Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Romanın Macerası: Bozkurtların Ölümü Atsız'ın, tarihin tozlu sayfalarından çıkardığı Kür Şad'ın hikâyesidir. 639 yılında Çin sarayını basan 41 yiğidin hikâyesini Atsız Fransız kaynaklarından, muhtemelen Hüseyin Cahit'in De Guignes tercümesinden, daha üniversite yıllarında okumuş olmalıdır. Çin kaynaklarında Cie-şı-şuay olarak geçen
Düşmanlarımızın politikalarını, ileri karakollarımızı hiç bitmeyen saldırılara karşı samimi stratejilerini anlamanız ve hem eski hem de mevcut çarpışmalar hakkında kapsamlı bilgiye sahip olmanız gerekiyor. Bu temel konuları kavrayamıyorsanız, o zaman ejderha sırtında uçmanıza gerek yok demektir.
Reklam
Aslında arada sırada rahatsız edilmemiz gerek. En son ne zaman gerçekten rahatsız oldun? Önemli bir konuda, gerçek bir konuda?
Bakın eğer biri, benim gibi biri diyelim; gördüğü, hissettiği, algıladığı hiçbir şeye güvenemeyeceğinin farkına varır, yalnızca bilinmezlikle, belirsizliklerle kuşatılmış olduğu kanaatine erişirse hayallerinin elinde oyuncak olduğunu algılarsa hiç üzülmez. Bunu bir olumsuzluktan ziyade hayati bir gereklilik olarak algılar. Kendisinin de er ya da geç bu duruma intibak etmesi gerek- tiğini kavrar. Hayal hayatın temel yapı taşlarından biridir. Bizim hasmımız değil, bizi ayakta tutacak vasıtaların en önde gelenidir. Heraklit kainatı hiçbir planı olmayan zaman tarafından tanzim edilmiş bir karmaşa yığını olarak görüyordu. Zamanı da istediğinde devirip sağa sola saçtığı istediğindeyse düzenli bir biçimde üst üste dizdiği renkli taşlarla oynayan bir çocuğa benzetiyordu. Ne kadar yerinde bir teşbih! Zaman bir hükümdara, bir sanat- çıya benzer. Amaçsız tutkularını vücuda getirerek önce dünyayı peşlerine takarlar. Sonra da bizi anlamsızlığa, boşluğa iterler. Bir taraftan da kendi yarattıkları kanunların kölesi haline gelirler. İşte böyle bir dünyada yaşıyoruz. Dünyayı işleten kanunlara karşı çıkabiliriz elbette. Ama biz de bu kanunların parçasıyız ve onlardan kurtulma imkânımız da yok. Kısacası burası hataların ve hayallerin en önemli faktörler olduğu bir dünya."
Semâ, işitme kültürü bu açıdan gerçekten önemlidir. Arif kelâmı önce işitilir; kulaktan içeri girer o nutuk, çünkü arifin kelâmı dölleyici kelâmdır. İçinde enerji taşır. Logos spermaticus, diyor buna Aristo, "Gerçek söz gebe bırakır." Öyle bir kelâm ki kulaktan içeri girdiğinde kalbi döllüyor ve kalbi döllediğinde, "veled-i kalp" yani kalp çocuğu doğuyor. Kalp çocuğu doğduğu zaman, o kişi tekâmül basamaklarında ilerliyor. Arif olmayanların sözleri ise bu kulaktan girip öbür kulaktan çıkan, dölleme gücüne sahip olmayan kelâmlardır. Onların bir tesiri olmaz, silinip, kaybolup giderler. Onun için ârifin kelâmı hakkında, Arifin her bir sözün duymaya insan gerek Sanma ki âlemde hayvan olar anlar bizi diyor Niyazi Misrî bir şiirinde. Arifin sözünü duymaya kulak gerek, dolayısıyla insan gerek, her kulak bunu işitemez.
Atatürk sonrası: İnönü ve diğerleri ...
Atatürk'ün hayatının sonlarına doğru İsmet İnönü, gerçekleştirmek için Atatürk'le birlikte savaştıkları ilkelerden uzaklaşmaya başladı. Büyük komprador burjuvazi ile çevrilen İsmet İnönü, gerek iç gerek dış politikada onun etkisinde kaldı. Atatürk ile arasında yabancılaşma başladı. Atatürk ile İnönü arasındaki başlıca anlaşmazlık
Sayfa 236 - AralovKitabı okudu
Reklam
Harry içini çekti. "Erkekler yumuşak başlı kadınlardan hoşlanır, Molly. Çok ciddiye almalarına gerek duymadıkları, onları eğlendiren ama ne zaman erkeğini yalnız bırakması gerektiğini bilen kadınlardan." "O zaman tüm erkeklerden tiksiniyorum."
Sayfa 67
Her zaman en iyi şekilde yaşa, bunu başarma gücü kişinin ruhunda saklıdır, farksız şeylere ilgisiz kalması koşuluyla elbette. Eğer bu farksız şeylerin her birini bir bütün ve onun parçaları olarak yorumlarsa, hiçbirinin bizde kendisiyle ilgili bir fikir oluşturmadığını veya bize gelmediğini, aksine onların hareketsiz olduğunu ve onlarla ilgili yargıları bizim oluşturduğumuzu ve deyim yerindeyse adeta zihnimize kaydettiğimizi hatırlarsak, farksız şeylere ilgisiz olmayı başaracağız. Onları zihnimize kaydetmemize gerek yok, bunu bilinçsizce yapmış olsak bile, onları bir kerede silebiliriz.
Sayfa 160 - Can Yayınları - 1. BaskıKitabı okuyor
DOKUZ GÜZEL AHLÂK...
Birinci haslet: "Haşyetullah." Gerek vahdette, gerek kesrette Allah'tan korkacaksın. Allah korkusu... Allah'ın her yerde, her ân, zaman ve mekânda hâzır ve nâzır olduğunu unutmamak. Zaten bu şuura bürünen kimse, Allah'a âsi olamaz ki... İşte bu ahlâk, bu duygu he güzelliğin başıdır. İkinci haslet: "Ve Kelimetu'l- Adli." Gerek sükûn, ferah ve huzur anlarında ve gerekse öfke ve gazap hâllerinde, daima adil olacak, Hakkı söyleyeceksin... Bu çok zordur
Sayfa 112 - 1.Kısım, (Konya, Çocukluk ve İlk gençlik Yıllarım), -Dedem Hacı Veyis Efendi-, Dokuz Güzel Haslet, Kaynak YayınlarıKitabı okudu
#önsöz:)
Bir babanın ilk evladının doğumunda hissettiği ve yaşadığı mutluluk ne ise bir katibin ilk kitabında duyduğu ruh hâli de aynı olsa gerek... İlkler her zaman farklıdır, insanda hep bambaşka izler bırakır.
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.