İki İstanbul aslında yaşayanlar bilir ancak. Biri istanbul’un altında , diğeri İstanbul’un üstünde yaşar.
İstanbul’un altında yaşayanlar samimidir, olmak zorundadır.Gördükleri şiddeti hafifletmek için düşlere dalarlar.. Bazen yukarıdaki eski yaşamlarını , bazen de mış gibi yaparak gözleri kapalı yaşayarak hayallerini. İstanbul’un altına tıkılan 4 devrimcilerdir ( ki değiller ) onlar. Yukarıdakilerden bahsedilmemiştir. Bu dört erkek karakter hikayelerini anlatırken bir araya nasıl geldikleri ortaya çıkıyor.
Akıcı bir dille yazılan kitaptan sıkılmak mümkün değil. Çünkü akıcı dille sayesinde tüm zıtlıklar bir arada , yqn yana , ard arda sıralanıyor : iyi-kötü , yerin altı- yerin üstü, gece-gündüz, soğuk-sıcak, var - yok, doğru-yanlış … İyi olan ,güzel olan ,temiz olan, sıcak olan vb hep İstanbul’un üstünde yaşayanlara nasip olurken ; kötü, çirkin, pis , soğuk da yerin altında yaşayanlara kalmış.
Karakterlerin anlattığı hikayelerle, alttan altan da insan ve idealize ettikleri fikirlerini , yerin altında geçen/ geçmeyen zaman sorgulamalarını, insanın insanla , insanın tanrıyla ilişkisini sorgulatıyor okuyucuya.
Daha fazla okuyucunun okuması ümidiyle !