Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Cüneyd-i Bağdâdî'nin Hikâyesi (atılan iftira"dır")
Şeyh Cüneyd-i Bağdadi [kuddise sırruhů), sefer dönemlerinde dünyayı gezerken bir gün yolu kâfir mezarlığına düştü. O gece orada kaldı. Na- maz için abdest aldı. Mezarlıkta bulunan bir kâfir çocuğu, onun namaz kıldığını gördü. Şeyhin yanına geldi. - Ey şeyh, sen kimsin? Dinin nasıl bir dindir? Bana öğret. Senin yaptığın işler hoşuma gitti. İçime
Sayfa 54 - Semerkand yayınlarıKitabı okuyor
Türkiye'nin içine düştüğü çıkmaz...
Türkiye için kara bir gün. Savunma sanayimizi ve bir çok alandaki başarılarımızı yok etmenin başlangıcı. Ancak mecburi bir durum. Ya Amerika'nın gölgesine sığınacaktık ya da Sovyetler Birliği'ne istediklerini ( Ardahan, Kars ) verecektik. Biz ise Amerika'nın gölgesine sığınarak Marshall yardım planına dahil edildik. Tabi ki Amerika
Reklam
Şeytan olanlara devlette bir şey yapamıyor…
İnsanlar melek olsaydı devlete hiçbir zaman gerek olmazdı James Madıson
Her zaman mutlu olmak için büyük şeylere gerek yok.Bazen ikindi güneşinin odama yansımaları beni mutlu etmeye yetiyor
İnsan ne ister?
İnsan dünyayı keşfederken ve dünyaya dair merakını dindirirken, aslında kendini keşfeder. İstediğimiz her şeyi elde ettiğimizde değil, hala bir hayalimiz olabildiğinde mutluyuz. İnsan ait olmak ister. Bu aidiyet duygusu yaşadığı yere değildir; hayallerine, beklentilerine, beklediklerinedir... Bir işe yarayabildiğini hissettiğinde mutlu olur, en çok da başka insanların hayatlarına olumlu anlamda dokunabildiğinde. Ne zaman ki vaktimizi sıkıldıkça öldürmeyi değil, yavaşlayıp sakinleşip değerlendirmeyi öğreniriz, işte o zaman huzur gelir. Haz dediğimiz anlık ya da üç beş dakikalık gelip geçici bir duygudur. Mutluluk dediğimiz yaşarken hissetmediğimiz, çoğu zaman geçmişi gözden geçirirken ''aslında o vakitler ne kadar mutluydum'' diye bir anıya, bir ana dair yorum yaparken hissettiğimiz bir duygudur. Ama huzur, insanın buldu mu içindeki sükuneti sağlayan, çehresine bir tebessüm olarak yansıyan, insanın yaşadığı her anı bir zevke dönüştüren bir duygudur. Bu yüzden insan huzurun peşinden gitmelidir, hazzın ya da mutluluğun değil. Nasıl huzurlu olabileceğini keşfedebilirse şayet, mutluluk ve haz da bununla birlikte gelecektir. Herkesin hayatı biriciktir, kişiliği ve hayattan bekledikleri başkadır. Birinin mutluluğu diğerinin hayalidir. Ama şunu unutmamak gerek, sahip olunca mutlu oluruz zannettiğimiz şeyler o gün geldiğinde mutluluk vermeyebilir. Bu yüzden insan az ile yetinmeyi bilirken, daha çoğu için çabalamaya devam etmelidir. Her daim varacağımız yer değil, yolda kalmamızdır bu hayatı yaşanılır kılan. Varacağımız yer eninde sonunda ölümdür. İyiliğimizle toprağın altına gidebilenlerden olalım.
Auerbach kitaplarından birinde, gözüme onun bir denemesi çarptı. Pascal üzerine yazılmış bu denemenin adı, "Kötünün Zaferi" idi. Auerbach'ın Pascal'dan alıntıladığı giriş bölümü beni çok etkiledi ve son günlerde çeşitli örneklerini öğrendiğim devlet zulmüne bir açıklama getirdi: Adil olanın peşinden gidilmesi doğrudur, en güçlünün peşinden gidilmesi ise kaçınılmazdır. Gücü olmayan adalet acizdir; adaleti olmayan güç ise zalim. Gücü olmayan adalete mutlaka bir karşı çıkan olur, çünkü kötü insanlar her zaman vardır. Adaleti olmayan güç ise töhmet altında kalır. Demek ki adalet ile gücü bir araya getirmek gerek; bunu yapabilmek için de adil olanın güçlü güçlü olanın ise adil olması gerekir. Adalet tartışmaya açıktır. Güç ise ilk bakışta tartışılmaz biçimde anlaşılır. Bu nedenle gücü adalete veremedik, çünkü güç, adalete karşı çıkıp kendisinin adil olduğunu söylemişti. Haklı olanı güçlü kılamadığımız için de güçlü olanı haklı kıldık.
Reklam
Bazen treni kaçıracağını düşünüp deli gibi koşarak o trene yetişirsin. Bir süre sonra anlarsın ki yanlış trendesin. Boşuna koşmuşsundur o kadar. Geri dönersin trene bindiğin istasyona bakarsın ki senin trenin doğru tren hâlâ istasyonda seni bekliyor. Doğru tren bir yere gitmiyor. Zaman geçiyor geciktim diye yanlış trenin peşinden koşmamak gerek.
200 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Merhaba arkadaşlar. Mutlu akşamlar. Uzun yıllar sonra oldukça doyurucu olacağını düşündüğüm Anton Çehov serisine sonunda başladık. Yaklaşık 10 kitabını bu süreçte okuyoruz ve okuyacağız. Bunun dışında onun öykülerinin seri olarak basımları var. Bunların Cem - İletişim ve Yordam Yayınları üzerinden yapılmış setlerinin de dağıtıma hazır olduğunun
Avda Trajedi
Avda TrajediAnton Çehov · Yapı Kredi Yayınları · 2020271 okunma
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.