ala ala hey
Toplu olarak yapılan işlerde veya eğlence ortamlarında hep bir ağızdan yüksek sesle söylenen bir söz:
"Hâlâ eski bir görkemi yaşamak isteyen, ala ala hey bey soylular." - Selim İleri
Sonsuza Dek Tekrar Tekrar Aynı Hayatı Yaşamak
Nietzsche, Böyle Söyledi Zerdüşt'te bilgelikle olgunlaşmış, öğrendiklerini insanlarla paylaşmak için dağdan inmeye karar veren yaşlı bir peygamberi anlatmaktadır.
Vaaz ettiği fikirleri içinde bir tanesinin “en yüce düşüncesi” olduğuna inanmaktadır — sonsuza dek yeniden dünyaya gelme fikri.
Ellerini kalçasından çekti. Göğüslerini okşamak için değil. Biraz önce yaptığı gibi vücudunu taciz etmek için değil. Sa- dece yüzüne uzanıp, büyük güce sahip iri elleriyle çenesini kibarca tutmak için.
Onu öpmedi, siyah gözleriyle sadece baktı ve Sophie, böyle bir pozisyonda onun kölesi gibi hissetti. "Sen benim- sin."
Bu kez kabul
Yaşam hakkında, tüm zamanlarda en bilgeler hep aynı yargıya varmışlardır: Değmez... Her zaman ve her yerde aynı ses duyulmuştur ağızlarından, — kuşku dolu, efkâr dolu, yaşam yorgunluğu dolu, yaşama karşı direnme dolu bir ses. Sokrates bile demişti ki ölürken: "Yaşamak, uzun süre hasta olmak demek: Kurtarıcı Asklepios'a bir horoz borçluyum." Sokrates bile bıkmıştı.
Neyi kanıtlar bu? Neye işaret eder bu? Eskiden denilmişti ki, (ah, dediler bunu, hem de yeterince yüksek sesle ve bizim kötümserlerimizden önce!): "Burada her halükârda bir hakikat payı bulunmalı! Consensus sapientum, hakikati kanıtlar."
— Bugün de hâlâ böyle mi konuşacağız? hakkımız var mı buna? Burada her halükârda bir hastalık payı bulunmalı!"
Biz de yanıt veriyoruz: bu tüm zamanların bilgeleri, onları önce bir yakından görmeli! Belki hepsi de ayaklarının üstünde sağlam duramıyorlardı artık? Geç? Sallantılı? Dekadanlar? Yoksa bir karga gibi mi görünür bilgelik yeryüzünde, en ufak bir leş kokusuyla heyecanlanan?