Cengiz Aytmatov'un 1963 yılında yazdığı bir romanıdır. Yazar bu romanıyla SSCB'de Lenin Ödülüne layık görülmüş.
Kitabı oldukça beğendim, oldukça akıcı olmakla birlikte, kitabı okurken sanki birisinin bana masal anlattığını hissettim. Bu kadar duru bir üslupla, kahramanların duygularını aktarmak oldukça zor iştir. Aytmatov bunu başarmış. Kitabın bazı kısımlarında ağlamaklı oldum. Beni duygulandıran kitaplar elbette ki oldu fakat gözlerimi dolduran kitap sayısı oldukça azdır ve Toprak Ana kitabı bunu başarmıştır.
Aytmatov, romanlarının başlangıçlarında genellikle geleceğe umutla bakan, oldukça mutlu kahraman profilleri çizer fakat kahramanlarının bu toz pembe hayallerini genellikle hayatın gerçekleriyle yıkar ve bu umudun çöküşü bizleri asıl üzen noktadır. Aytmatov, romanlarında genellikle yerel bir bölgeyi anlatsa da insanların ortak duygularını o kadar güzel işler ki bu sayede eserlerini evrensel düzeye çıkarabilmiştir. O yüzdendir ki Aytmatov dünya edebiyatında her zaman yeri olan bir yazar olarak kalacaktır.
Kitaptan bazı alıntılar:
''Hani, ne derler: “İnsanın canı çıkmadıkça umudu da yok olmazmış.”
'' Geleceğin ne getireceğini kimse bilemez ve şimdi olanları düşünüp üzülmenin de hiçbir yararı yok.''
''İki insan birbiriyle tam bir uyum içinde yaşarsa, konuşmadan ya da yarım sözcüklerle bile anlarlar birbirlerini.''