Çinli Zen öğretmeni Hogen, ufak bir köy tapınağında tek başına yaşarmış. Bir gün dört gezgin keşiş düşer, avluda ateş yakıp ısınmak için izin isterler.
Ateş yakarlarken, Hogen onların öznellik-nesnellik tartışması yaptıklarını duyar. Aralarına katılır: ·Bakın şu koca taşa! Kafanızın içinde mi dışında mı varsayarsınız onu?• diye sorar.
Keşişlerden biri yanıtlar: Budacılık açısından tüm nesneler usumuzun somutlaştınmlarıdır. Bu durumda, 'Taş kafamızın içindedir.' demem daha. doğru olacaktır.
«Böylesine kocaman bir taşı kafanın içinde taşıyıp duruyorsan, yaman ezer bu yük seni!» diye yerleştirir Hogen.
Bir Zen tapınağındakilerle Budacılık üzerinde tartışmaya girip de kazanabilen gezici keşişler, orada yerleşebilirler, yenilirlerse, çekip gitmek zorundadırlar.
Kuzey Japonya’daki bir tapınakta iki erkek kardeş keşiş yaşamaktadır. Büyüğü bir bilgin, küçüğüyse bir gözü kör bir aptaldır.
Bir gezgin keşiş gelip kalacak yer ister; göreneğe uyarak yüce
Bir şeyi tanımlamalarla, kavramlarla, sözcüklerle anlamaya
çalışmak sadece sıradan insanların işidir.
Budalığa erişmiş bir kişi için bu tür kavramların, sözcüklerin hiçbir önemi, hiçbir geçerliliği yoktur.
Çin metinlerindeki abartıyı göz ardı etsek bile, Kubilay'ın erken dönem kararlarını ve siyasetini Liu'nun etkilediği açıktır. Ulu Kağan'ın da Liu'nun yeteneklerinden etkilendiği bellidir. Liu, yetenekli bir hattat ve ressamdı. Muteber bir şair, öne çıkan bir matematikçi ve gökbilimciydi. Hatta birçok başka Çinli uzmanla birlikte, Moğollar için
Kubilay'ın Kendi Dirliğini Yönetişi
Kendini savaşta kanıtlayan Kubilay artık dikkatini Kuzey Çin'in yönetimine çevirebilirdi. Ta-li seferinin bir yan etkisi olarak topraklarını da genişletmişti ve bugünkü Şensi ve Honan bölgelerinin de çoğuna egemendi. Böyle geniş topraklarda istikrarlı bir yönetim gerektiği için, Lien Şi-şien adındaki yirmi
Çin metinlerindeki abartıyı göz ardı etsek bile, Kubilay'ın erken dönem kararlarını ve siyasetini Liu'nun etkilediği açıktır. Ulu Kağan'ın da Liu'nun yeteneklerinden etkilendiği bellidir. Liu, yetenekli bir hattat ve ressamdı. Muteber bir şair, öne çıkan bir matematikçi ve gökbilimciydi. Hatta birçok başka Çinli uzmanla birlikte, Moğollar için
Bu didişmede ilk hamleyi Taocular yaptı. Bir Moğol hanının himayesini
elde edince, Hua-hu Cinğ'in ve Pa-şi-i Hua-tu'nun pek çok
kopyasını yaydılar. Bu olaylarla ilgili bilgimizin dayanağı olan Budacı
metinler, Taocuların ayrıca Budacı resimleri ve heykelleri yok ettiklerinden,
Budacı tapınakları ve manastırları Taocu hale getirdiklerinden
İlk gençlik dönemlerimden itibaren Sutra'ları ve Şastra'ları inceleyerek Budacılık üstüne bilgi topladım.
Bu öğretinin terimlerini sınıflandırırken dinlenecek zamanım yoktu. Kumsaldaki kum tanelerini sayan bir adam gibi kendimi boşuna yordum.
Sutra'daki sözlerini okurken Buda’nın beni aşağıladığını hissettim, "Komşunuzun hazinesinin değerini neden isimlendiriyorsunuz?" Yıllarca yanlış yöne gittim, evinden uzakta dolaşıp duran müsrif bir çocuk gibi.
Yokadaişi
Budacılık gereksiz yükleri atar ve karşılığında size hiçbir şey vermez. Eğer bu Zendo'da herhangi bir şey kazandığınızı düşünüyorsanız onu kapıda bırakıp evinize boş ellerle gidin. Orada kendinizi bir huzur atmosferi içinde bulacaksınız... Bu sizin kurtuluş gücünüzdür.
Sonra bir soru daha sordu: 'Konfüçyüsçülük, Taoculuk ve Budacılık hepsi birleşerek bir öğreti mi olurlar, üç öğreti mi?'
U: 'Büyük kapasitesi olan adamlarca uygulanırlarsa, aynıdırlar. Sınırlı bir akla sahip adamlar tarafından anlanırsa, farklıdırlar. Hepsi, kendilik doğasının işleyişinden doğarlar. Ayrımsama içeren bakış açıları yüzünden üç olurlar. Bir adamın Aydınlanması veya yanılmaya devam etmesi kendine bağlıdır, öğretinin benzer veya farklı olmasına değil.'