Geceyi aydınlatanın; mehtap ve yıldızlar olduğunu sanırdım. Hikmetlerin özüne vardım. Yedi yüzyıl öncesinin sofrasında, hakikatlerin kalbine oturdum. Orada, zaman yoktu. Konuşmak için söze, yanmak için oduna gerek yoktu.
Aşk yangını, ateşlerin en güzeliydi.
Benim korktuğum şey eğer Allah tarafından takdir edilmemişse o zaman zaten başıma gelmeyecektir, korkmama gerek yok. Eğer Allah tarafından takdir edilmişse o zaman bunu defetmenin imkanı yoktur. Bu durumda sabırsızlığın, kadere isyan etmenin bir yararı yoktur.
Bence kültürlü ve uygar olmak da herkesin birbiriyle eşit ve özgür olması değil, herkesin kibarca diğerleriyle eşit ve özgürmüş gibi davranmasıdır. o zaman kimsenin suçluluk duymasına gerek kalmaz.
İnsanlar hayata dair büyük sorular sorduklarında, genellikle nefeslerinin burun deliklerine ne zaman girip çıktığıyla zerre kadar ilgilenmezler. Daha ziyade, öldükten sonra kendilerine ne olacağı gibi şeyleri bilmek isterler. Oysa hayatın gerçek esrarı siz öldükten sonra ne olacağı değil siz ölmeden önce ne olacağı. Ölümü anlamak için yaşamı anlamanız gerek.
Bir kalbi temelinden sarsmak için kader her zaman sillesini vurmaya, sertçe müdahale gücüne gerek duymaz; aksine, asıl sudan sebeplerden yıkım üretmek onun zapt edilemez yaratma hevesini kamçılar...
Cennet ve cehennemi illa ki sadece gelecekte aramamak gerek. Her ikisi de şu an burada mevcut… Ne zaman birini menfaat beklemeden, hesapsız ve pazarlıksız sevmeyi başarırsak mutlaka cennetteyiz. Ne vakit birbirimizle kavga etsek; nefrete, hasede ve kine bulaşsak, tepetaklak cehenneme düşeriz.
Sayfa 183 - Hayat YayıneviKitabı okudu
"Hiçbirisi değil de bu adam bir garipse, gelmiş de bize sığınmışsa o zaman daha kötü. Bir garibe, bir yoksula, bir sığınmışa insan böyle mi davranır! Söyleyin böyle mi davranmak gerek?"
Sayfa 248 - GömleksizoğluKitabı okudu
“Toplumun öyle bir düzeni var ki, işçiler ne kadar çok çalışırsa tüccarlar ve toprak sahipleri o kadar çok para kazanır, onlarsa her zaman işçi hayvanlar olarak kalır. Bu düzeni değiştirmek gerek.”
Sayfa 118
Toplum öylesine şekillenmiştir ki ne kadar çok çalışırlarsa, tüccarlar o kadar, toprak sahipleri o kadar zenginleşiyorsa, işçiler ise her zaman iş hayvanı olarak kalırlar. Bu düzeyi değiştirmek gerek.
Teslimiyet zayıflık değildir. Onun içinde büyük bir güç vardır. Sadece teslim olmuş bir insan ruhsal güce sahiptir. Teslimiyet yoluyla,siz durumdan içsel olarak özgür olursunuz. O zaman durumun sizin bir çaba göstermenize gerek kalmadan değiştiğimi görebilirsiniz.
Sayfa 101Kitabı okudu
