Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
137 syf.
8/10 puan verdi
Bir çöp kutusu yanında bırakılmış incecik bez parçasına sarılmış bir bebek.Ahmet bey tarafından bulunarak eve götürülür eşi Güner hanım şaşkınlığını gizleyemez heyecanlanır ve Bu Allah'ın emanetini evlat edinelim der ancak durumları bir çocuğa bakacak kadar iyi değildir. Kendi imkansızlıklarina bu yavruyuda ortak etmemek için karakola teslim etmek için hazırlarken kundağın içinde iğneyle iliştirilmiş bir kolye ucu görürler icinde bir isim yazıyordur SÜVEYDA Karakola teslim edilen bu kız bebek artık yetiştirme yurdunda hayatına başlar. Büyümüştür artık egitim hayatını tamamlamış üniversiteyi bitirmiştir. Kendine kol kanat geren bu yurttan ayrılmak istemez ve kendi kaderini yaşayan kimsesiz çocuklara hizmet vermek için orada kalır. Zehra Hanım,Süveyda'nin yurtta ona öz kızı gibi bakan manevi annesi onun eğitiminin boşa gitmemesi için kendine bir yol çizmesi gerektiğini söyler ve ikna eder. Süveyda Karadenizde Karagöl'e açılan yeni yetiştirme yurduna kabul edilir ve oraya aslında geçmişinin kapılarının aralanacağını bilmeden yola çıkar. Süveyda Karagöl'de yolları kesiştiği Tuğrul ve ailesi ile hayatinda yepyeni bir pencere açılacak.. Kitap Süveyda'nın geçmişindeki sırların açığa çıkması, Tugrul'un kendi maneviyatını bulma yolculuğunda ilerleyip hayatta en değerli şeyin insanın bir aileye sahip olmasının ne kadar kıymetli olduğunu gözler önüne seriyor... Okurken bir çok duyguyu bir arada yaşatan bir kitap...
Süveydâ-i Dildâr
Süveydâ-i DildârFatma Şahin · Dorlion Yayınevi · 202038 okunma
504 syf.
9/10 puan verdi
Limonlu Aşk – Payelll “Duyuyor musun kalbimin sesini.?"  Gözlerim hala kalbinin üzerinde duran elime kaydı. "Duyamadım ne diyordu?" "Sendeki kalbi istiyor, benim için..." dedi. "Bendeki senin olduğuna göre, yaşamak için sendeki kalbe ihtiyacı var.” Selam Canlarım, Payelll dediğiniz zaman bende neler olduğunu az
Limonlu Aşk
Limonlu AşkPayelll · Otantik Kitap · 202291 okunma
Reklam
176 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Zehra kendi halinde yaşayan biriydi. Ta ki akrabası olan Mustafa abinin ona iş ayarlayıp onu Demir'e yönlendirene dek. Demirle zamanla aralarında oluşan arkadaşlık çok farklıydı. Demir Zehrayla ortak olmuş onu adı anılır,çevresi güçlü bir insan yapmıştı. Zehra her daim Demire minnet besliyor,bir abi,baba gibi seviyordu onu. Taki ortaya Eren çıkana dek. Eren Zehra'nın çocukluk arkadaşıydı ve Zehra çocukken Erene aşıktı yıllar geçse de bu aşk içinde hep kaldı. Acaba Eren Zehrayı onun gibi seviyormuydu yoksa amacı farklı mıydı 🤔 Ya Demir acaba oda Zehra'nın onu sevdiği gibi mi seviyordu yoksa onunda amacı farklı mıydı 🤔 Peki ya Zehra ona kimse sormuşmuydu sen ne istiyorsun diye ❗❗ Ahhh be Zehra seni çok sevdim hayat dolu,yeri geldiğinde çılgın ,yeri geldiğinde ciddiyetini sevdim. Demir'e verdiğin değeri sevdim. Erene bu kadar güvenip bağlandığın içinse çok kızdım sana 😔 Sevgili Merve'nin sayesinde yine çok güzel bir kitap okudum. 80'lerin çocuğu olduğum için Zehrayı o kadar iyi anladım ki eminim okuduğunuzda sizde çok seveceksiniz Zehrayı.Aşkı ve sevgiyi,80'leri varmısınız Zehra'nın ağzından dinlemeye e hadi o zaman kitabı temin edip bir an önce okumaya kesinlikle pişman olmayacaksınız kitapla ve sevgiyle kalın ✓ Bir kadını ne yıkabilir ? Kendi ayakları üstünde duran,kendi yağıyla kavrulan başarılı bir kadını sadece sevdikleri yıkabilir !!!
Aşk İçin Ölmeli
Aşk İçin ÖlmeliDilek Görmez · A7 Kitap · 202050 okunma
136 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
MİKAİL MUTASARRIFOĞLU “Yalnız umudu yaşar insan. Yeter ki umut için çıksın yola. Peyniri, ekmeği, kuru soğanı almasın isterse. Umudu katık yapıp yer.” “Her insanın mutluluğu tıp uzmanlarının görüntüleyemediği bataryasında saklıdır.” ✏ Sedat bey, Mikail Mutasarrıfoğlu, Asya Ahenk Başıbağlı, Hanife, Galip, Malik, Namık bey, Mahmut, Zehra, Musa,
Mikail Mutasarrıfoğlu
Mikail MutasarrıfoğluCemal Kocaman · Kitap Yurdu Dogrudan Yayıncılık · 202029 okunma
78 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Cave!
Yolculuk.. Doğu Yolculuğu hepimizin içinde süre gelen arayıştan bahsediyor hep suregelecek olan arayıştan.. Gerek çok inandığımız gerekse neye inandığımızı unutacak dönemler yaşadığımız bir döngü de denilebilir. H.yaptığı yolculuk esnasında ateşli bir inanç besliyor fakat burda ki mesele bir şeye çok inanmaktan ziyade sarsılmaz bir güven ve irade gösterebilmekte zira en ufak bir kayıp ya da soru işaretinde yolunuzu kaybedebiliyorsunuz . Cemiyete olan güven ne kadar zayıflasa da içinizdeki inanma arayış sizi sorulara bunu tamamlamaya itiyor. Bu tam olarak manevi olmayan inanç biçimine dönüşünce sadece hedefi tutturmak istediğiniz bir yarış ve ya bencilliğe dönüşüyor tam olarak burda dibe battığımız da kurtuluşunda yakın olduğunu H. "Istırap çok arttığında her şey düzelmeye başlar " sözüyle daha iyi anlıyoruz. Yolculuğun asıl yolculuk yaptığında değil hayatın her anında olduğunu bunun için kurallarla bezeli ve senin gibi inanan insanlar la dolu bir alanda değil yalnız olduğumuzda da nasıl koşulsuz kabullenip inanmakla ilgili olduğu hatırlatılıyor. İçinde bolca sevgi , sükunet beslemeyen hayranlık beslediğim karakter Leo ise bilgeliği ve psikolojik analizleriyle beğenimi bolca kazanıyor. İçimizdeki arayış hep sürsün tecrübe ve hatalar bizi büyütür bedeli ağır olsada mutluluk kaçınılmazdır..
Doğu Yolculuğu
Doğu YolculuğuHermann Hesse · Can Yayınları · 20192,822 okunma
160 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
SON - Aysu Şahlı Kitap Yorumu Merhaba Haziran ayında okuduğum bu güzel kitabın yorumunu ancak paylaşıyorum. Son, polisiye türünde bir romandı. Okuduğum diğer polisiye romanlar gibi Son'da çok severek okuduğum bir eser oldu. 158 sayfadan oluşan bu kitabı tek oturuşta bitirebilirsiniz. Konusuna gelirsek İstanbul'un kalabalığından bıkan bir çift Şile'de bir köy evi alıyor. Eve tadilat yaptırdıkları sırada yıkılan duvarın içinden çıkan 3 cesetle karşılaşıyorlar. Fakat cesetlerin mumyalanarak sakladıkları fark ediliyor. Yapılan araştırmalar sonucu bulunan toplum ceset sayısı 7'ye ulaşıyor. 7 genç kızın cansız bedeni.. Hepsinin genç kız ve yaş aralıklarının az olması polislere neyi ifade edecek? Evin eski sahiplerinin gizemini bulmalarına yardımcı olacak şeyi kim, nasıl fark edecek? Eski ev sahipleri Zehra ve Mümtaz, Çocuk Esirgeme Kurumunda tanışmış oradan ayrılınca da hemen evlenmişler. Cesetlerle nasıl bir ilgileri var, aynalar ile aralarındaki iletişim nasıl? Öldürülen genç kızların ortak olan bir diğer özellikleri ne? Bunları ve daha fazlasını öğrenmeniz için okumanızı öneririm.
Son
SonAysu Şahlı · Dağhan Külegeç Yayınları · 2019156 okunma
Reklam
76 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
2 saatte okudu
Jorge Luis Borges hazırladığı Babil Kitaplığı serisinin içinde yer alan bir eserdir. Kitap 3 hikayeden meydana geliyor. Hikayeler oldukça kısa, dili yalın ancak anlatım derinliği olan öykülerdi. Birinci hikaye bize yaşam ile ölüm arasındaki ince çizgiden ziyade ölümle karşılaşınca yaşamın değerinin ne demek olduğunu tasvir etmeye çalışmıştı. Ayrıca V İ V O sembolü de keyifli bir ayrıntıydı. Dilin akıcılığı ile hikayenin etkileyiciliği de bütünsel anlamda sağlam bir denge oluşturmuştu. İkinci hikaye kitaba adını veren Kardinal Napellus'tu. Kıyaslama yaparsam en beğendiğim hikayesi de bu oldu. Başlangıçta bir hikaye okuyacağım için endişelenirken 3 hikayenin de iyi olması anlamlı bir yer edindi ben de. Bu hikayenin hoş bir detayı da olayın geçmişini oluşturan kısmın inandırıcı etkileyiciliğiydi. Okurken o kısım hikayenin genelinden daha da yükselen oldu zihnimde. Üçüncü hikaye diğerlerinden daha tuhaf başladı. Belli bir yerine hatta sonuna kadar olayların nasıl gideceğini kestiremedim de. Ancak o da diğerleri gibi bir fikir barındırıyordu temelinde . Hele ki bu düşünce günümüze yansıyan bir ışıktı hikayede. Aynı zamanda Ay Biraderleri bize gotik bir görünüm de sunduğundan güzel bir farklılık yaşatıyordu. Bütün olarak 3 hikayeye baktığımızda üçü de birbirinden etkiliyiciydi. Öncelilkle felsefi ve gerçekdışı biraz fantastik ve anlamlı eleştirileriyle de hiciv özelliği taşıyan tekrar okunası öykülerdi.
Gustav Meyrink
Gustav Meyrink
Jorge Luis Borges
Jorge Luis Borges
Kardinal Napellus
Kardinal Napellus
Kardinal Napellus
Kardinal NapellusGustav Meyrink · Kırmızı Kedi Yayınları · 2016247 okunma
152 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitap Zengin bir tüccarın kızı olan Zehra'nın çevirdiği entrikaları konu almaktadır. Zehra küçük yaşta annesini kaybetmiş ve babasıyla büyümüş bir kızdır.Oldukça güzel bir genç kız olmasının yanı sıra herkesi canından bezdiren bir huyu vardır ki oda kıskançlığıdır. Babasını ve evde onunla ilgilenen cariyeleri bile herkesten kıskanmaktadır. Babası Zehra'nın bu durumuna bir çare düşünür ve evlenirse belki kıskançlığından vazgeçer diye düşünür. Bu sırada Zehra'nın Babasının yanında çalışan Suphi Bey Zehra'yı görür ve aşık olur ve bir süre sonra evlenirler. İlk zamanlar kıskançlığı bir nebze olsun azalan Zehra, eve güzeller güzeli Sırrı Cemal adında bir cariye alınmasının ardından eski kıskançlığı yeniden alevlenir. Suphi Bey'in Sırrı Cemal'e aşık olduğunu öğrenen Zehra intikam ateşiyle yanıp tutuşur. Hırsına yenik düşen Zehra kendisinin de dahil olmak üzere bir çok hayatı mahveder.
Zehra
ZehraNabizade Nazım · Beyaz Balina Yayınları · 200511,4bin okunma
262 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Yaban Romanında Sakatlık
Ben bozkır çocuğuyum... Uçsuz bucaksız engin toprakların ıssızlığını çok severim... Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun Yaban (1) romanını okurken, doğduğum topraklara gitmenin sevincini yaşadım... Anılar belleğimde canlandı... Beş altı yaşlarında olmalıyım... Kocaman bir havuz... Kurnalarda şırıl şırıl akan sular... Gri, kocaman kubbeler...
Yaban
YabanYakup Kadri Karaosmanoğlu · İletişim Yayınları · 202144,5bin okunma
296 syf.
8/10 puan verdi
·
14 günde okudu
Türk edebiyatının saklı kalmış eserlerinden biri. Ben şahsen İş bankası kültür yayınları romanı Türk Klasikleri serisine alana kadar kitaptan bihaberdim. 1854-1917 yılları arasında yaşayan Mizancı Murat'ın tek romanı olması lazım. Yazarın çok ilginç bir hayatı var. Bir dönem çıkardığı gazete ve dergilerle padişaha ciddi bir muhalefet yapıp, Jöntürklerin liderliğini bile yapmış olmasına rağmen, daha sonra islami bir çizgiye kayıp, İttihat ve Terakkicilere muhalif olmaya başlıyor. 31 Mart vakasından sonrada sürülüyor. Romanın başkarakteri Mansur'da Mizancı Murat'tan izler taşıyor. Mansur Cezayir'de doğup büyümüş bir Osmanlı, Fransa'da eğitimini tamamladıktan sonra İstanbul'a amcasının yanına geliyor ve olaylar başlıyor. Mansur'da iyi diyebileceğiniz bütün karakter ve huylar var aynı zamanda sosyal reformcu biri. Osmanlı'nın son dönemlerindeki sosyal çöküşü, devlet idaresindeki, iltimas sonucu işe alınan, liyakatsiz, basiretsiz yönetimler kitapla önümüze seriliyor. Uzun zamandır okuduğum Türk klasiklerinden zevk alamayan benim için, çok hoş bir kitaptı bu, biraz Çalıkuşu tadı aldım. Kitaba yönelik tek eleştirim hızlı bir şekilde bitirilmiş olması olur. Hani reytingleri tutmayan dizi hızlı bir final yapar tatsız olur ya öyle bir son vardı kitapta. Oysa sonuna kadar olayların ele alınışı ve işlenişi çok güzeldi. Zehra karakterine değinmeden de olmaz, romanın kesinlikle en zevkli yanı. Her erkeğin hayal ettiği bir kadın Zehra. Kitabın başında bilhassa tavır hareketleri bana sürekli Çalıkuşu Feride'yi hatırlattı. Çok çok sevidiğim bir isimdir Zehra, ayrıca babaannemin de ismi.
Turfanda mı Yoksa Turfa mı ?
Turfanda mı Yoksa Turfa mı ?Mizancı Mehmed Murad · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20191,702 okunma
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.