Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.25
Kitabı okurken Kartal Tibet, Filiz Akın, Aytaç Arman, Suzan Avcı eşleştirmeriyle okudum. Filmde "Hala" karakteri olmadığı için onu da hayalimde Nedret Güvenç ile eşleştirdim. :)
Yeşilçam filminde Perran ve Oğuz'un ilişkisi daha üstü kapalı bir şekilde, daha masumane bir arkadaşlık şeklinde yansıtılmış. Kitaptaki pahalı yüzük hediyesi, geceleri "paviyon"da eğlenmeler, arabada romantik uyumalar, yerli yersiz el ele tutuşmalar, başı omza yaslamalar, "hayatım, bir tanem, biriciğim" hitapları ve aklıma şu anda gelmeyen çeşitli flört hareketleri filme yansımamış. Kitapla filmin arasında, duygu aktarımı ile alakalı bir çok fark var. Bazı yerlerde konu farklılıkları da var tabi. Ama ikisi de hoş yine de.
Günümüzde televizyon dizisinde karşımıza çıksa, çok eleştiri alabilecek bir konusu var yani. "Toplumsal ve kültürel değerler ve Türk aile yapısına uygun değil" diyerek Rtük'ten ceza bile yiyebileceğini düşünüyorum. :) Buna rağmen hoş bir kitap. Yeşilçam havasında akıp gidiyor. Bir de okurken, Erol Büyükburç'tan Zambaklar Açarken şarkısını fon müzik yaparsanız on numara olur. :)
·
Puan vermedi
Orhan Kemal gibi bir ustadan çıkan akıcı bir roman.Bu romanda ne yapsa kendini beğendiremeyen Nazan'ı .Sürekli onu suçlayan haminnesini. Karısı ile annesi arasında kalan Mazhar Bey'i anlayabilirsiniz . Bir gün Mazhar Bey' karısı Nazan 'a bir yüzük alır fakat haminnesine haber vermemesini ister. Fakat haminnesine oldukça yakın olan komşusu bu olayı haminnesine anlatır. Bundan sonra Nazan ile araları bozulur ve haminnesi Nazan'ı teyzesinin yanına gönderir.O sırada Mazhar Bey bir barda Jale ile tanışır ve ona âşık olur. Ve evlenmeye karar verirler fakat haminnesi bunu istemez. Mazhar Bey oldukça dürüst bir avukattır ve türlü avukatın çözemediği bir dava üzerine uğraşmaktadır. Ve bu dava ile uğraşırken öldürülür
Malafa
Hakan Günday'dan okuduğum 7. kitap olan Malafa, şimdiye kadar okuduğum kitaplarından oldukça farklıydı. Öncelikle kitapta şimdiye kadar bilmediğim pek çok argo ve yabancı kelime kullanılmıştı. Bu nedenle kitabı okurken kelimelerin anlamını öğrenmek için internetten baktım. Bir süre sonra bu yeni kelimeleri cümle içindeki kullanımlarından da
496 syf.
·
Puan vermedi
Ah gerçekten kitap hakkında ne düşünsem bilemiyorum karakterlerin hepsinde ve olaylarda beni rahatsız eden noktalar deli gibi fazla olmasına hatta hoşuma giden şey olmamasına rağmen kitabı zaman geçirmek için okuyabildim. Kitap aşırı kötü. Yazar toxic ve yanlış fikirler içeren bir kitap yazmış bunu belirteyim. Sanırım canım saçma bir şeyler okumak
•kitap yorumu
Taze taze kitap yorumlamakta sevdaya dahil mi? Kitap okurken bir şeyler yiyebilen bir insan olsaydım sanırım bu heyecana en çok çekirdek yakışırdı. Orhan Kemal'in muhteşem betimlemesiyle bir çırpıda bitirdiğim bir kitaptı. Genel olarak kadının ötekileştirilmesi, mahalle hayatını, gelin kaynana ilişkisini konu ediniyor. Haldun'un acı bir tesadüfle annesi ile tanışmasını okuyarak başlıyoruz. Karakterlerin anlatılması inanılmaz güzel. Nasıl ki bir film/ dizi oyuncusu karakterini güzel oynadığında ekranın karşısında ondan nefret ediyorsunuz burda da misal ben kaynana Hacer hanıma bol bol nefret kustum Nazan'a üzülüp,acıyıp,kızdığım zamanlar oldu ama en çok talihine içerlendim. Mazhar'ın iyi bir avukat olmasına rağmen iyi bir eş olamayışı, Haldun'un küçük yaşta ordan oraya savruluşu, Hacer hanımın -kitapta ki tabiriyle- cazgırlığı romana fevkalâde işlenmiş. Çok beğendim. Bitmesin istedim. Ayrıca kapakta değerli taşlı yüzük resminin seçimi çok manidar.
Puanım 10/10
Kitaplarla kalın
(İnceleme ve Özet)
Merhabalaaar. Uzun bir aradan sonra buradayım. Bu kitaba filmini izleyip merak ederek başladım. Başlarda filmle alakasız desem de sonunu okuyunca anladım ki değilmiş. Macera dolu bir kitaba ihtiyacım vardı ve bu kitap bana bu yüzden çok iyi geldi. Çocukların okumasını tavsiye ediyorum, tabi ben çocuk değilim ama yine de okumak
Mısırlılar ilk alyansı, bitki saplarından yapmışlar. Metal kullanımınınsa ne zaman başladığı bilinmiyor. Ancak metal üzerine pırlanta kullanımın başlaması ilk olarak Avrupa'da gerçekleşmiş. 1477 yılında Avusturya Arşidükü Maximilian'ın Burgonyalı Mary'ye hediye ettiği yüzük ile başlamış. O devirde erkekler alyans kullanmıyormuş.
Böyle bir paragraf okudum az önce ve özellikle ilk alyansın bitki saplarından olduğu dikkatimi çekti ve aklıma gelen şey bazılarının ansızın o anın doğallığına yakışır biçimde günümüzde de herhangi bir saptan bir çember yapma ve onu alyans olarak düşünüp sevdiğinin parmağına geçirmesi oldu ve bununla birlikte zihnimde yer alan belki hepimizin daha önce okuduğu o cümle; "gerçek sevgi bizi onu ilk deneyimlediğimiz yere götürür" o anın büyüsü o nesnenin tarihi nereden baksan etkileyici :)
.
Dolunay yakın arkadaşı olan Can'ın tavsiyesiyle yeni bir başlangıç yapmaya karar verir. Aslında onun iş teklifini sürekli geri çevirir ama bu iş New York’dadır. Sevgilisinden ayrılmış ve işsizdir. Ayrılalı bir yıl olmuştur ama sevgilisinin aramalarından bıkmıştır. Bu yüzden de iş teklifini kabul eder. Artık New York’da bir mimarlık şirketi olan, köklü Dwight şirketinde çalışacaktır. Ailesini ve dostlarını Ankara’da bırakarak New York'a taşınır. New York'taki yeni başlangıç ona Aras Akay'ı getirir. Aralarında kurdukları bağ aşka dönüşür.
Roman 594 sayfalık bir ilk kitap. Dolunay’ın inişli çıkışlı aşk hayatına odaklanan kitapta, arkadaşlık ilişkileri ve aile kavramı da ele alınmış. Serinin ilk kitabında karakterleri tanıyarak geldiğimiz ortalara doğru, hafif gizem duygusu içinde devam ediyor. İş hayatına da değinen kitapta ana tema üzerinden arkadaşlık, dostluk gibi kavramlar da irdeleniyor. Her ne kadar kalın bir kitap olsa da okunması kolay ve yalın bir anlatımı mevcut. Türü sevenler serinin devamını beklemeden başlayabilir. Tavsiyemdir.
#GünBatımı
^
^
#alıntı
Her zaman konuşulacak bir şey bulurlar ve ardından ona uyum sağlayıp susarlar. Eğer elinde bir yüzük olmamaya devam ederse, konuşmaya devam edecekler ve susturmak düşündüğünden daha zor olacak.
^
^
#perseusyayınevi #thesusyayınevi #şevvalşaşmaz #bloghemsire #edebiyat #kitap
Sarah jio'nun her romanında olduğu gibi Settle'da yaşayan birinin ask hikayesi anlatılıyor. Yaşlı anne bir mektup alıyor ve mazide yaşadığı olayları bir hevesle torununa anlatıyor. Nişanlıyken hayatta bir anlam arayan Anne isimli karakterimiz savaş meydanına hemşire olarak gidiyor. Orada bir askere aşık oluyor. Üzgünüm Sarah, parmağında yüzük taşıyıp başka birine aşık olmak aşka hakaret değil midir? Basit bir roman. Bu beğenmediğim ilk romanı. İhanet olduğu için değil. Olay örgüsü ve duyguları tamamen hissettirememesiyle alakalı olabilir.
Ben sevmedim diye herkes sevmez demiyorum bence okumaya fırsat verin.
Sarah Jio'nun şimdiye kadar okuduğum romanlarında bana hissettirdiği bir duygu var sanki gerçekten yaşanmış gibi olması. Yazarın şehirde ki insanların ask hikayelerini harmanliyormus gibi hissetmem. O sebeple Sarah jio okumaya devam edeceğim.
İnceleme yaparak hadsizlik etmek istemem. Fantastik edebiyatın 1 numarası. Kurduğu evrenin yanı sıra edebi gücü muazzam. Bu işte tek başına. Onun gibisi yok
Sarsıcı, sersemletici, şoke edici Japonya'nın Edgar Allan Poe'sundan on iki öykü...
Aynalar Cehennemi:
Deliliğin uç noktasındaki bir tutku ve yavaş yavaş kendine yok etmeye doğru sürükleyen bir adam. Ortalamanın biraz üstünde bir öykü.
İnsan Koltuk:
En çok beğendiğim bu öykü; sırf bu öykü için alınır bu kitap. Öykünün sonuna
Orta Dünya'da geziyormuş gibi hissettiriyor kitap. Sanki Kardeşliğin bir üyesiymiş gibi hissediyorsunuz okurken. Serinin ilk kitabı olan Yüzük Kardeşliği'nde; Frodo'nun yüzükle tanışmasını, Gandalf'ın ona yol göstermesini ve Frodo'nun uzun yolculuğunun ilk kısmında başından geçen olayları, maceraları ve zorlukları okuyoruz.
Birkaç sene önce okumuş olduğum ve daha öncesinde filmini izlediğim için merak ettiğim bir kitabın yorumunu şimdi giriyorum. Kitabından daha çok beğenmiştim fakat filmini çok beğendiğim için kitaplarını da okumak istedim okuduğumda ilk 150 200 sayfada bayağı zorlandığımı hatırlıyorum hatta filmde görmediğim karakterleri gördüm dili biraz karmaşık çok betimleme var bazı yerleri anlamakta zorlandım insan ister istemez filmdeki sahnelerle benzetmek istiyor o sahneleri görmek istiyor. Bu beklentiyle okumazsanız daha çok keyif alırsınız bence çünkü bu seri bir türe öncülük eden muhteşem bir seri aslında. Fantastik severler okumalı.
Hobbit
Ah Hobbit canım Hobbit :) bu kitabı ilk keşfettiğimde lisedeydim ve henüz
Yüzüklerin Efendisi'nin hiçbir filmi sinemalarda yoktu. Film henüz gelmeden kitabı keşfetmek ve okumak bana göre büyük ayrıcalık.
Seriyi 2 kere okudum ve her okuduğumda ayrı lezzet aldım, asla sıkılmadım.Ama elbette bu bir zevk meselesi.
Her elime aldığımda lise yıllarım aklıma geliyor.
Kitaplar bittikten sonra ilk 'Yüzük Kardeşliği' filminin çıktığını duymak sonrasında koşa koşa izlemeye gitmek müthişti. Eminim birçok kişi bu kitap hakkında defalarca yazmıştır, ben sadece bende hissettirdiği duygudan bahsetmek istedim. Öncelikle kitabı okumanızı tavsiye ederim, hiçbir film kitabın yerini dolduramaz, o kadar çok detay var ki... Okumak için tereddütteyseniz şunu diyebilirim ki kesinlikle bir şans verin :)
