitaba bir L&M kurgusu sanarak başlamıştım, yani Leyla ile Mecnun aşkı anlatılacak sanmıştım. Oysa eser bize L&M eseri Fuzuli'nin elinden çıktıktan sonra olanları anlatıyor. Dediğim gibi başlarda zorlandım fakat ne zaman ki kitaba hakim oldum, o zaman büyük bir keyif verdi. Eğer okumayı düşünüyorsanız bence bütün bir kurgu beklemeyin. Her bir bölümü ayrı bir eser gibi okuyunca inanılmaz lezzetli bir kitap oldu benim için. İllaki kurgu kısımları da var fakat Fuzuli'den başlayıp Nef'i'ye, Evliya Çelebi'den Nedim'e kadar Divan edebiyatına, Osmanlı'ya ya da dönemin burjuvasına dair öyle güzel bilgiler veriyor ki öğrendiklerim beni gerçekten çok mutlu etti ve iyiki okumuşum dedim. :) İskender Pala, "Divan edebiyatını sevdiren adam" şeklindeki unvanını kesinlikle hakediyor. :) Olumsuz anlamdaki eleştirim ise cümleleri yorucu biçimde uzun buldum. Bazı cümlelerin on satırı bile geçtiği oldu -evet saydım :) - Ve maalesef kitabın sonunu da pek tatmin edici bulmadım. Yine de verdiği kıymetli bilgiler için mutlaka okumanız tavsiyemdir.
Babil'de Ölüm İstanbul'da Aşk
Babil'de Ölüm İstanbul'da Aşkİskender Pala · Kapı Yayınları · 200420,1bin okunma
568 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Stephen King'in son kitabında çok sayıda hikâye var ve bazıları önceden diğer kitaplarındaki hikâyelerin daha genişletilmiş ya da yeniden yazılmış halleri. Bir hikâye kitabına göre, özellikle de bir korku kitabına göre çok fazla hikâye var kitapta ve bu, kitabın tamamının çok iyi ya da iyi olmasını engelliyor, gereğinden fazla hikâye okuyoruz
Kabuslar Pazarı
Kabuslar PazarıStephen King · Altın Kitaplar · 2016492 okunma
308 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Yarım bırakma sebebim kitabın kötü olması gibi anlaşılmasın. Sadece dili çok fazla ağırdı. İleride mutlaka tekrar okuyacağım. Birazcık bilgi vereyim okumayanlar için: Şiirsel bir dilde yazılmış, fakat bana fazlasıyla yorucu ve anlaşılmaz gelen bir kitap oldu. Konusu da okuduğum, duyduğum kadarıyla; dağlarda 10 yıl yalnız yaşayan bir Zerdüştün, dağlardan inip halka düşüncelerini anlaşmasıyla başlayıp gelişen olaylardan oluşuyor. Şuraya bir tarih bırakayım da ileride belki lazım olur. 29.04.2016 EDIT:(6 ay sonra) okudum ve bitirdim. Anlatılabilecek gibi değil.
Böyle Buyurdu Zerdüşt
Böyle Buyurdu ZerdüştFriedrich Nietzsche · Morpa Kültür Yayınları · 200337,6bin okunma
Reklam
392 syf.
6/10 puan verdi
·
27 saatte okudu
Kusursuz İçgüdü, adı ile müstesna diye düşünerek hevesle başladığım ancak o kadar da beğenemediğim bir kitap oldu benim için. Eşi , başka tanımadığı bir kadınla beraber ,bir trafik kazasında ölen Elanor' un şüpheleri sonucu aslında olayın kaza olmadığı ile ilgili olan konusuyla güzel ve merak uyandırıcı bulmama rağmen, yazarın anlatım dilini de bir o kadar sıkıcı ve yorucu bulduğumu söylemeliyim. Farklı bir anlatım ve kurgu şekliyle roman çok daha okunabilir olurdu diye düşünüyorum.
Kusursuz İçgüdü
Kusursuz İçgüdüNicci French · Sonsuz Kitap · 2013218 okunma
180 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Merhaba kitapsever arkadaşlar… Ercan Kesal ile ilk tanışmamız oldu Peri Gazozu. Kitap ismini babasının yaptığı ve sattığı gazozlardan almış; ama gel gelelim kitapla büyük bir alakası yok denilebilir. Ercan Kesal Radikal Gazetisi’nde yazmakta ama asıl mesleği doktor olan yazarımız sinema işinde ise büyük başarılar göstermekte… Biyografi için :
Peri Gazozu
Peri GazozuErcan Kesal · İletişim Yayınevi · 20194,115 okunma
464 syf.
8/10 puan verdi
·
16 günde okudu
Kitap genel olarak yazarın ölümünden sonra ülkemizde popülarite kazanmış olsa da ve Utku Lomlu'nun başarılı kapak tasarımları ile daha daha çok çok ilgi çekiyor olsa da bu kitaba tam manası ile ilgim Nolan'ın meşhur filmi Interstellar'ın meşhur kitaplık sahnesinde oluştu ve okumak bu zamana nasip oldu. Kitap benim için iki bölümden oluşuyor hatta üç bölümden oluşuyor diyebilirim. İlk 10 - 15 sayfa Marquez'in tarzına alışma bölümü, 250. sayfaya kadar bağımlıklık yapma bölümü ve 250. sayfadan sonra maalesef sıkılma bölümü. Ortalama 250. sayfaya kadar her ne kadar kitap olaylar bütünü olarak çok akıcı olmasa da Buendilar'dan bir türlü ayrılamıyor, her an her vakit Ursula önderliğinden Buendialar'ı okumak istiyordum ama nedense ortalama 250. sayfalardan sonra bir şekilde kitaptan koptum ve bir şekilde Marquez'in kendine has anlatım tarzı yorucu olmaya başladı. Hiçbir şekilde kötü kitap demiyorum, büyülü gerçeklik tanımını sonuna kadar hak eden bir kitap (zaten yazarın çıkardığı bir tanım), büyülü gerçeklik öyle değişik bir şey ki okurken ne gerçek ne hayal ne gerçek dışı insan ayırt edemiyor etmek de istemiyor. Sakin kafa ile okumanızı tavsiye ederim ve okurken 1 ya da 2 gün bile ara vermemenizi araya mesafe koymamanızı öneririm. Kitabı arka kapakta Marquez'in dediği gibi okudum. Dikkat ve keyifle okudum ama o kadar olay neticesinde hiç ama hiç şaşırmadım
Yüzyıllık Yalnızlık
Yüzyıllık YalnızlıkGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202036,2bin okunma
Tarihte Bugün Edebiyat
İyi akşamlar; Çok yorucu bir ileti oldu lütfen sonlara doğru da bakınız. :) Biraz uzun çünkü. :) Bugün vefat eden edebiyatçılar;
Sulhi Dölek
Sulhi Dölek
Cahit Uçuk
Cahit Uçuk
Lawrence Durrell
Lawrence Durrell
Osman Nebioğlu (d. 1912, Afyon - ö. 7 Kasım 1988, İstanbul), Türk eğitimci, yazar ve yayımcı. Ahmet Besim Atalay (1882, Uşak - 7 Kasım 1965), Türk dilbilimci, yazar ve siyasetçi.
Aka Gündüz
Aka Gündüz
II. Bahadır Şah - 1837 - 1858 arasında hüküm süren son Babür hükümdarı. Şair, müzisyen ve hattat olarak siyasi önderden çok, bir sanatçıydı Doğanlar ise; Aralarında kimler yokki :)
Bâkî
Bâkî
Ayako Fujitani 7 Kasım 1979, Osaka, Japonya) Yazar ve aktris. Kâzım Koyuncu (7 Kasım 1971 - 25 Haziran 2005), Laz kökenli Karadeniz müziği ile Rock'n'Roll müziği sentezleyerek kendi tarzını yaratan Türk müzisyen, söz yazarı, oyuncu ve aktivisttir.
Albert Camus
Albert Camus
bknz (
Yabancı
Yabancı
,
Veba
Veba
,
Düşüş
Düşüş
) Jean-Marie-Mathias-Philippe-Auguste, comte de Villiers de l'Isle-Adam (d. 7 Kasım 1838 - ö. 19 Ağustos 1889), Fransız bilim kurgu roman yazarı. Andrew Dickson White (7 Kasım 1832 - 4 Kasım 1918), ABD'li diplomat, yazar ve eğitimciydi.
407 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
İlk baş kitap kapağını inceleyerek yorumuma başlamak istiyorum. Elimde Panama yayın evinin baskısı var. Bu baskıda ki kitap kapağı özensiz ve oldu bittiye getirilmiş. İçerik ile hiçbir alakası yok. Mola kitap evinin baskısı bu konuda daha ilintili. Kitaba başlar başlamaz ilk sayfalarından itibaren M. Mazzantı'nın Ölümle Randevu'sunun tadını aldım. Yazar bu kitabı okumuş ve '' esinlenmiş'' adım gibi eminim. Göze çarpan yazım yanlışları var. Bu da göz yorucu. Konu ve örüntüye gelecek olursam; oldukça ilgi çekiciydi. İlk sayfalarda kilise konusunda sıkıntı çektim. Bir katolik kilisesi ve Beyoğlu'ndaydı. Bu kafamı karıştırdı. Nefiller ve düşmüş melekler ile ilgili beni yeni şeyler araştırmaya sevk etti. Bu yüzden de yararlı bir okuma oldu. Kültürel bazda yardımcı oldu diyebilirim. Yani boş vaktinizi değerlendirmek hususunda okuyabileceğiniz bir kitap. Bazı sahnelerde kopukluklar var, Olayların akışına adapte olamıyorsunuz ve çok zor algılıyorsunuz. Tunç karakterinin devreye girdiği sahnelerde gereksiz ayrıntılar var. Çok uzatılmış ve gerçekçi değil. Karşısında bir iblis var ve onu alaya almaya çalışıyorsunuz. Komik olmuş. En heyecan verici noktada da kitap bitiveriyor. Şimdi ikinci kitaba bütçe ayır, kızılaya gitmek için zaman ayır, kitabı ara - bulama tekrar ara....Bu süreci yaşayacağım. Kitap ilgimi çektiği için devamı olan 2. kitabı da alacağım Böylece bir bütünlük kurulacağını ve ikinci kitabın daha da etkileyici olacağına inanıyorum. Ufak tefek sorunları var . Ama anlatım gündelik dille sade. Bu da kafanızı dağıtmak için okuyabileceğiniz bir güzellik. Genel hatlarıyla beğendim.
Azazel - İman Hasatı
Azazel - İman HasatıSerkan Ertem · Mola Kitap · 2012136 okunma
1.296 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.