Bugün bana güzel davranma ne olur
Bana çay yapma, şeker atma, şekeri karıştırma
O şahane gözlerini gözlerimle buluşturma
Sen öyle bakarken nasıl söylerim ben
Ve ne olur hiç uyuma, başını dayama göğsüme
Sen böyle masum uyurken, nasıl giderim ben...
Ben huzur denizinde yüzerken sevincimi gölgelmeye çalışan iğrenç bir ses, içimden dışıma doğru taşımaya başladı :
- Huzur senin neyine, baban seni ortaokula bile göndermiyor!
Hemen cevap veriyorum bu sese:
Hiç de bile, göreceksin sonunda başlayacağım ortaokula.
Şimdi yüreğimin orta yerinde bir söz dalaşı başlamıştı :
- Sen öyle san,okula mokula gitmeyeceksin işte; cahil kalacaksın, cahil!
- Bana cahil kalacaksın diyene bak. Asıl sen cahil kalmışsın da haberin yok.
- Nerem cahilmiş benim?
- Cahil olmasan beni böyle kızdırmazsın. Belli ki asıl sen okula gitmemiş, bu yüzden cahil kalmışsın.
-Vay, vay, vay.... Neler bilirmişsin öyle!
- Ne sandın ya...
- Bir şey sandığım yok canım. Senin cahil kalacağını söylüyorum o kadar, hem de zır cahil!
- Bak yine başladın, git başımdan be!
- Gitmiyorum işte, ömür boyu içinde olacağım senin.
-Ben seni göndermeyi bilirim.
- Gönder de görelim o zaman
Böyle durumlarda ne yapmam gerektiğini annemden öğrenmiştim........
Şimdi size
Hüsnü Yusuf'tu o
Güzellik timsaliydi desem
Bilirim söylediğim tartışma açmaktan öteye geçmez
Kime göre güzellik?
Çağlar içinde konulmuş mu bir kanun?
Hem nerede görülmüş
Tek başına güzellik
Kendi ayakları üzerinde dursun?
"Ne olursan ol." diyen,
"Muhabbetle dol." diyen,
"Hak yol üzre kal." diyen
Dostu görmeye geldim.
Göğsümde gül bitiren,
Canı cana yetiren,
Mevlana'ya götüren
Yola girmeye geldim.
Unuttum kimdim, neydim;
Aşk üfleyen bir ney'dim,
Hak söze boyun eğdim,
Nefsi kırmaya geldim.
Döndüm "Hû!" diye diye,
Yandım "Hû!" diye diye,
Tatlı canı hediye
Hakk'a vermeye geldim.