Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Sözcüklerle anlatılamayacak bir şeye: sevgiye ihtiyacım var. Beynin sustuğu, yüreğin devreye girdiği zaman yaşanan şeye.
Sayfa 13
vuruldun seni bir karanlığa gömdüler adını sordular söylemedim münevver üstümü aradılar yok altımı aradılar yok boynu hayli bükülmüş bir tuzaktan baktılar cesedini gösterdiler sana çok benziyordu anlamak istediler hep uzaktan baktılar nasıl yaşatıldıysan öyle öldürülmüştün çekinmedim ağladım anlamadılar ben bir sokak lambasına vurulmuşum münevver
Reklam
Ses ezgin. Ses saygılı. Ses büyük. Ses kahır. Yüreğin bütün heyecanlarıyla çarpıyor ses. Dile getirdiği yaşantıların bütün acılarıyla yaralı. Bütün arzuların ürpertisiyle kanatlı. Geri çekilirken susmuyor. İleri çıkarken bağırmıyor. Bağırıyor da hiçbir acıyı incitmiyor. Hiçbir kalbi yormuyor. Ses, insanın sustuğu ne varsa onların billurlaşmış hali.
Şükrü Erbaş'dan Neşet Ertaş'a ithafen
"Mah cemal üstünde teli bilmeyen Bal dudak altında dili bilmeyen Garip'im gönülden yolu bilmeyen Yürüse de yol kıymetin bilemez " (Neşet Ertaş) Ses ezgin.Ses saygılı. Ses büyük. Ses kahır. Yüreğin bütün heyecanlarıyla çarpıyor ses. Dile getirdiği yaşantıların bütün acılarıyla yaralı. Bütün arzuların ürpertisiyle kanatlı. Geri çekilirken susmuyor.İleri çıkarken bağırmıyor. Bağırıyor da hiçbir acıyı incitmiyor. Hiçbir kalbi yormuyor. Ses, insanın sustuğu ne varsa onların billurlaşmış hali. Ev içlerinin haysiyeti,kaderi,gurbeti,sılası. Bütün yolların ayrılığı ve kavuşması. Kirpikten topuğa insan bedeninin bütün güzelliklerine, arzularına, yalnızlığına aynı içtenlikle, aynı hüzünle, aynı umutla dokunuyor. Bir gözyaşı toplayıcısı ses.Bur alınyazısı okuyucusu. İnsanların parmaklarından,kirpiklerinden yürüyen çaresizliğin ete kemiğe bürünmüş hali."Zorluğuna göğüs geremediğin yari sevme"diye diye dönüyor canımızda. Bir avuç bozkır nasıl olur da bu kadar geniş bir insan coğrafyasını bütün kalp atışlarıyla, arzularıyla, hayıflarıyla bir seste toplar...
Neşet Ertaş
Ses ezgin. Ses saygılı. Ses büyük. Ses kahır. Yüreğin bütün heyecanlarıyla çarpıyor ses. Dile getirdiği yaşantıların bütün acılarıyla yaralı. Bütün arzuların ürpertisiyle kanatlı. Geri çekilirken susmuyor. İleri çıkarken bağırmıyor. Bağırıyor da hiçbir acıyı incitmiyor. Hiçbir kalbi yormuyor. Ses, insanın sustuğu ne varsa onların billurlaşmış
Ses ezgin. Ses saygılı. Ses büyük. Ses kahır. Yüreğin bütün heyecanlarıyla çarpıyor ses. Dile getirdiği yaşantıların bütün acılarıyla yaralı. Bütün arzuların ürpertisiyle kanatlı. Geri çekilirken susmuyor. İleri çıkarken bağırmıyor. Bağırıyor da hiçbir acıyı incitmiyor. Hiçbir kalbi yormuyor. Ses, insanın sustuğu ne varsa onların billurlaşmış hali. Ev içlerinin haysiyeti, yoksulluğu, yaşama gücü. Bütün bir bozkırın kaderi, gurbeti, sılası. Bütün yolların ayrılığı ve kavuşması. Kirpikten topuğa insan bedeninin bütün güzelliklerine, arzularına, yalnızlığına aynı içtenlikle, aynı hüzünle, aynı umutla dokunuyor.
Sayfa 63 - Kırmızı kedi
Reklam
Neşet Ertaş
Ses ezgin. Ses saygılı. Ses büyük. Ses kahır. Yüreğin bütün heyecanlarıyla çarpıyor ses. Dile getirdiği yaşantıların bütün acılarıyla yaralı. Bütün arzuların ürpertisiyle kanatlı. Geri çekilirken susmuyor. İleri çıkarken bağırmıyor. Bağırıyor da hiçbir acıyı incitmiyor. Hiçbir kalbi yormuyor. Ses, insanın sustuğu ne varsa onların billurlaşmış hali. Ev içlerinin haysiyeti, yoksulluğu, yaşama gücü. Bütün bir bozkırın kaderi, gurbeti, sılası. Bütün yolların ayrılığı ve kavuşması. Kirpikten topuğa insan bedeninin bütün güzelliklerine, arzularına, yalnızlığına aynı içtenlikle, aynı hüzünle, aynı umutla dokunuyor.
Notaların dans ettiği, aklın yüreğin en derinine gömüldüğü, derin sessizliğin coşup, bağır çağır sustuğu bir an...
Susamak ile susmak çok benzerdir; birinde dilin kurur, diğerinde yüreğin.İşte tamda bu yüzden insan,sustuğu şeyler kadardır ve insan insanı, anlatamadığı yerden anlayabiliyorsa yakındır.
Sözcüklerle anlatılamayacak bir şeye: sevgiye ihtiyacım var. Beynin sustuğu, yüreğin devreye girdiği zaman yaşanan şeye.
Reklam
yankılandım da duruldum!
vuruldun seni bir karanlığa gömdüler adını sordular söylemedim münevver üstümü aradılar yok altımı aradılar yok boynu hayli bükülmüş bir tuzaktan baktılar cesedini gösterdiler sana çok benziyordu anlamak istediler hep uzaktan baktılar nasıl yaşatıldıysan öyle öldürülmüştün çekinmedim ağladım anlamadılar ben bir sokak lambasına vurulmuşum
"Mâh cemâl üstünde teli bilmeyen Bal dudak altında dili bilmeyen Garip'im gönülden yolu bilmeyen Yürüse de yol kıymetin bilemez." Ses ezgin. Ses saygılı. Ses büyük. Ses kahır. Yüreğin bütün heyecanlarıyla çarpıyor ses. Dile getirdiği yaşantıların bütün acılarıyla yaralı. Bütün arzuların ürpertisiyle kanatlı. Geri çekilirken susmuyor. İleri çıkarken bağırmıyor. Bağırıyor da hiçbir acıyı incitmiyor. Hiçbir kalbi yormuyor. Ses, insanın sustuğu ne varsa onların billurlaşmış hali. Ev içlerinin haysiyeti, yoksulluğu ve yaşama gücü. Bütün bir bozkırın kaderi, gurbeti, sılası. Bütün yolların ayrılığı ve kavuşması. Kirpikten topuğa insan bedeninin bütün güzelliklerine, arzularına, yalnızlığına aynı içtenlikle, aynı hüzünle, aynı umutla dokunuyor.
Sayfa 63 - Neşet Ertaş, Şükrü Erbaş
45 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.