Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Doğada milyonlarca yıl boyunca aynı işlevi daha az malzeme, daha az zaman, daha az çaba ile yerine getiren yöntem ve yaşam biçimi her zaman öne geçmiş ve enerjisini en verimli biçimde kullanan, çevresiyle en uyumlu türler hayatını sürdürmüştür; en güçlüler değil. Üstelik bunu anlamak için yüzbinlerce yıl geriye gitmeye de gerek yok: Vahşi doğada yaşayan hiçbir canlı ihtiyacından fazlasını ne avlar ne de biriktirir.
Aslında arada sırada rahatsız edilmemiz gerek.En son ne zaman gerçekten rahatsız oldun?Önemli bir konuda, gerçek bir konuda?
Reklam
adil olanin pesinden gidilmesi dogrudur, en guclunun pesinden gidilmesi ise kacinilmazdir. gucu olmayan adalet acizdir; adaleti olmayan guc ise zalim. gucu olmayan adalete mutlaka bir karsi cikan olur, cunku kotu insanlar her zaman vardir. adaleti olmayan guc ise tohmet altinda kalir. demek ki adalet ile gucu bir araya getirmek gerek; bunu yapabilmek icin de adil olanin guclu, guclu olanin ise adil olmasi gerekir. adalet tartismaya aciktir. guc ise ilk bakista tartisilmaz bicimde anlasilir. bu nedenle gucu adalete veremedik, cunku guc, adalete karsi cikip kendisinin adil oldugunu soylemisti. hakli olani guclu kilamadigimiz icin de guclu olani hakli kildik
Sayfa 357Kitabı okudu
sözcüklerin arasında sözcüklerden mi oluşuyorum, yoksa sessizliğin içinde sessizlik miyim, tüm bunlar bir kesinliğe kavuşturulmadı henüz, bu konuda öne sürülen varsayımlardan yalnızca ikisi bunlar, yine de doğrusunu söylemek gerekirse şu ana kadar sessizlik üzerinde gerektiği gibi durulmadı ama görünüşe aldanmamalı insan, yineliyorum, öteki
“Tüm insanlık mutluluğa eriştiğinde zaman artık olmayacak,çünkü zamana gerek olmayacak.”
Sayfa 296Kitabı okudu
- “Beni rahat bırak” dedi. + Seni rahat mı bırakayım! Ama kendimi nasıl rahat bırakabilirim peki? Rahat bırakılmamıza gerek yok. Aslında arada sırada rahatsız edilmemiz gerek. En son ne zaman gerçekten rahatsız oldun? Önemli bir konuda, gerçek bir konuda?
Sayfa 73 - İthaki yayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Dışkapı'da Tuz İmalathanesinin Yanına Taşınıyoruz Balgat yangınının arkasından İbrahim Metin ve Sadi Somuncuoğlu'nun tuz fabrikası rüyası da bitti. Mevcut birikimlerini de yanan binayı eski hâline getirebilmek için harcadılar ve bu iş daha başlamadan büyük zararla neticelendi. Dışkapı Uzunyol sokak başında bulunan binalarda Devlet'in büro olarak kullandığı dükkân. Sağ baştaki yer. Fotoğraf 2006 yılında çekildi. Oralar hâlen bu şekilde metruk. İbrahim Metin ağabey babadan devraldığı Dışkapı'daki Mercan Tuz Değirmeni’ni işletebilmek için Balgat'la irtibatımızı kesti. Gazete “kedinin eniğini taşıdığı” gibi bu defa Dışkapı semti ile İsmet Paşa mahallesinin başlangıcında bulunan Uzunyol sokağın başında 2x2 ebadında bir dükkâna taşındı. Kiraladığımız bu büro tarzı yer ile tuz imalatının arası elli metre yoktu. Tuzun telefonundan buraya bir paralel hat çekerek tuza gelen bakkal telefonlarına da bakmaya başladık. Mercan Tuz, hitap ettiği bölgede tutulan bir marka idi. Ama üretim yetersizliği ve talebi karşılayamaması sonucu zamanla tüketiciler başka markalara yöneldi ve pazar kaybı yaşandı. Buraya taşındığımızda kışın şiddeti geçmiş havalar ısınmaya başlamıştı. Bir altımızdaki dükkânda simit fırını vardı. Odun ateşi ile çalışan fırınının sıcaklığı bizi de ısıtıyordu. 1972 yılının Şubat ayından Temmuz ayına kadar Devlet gazetesi burada çıkartıldı. Gerek Balgat gerekse Dışkapı'da geçen günler başli başına bir roman veya film günleri idi. "Öyle geçer ki zaman" Ama kime, nasıl?
KÜBİTEM GÜNLERİ: Gazetenin, Atatürk Bulvarı üzerindeki bir kapıcı odasında ne kadar zaman çıkartıldığı hakkında net bir bilgi yok. Ama Sadi Somuncuoğlu'nun önderliğinde üniversite hocalarına bir yer tutulması için yapılan çalışmalar neticesinde Meşrutiyet caddesi üzerinde ama girişi Bayındır Sokakta olan 58/2 numaralı daire KÜBİTEM adına
Felsefe
İşte yine ağaçlar, sertliklerini biliyorum, işte su, duyuyorum. Otların ve yıldızların bu kokuları, gece, yüreğin rahata erdiği kimi akşamlar; erkinliğini ve güçlerini duyduğum bu dünyayı nasıl yadsıyabilirim? Gene de bu yeryüzünün tüm bilimi beni bu dünyanın benim olduğuna inandırabilecek hiçbir şey vermeyecek. Onu bana betimliyorsunuz, bana onu
Sayfa 37 - Can YayınlarıKitabı okuyor
Çoğunluğun standartlarına uymak yerine
“ Ama bakın, diyelim ki benim 60 yıllık bir Ömrüm var, bu sürenin çoğu çalışarak geçecek. Yapmak istediğim işi sectim. Eğer o işten hiçbir zevk alamazsam, o zaman kendimi 60 yıllık bir işkenceye mahkum etmiş olurum. Zevk alabilmem için de işimi benim için mümkün olan en iyi şekilde yapabilmem gerek. Oysa en iyi demek, bir standartlar meselesi demek ve ben kendi standartlarımı koyuyorum bana hiçbir şey miras kalmış değil. Hiçbir geleneğin en uç noktasında duruyor değilim. Belki bir geleneğin başlangıç noktasında duruyor olabilirim.”
Sayfa 32 - PegasusKitabı okuyor
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.