vuruldun seni bir karanlığa gömdüler adını sordular söylemedim münevver üstümü aradılar yok altımı aradılar yok boynu hayli bükülmüş bir tuzaktan baktılar cesedini gösterdiler sana çok benziyordu anlamak istediler hep uzaktan baktılar nasıl yaşatıldıysan öyle öldürülmüştün çekinmedim ağladım anlamadılar
ben bir sokak lambasına vurulmuşum
münevver
Ses ezgin. Ses saygılı. Ses büyük. Ses kahır.
Yüreğin bütün heyecanlarıyla çarpıyor ses.
Dile getirdiği yaşantıların bütün acılarıyla yaralı.
Bütün arzuların ürpertisiyle kanatlı.
Geri çekilirken susmuyor. İleri çıkarken bağırmıyor.
Bağırıyor da hiçbir acıyı incitmiyor. Hiçbir kalbi yormuyor.
Ses, insanın sustuğu ne varsa onların billurlaşmış hali.
"Mah cemal üstünde teli bilmeyen
Bal dudak altında dili bilmeyen
Garip'im gönülden yolu bilmeyen
Yürüse de yol kıymetin bilemez " (Neşet Ertaş)
Ses ezgin.Ses saygılı. Ses büyük. Ses kahır.
Yüreğin bütün heyecanlarıyla çarpıyor ses.
Dile getirdiği yaşantıların bütün acılarıyla yaralı.
Bütün arzuların ürpertisiyle kanatlı.
Geri çekilirken susmuyor.İleri çıkarken bağırmıyor.
Bağırıyor da hiçbir acıyı incitmiyor. Hiçbir kalbi yormuyor.
Ses, insanın sustuğu ne varsa onların billurlaşmış hali.
Ev içlerinin haysiyeti,kaderi,gurbeti,sılası.
Bütün yolların ayrılığı ve kavuşması.
Kirpikten topuğa insan bedeninin bütün güzelliklerine, arzularına, yalnızlığına aynı içtenlikle, aynı hüzünle, aynı umutla dokunuyor.
Bir gözyaşı toplayıcısı ses.Bur alınyazısı okuyucusu.
İnsanların parmaklarından,kirpiklerinden yürüyen çaresizliğin ete kemiğe bürünmüş hali."Zorluğuna göğüs geremediğin yari sevme"diye diye dönüyor canımızda.
Bir avuç bozkır nasıl olur da bu kadar geniş bir insan coğrafyasını bütün kalp atışlarıyla, arzularıyla, hayıflarıyla bir seste toplar...
Ses ezgin. Ses saygılı. Ses büyük. Ses kahır. Yüreğin bütün heyecanlarıyla çarpıyor ses. Dile getirdiği yaşantıların bütün acılarıyla yaralı. Bütün arzuların ürpertisiyle kanatlı. Geri çekilirken susmuyor. İleri çıkarken bağırmıyor. Bağırıyor da hiçbir acıyı incitmiyor. Hiçbir kalbi yormuyor. Ses, insanın sustuğu ne varsa onların billurlaşmış
Ses ezgin. Ses saygılı. Ses büyük. Ses kahır.
Yüreğin bütün heyecanlarıyla çarpıyor ses.
Dile getirdiği yaşantıların bütün acılarıyla yaralı.
Bütün arzuların ürpertisiyle kanatlı.
Geri çekilirken susmuyor. İleri çıkarken bağırmıyor.
Bağırıyor da hiçbir acıyı incitmiyor. Hiçbir kalbi yormuyor.
Ses, insanın sustuğu ne varsa onların billurlaşmış hali.
Ev içlerinin haysiyeti, yoksulluğu, yaşama gücü.
Bütün bir bozkırın kaderi, gurbeti, sılası.
Bütün yolların ayrılığı ve kavuşması. Kirpikten topuğa
insan bedeninin bütün güzelliklerine, arzularına,
yalnızlığına aynı içtenlikle, aynı hüzünle,
aynı umutla dokunuyor.
Ses ezgin. Ses saygılı. Ses büyük. Ses kahır.
Yüreğin bütün heyecanlarıyla çarpıyor ses.
Dile getirdiği yaşantıların bütün acılarıyla yaralı. Bütün arzuların ürpertisiyle kanatlı.
Geri çekilirken susmuyor. İleri çıkarken bağırmıyor. Bağırıyor da hiçbir acıyı incitmiyor. Hiçbir kalbi yormuyor. Ses, insanın sustuğu ne varsa onların billurlaşmış hali. Ev içlerinin haysiyeti, yoksulluğu, yaşama gücü. Bütün bir bozkırın kaderi, gurbeti, sılası. Bütün yolların ayrılığı ve kavuşması. Kirpikten topuğa insan bedeninin bütün güzelliklerine, arzularına, yalnızlığına aynı içtenlikle, aynı hüzünle, aynı umutla dokunuyor.
Susamak ile susmak çok benzerdir; birinde dilin kurur, diğerinde yüreğin.İşte tamda bu yüzden insan,sustuğu şeyler kadardır ve insan insanı, anlatamadığı yerden anlayabiliyorsa yakındır.
vuruldun seni bir karanlığa gömdüler
adını sordular söylemedim münevver
üstümü aradılar yok altımı aradılar yok
boynu hayli bükülmüş bir tuzaktan baktılar
cesedini gösterdiler sana çok benziyordu
anlamak istediler hep uzaktan baktılar
nasıl yaşatıldıysan öyle öldürülmüştün
çekinmedim ağladım
anlamadılar
ben bir sokak lambasına vurulmuşum
"Mâh cemâl üstünde teli bilmeyen
Bal dudak altında dili bilmeyen
Garip'im gönülden yolu bilmeyen
Yürüse de yol kıymetin bilemez."
Ses ezgin. Ses saygılı. Ses büyük. Ses kahır.
Yüreğin bütün heyecanlarıyla çarpıyor ses.
Dile getirdiği yaşantıların bütün acılarıyla yaralı.
Bütün arzuların ürpertisiyle kanatlı.
Geri çekilirken susmuyor. İleri çıkarken bağırmıyor.
Bağırıyor da hiçbir acıyı incitmiyor. Hiçbir kalbi yormuyor.
Ses, insanın sustuğu ne varsa onların billurlaşmış hali.
Ev içlerinin haysiyeti, yoksulluğu ve yaşama gücü.
Bütün bir bozkırın kaderi, gurbeti, sılası.
Bütün yolların ayrılığı ve kavuşması. Kirpikten topuğa
insan bedeninin bütün güzelliklerine, arzularına,
yalnızlığına aynı içtenlikle, aynı hüzünle,
aynı umutla dokunuyor.