Zeliha
@Kitapseverrr21
Gençlik ve Spor Bakanlığı
Zonguldak
Diyarbakır
109 okur puanı
Ağustos 2019 tarihinde katıldı
Gerçekler de insanı öldürdüğü için, ölüm gibidir.
Yazar bu kitabı Kanatır Cezaevi'nde karşılaştığı bir kadının etkisiyle yazdığını söylüyor ve kitaba: "Gerçek bir kadının öyküsüdür bu." diyerek başlıyor. 
Sıfır Noktasındaki Kadın umudunu yitirmiş, çocukluğu, gençliği hatta geleceği elinden alınmış bir kadının hikayesidir. Kitabın birçok yerinde sinirlerim alt üst oldu. Firdevs'e yaşatılanları okudukça midem bulandı. Düşünüyorum da en üzücü olan şey sadece bir Firdevs'in olmaması. Toplumda yüzlerce Firdevs var. Susturulmuş, korkutulmuş, hayalleri çalınmış yüzlerce, binlerce Firdevs. Bu kitap için ne yazılır bilemiyorum. Aslında Firdevs: "Yasaların benim gibi kadınları cezalandırdıklarını ama erkeklerin yaptıklarına gözlerini kapadıklarını öğrendim." diyerek durumu çok güzel özetliyor. Babası tarafından sevilmeyen, hayatta tanıştığı insanlardan sadece sevgi bekleyen ancak buna karşılık sürekli istismara uğrayan o kadın. "Yanına gitmeyi, elini tutmayı çok isterdim." dediği İbrahim tarafından bile hayatı alt üst edilen, sonunda idama götürülen Sıfır Noktasındaki Kadın
Dünyanın herhangi bir köşesinde herhangi bir kadın sıfır noktasında kıskıvrak bekliyor. Umutsuz, çaresiz, ölümle yaşam arasındaki sınırda.
İçim hâlâ yaralı, Bosna'yım ben.
Savaşın unutulan çocuğu;Amir. Kitabın başlangıcında bir söz yazıyor: "Kader bazı insanların ruhunda derin yaralar açar." Şimdi sizlere okurken içimin acıdığı, beni duygudan duyguya sürükleyen, aslında okunması çok zor olan bir eserden bahsedeceğim. 
Sinan Akyüz kalemini beğendiğim bir yazar. 
İncir Kuşları yazarın en çok etkilendiğim kitabıydı. Şimdi yine aynı şeyleri hissediyorum. Amir'in hikayesi. Boşnak halka yapılan zulmün anlatıldığı bu kitap; "Batı'nın Medeniyeti" dedikleri kavramın aslında koskoca bir yalandan ibaret olduğunu, bu medeniyetin sadece söz konusu kendi çıkarları olunca devreye girdiğinin açık bir göstergesidir. Filistin'in acısını duyduğumuz şu günlerde aslında dünden bugüne hiçbir şeyin değişmediğini görmek çok üzücü. Yüzbinlerce insanın acımasızca katledildiği Bosna Savaşı. Ah Srebrenitsa... Yaşanan işkenceler, tecavüzler, hissedilen acılar... Savaşın ağır yükünü taşıyan kadınlar ve çocuklar. Amir'in hikayesini ben okurken çok zorlandım. Sizler de okuyun ne demek istediğimi eminim anlayacaksınız. Sevgiyle kalın.
Okur Takip Önerileri
"İnsan alıştığı gürültüyü bile arar." der Casy. Bu sözle başlamak istedim çünkü kitabı okurken beni en çok etkileyen sözlerden biri bu oldu. Amerikan edebiyatının başarılı yazarı 
John Steinbeck tam bir başyapıt oluşturmuş. Pulitzer ödüllü bu eseri tam da anlatıldığı gibi çok etkileyici. Kitapta bir yanda yoksulluk, işsizlik, sefalet diğer yanda mücadele ve dayanışma görebilirsiniz. John Steinbeck bu eseri ile toplumsal bir krize değiniyor. Daha önce 
Fareler ve İnsanlar kitabını okuduğum bu yazar kalemi güçlü, kesinlikle okunması gereken bir yazar. 
Gazap Üzümleri yerinden yurdundan edilmiş insanların hikayesi. Okuyun ve okutun derim. Kitapla kalın.
Herkesin bildiği üzere 
Fyodor Dostoyevski bu eserini kumar borcunu ödemek için yazmıştır. Bu bilginin doğruluğundan emin olmamakla birlikte birçok yerde bununla karşılaştım. Kitabın ilk sayfaları bana çok sıkıcı geldi ancak daha önce Fyodor Dostoyevski eserlerini okuduğum için kitabı yarıda bırakmak istemedim. 
Kumarbaz diğer Fyodor Dostoyevski kitaplarına benzemeyen bir eser. Kitapta Rusların yanı sıra başka milletlerden karakterler de var. Aslında kitap, temelde hırs duygusunun insana neler yaptırabileceği üzerinde durmaktadır. Büyük tutkular, hırslar, inatlar yüzünden başımıza her şeyin gelebileceğini ifade eden bir eser. Kumar belasına bulaşan Aleksey İvanoviç ve büyükannenin hırsları yüzünden yaşadıkları kitabın aslında bir ders niteliğinde yazıldığını gösteriyor. Keyifli okumalar
"Ben bu kitabı daha önce neden okumadım." dedirtecek bir kitap.
Livaneli'nin eserlerine hayran kalmamak elde değil. 
Serenad 
Huzursuzluk 
Mutluluk 
Kardeşimin Hikayesi 
Leyla'nın Evi derken şimdi de 
Son Ada eserini okuduğum için çok mutluyum. Livaneli bu eserinde sade, akıcı, sürükleyici bir anlatımı seçmiş; okurunu sıkmamaya özen gösteren bir konu ile karşımıza çıkmıştır. Kitapta haksızlığa karşı mücadele eden insanların yaşadıkları anlatılmıştır. Yazar toplumsal meseleler üzerinde durmuş eserini içerik olarak bu yönde hazırlamıştır.
Bir ada, adanın huzur içinde yaşayan insanları ve adaya yerleşip huzuru bozan bir siyasetçi. İyilik-kötülük kavramları üzerinde sıklıkla duran yazar, demokrasi kavramını kötüye kullanarak insanların hayatını cehenneme çeviren, zavallı hayvanları katleden ruh hastası bir başkan üzerinden aslında topluma bir ders vermeyi amaçlıyor. İyi ki okudum dediğim kitaplardan biri ancak Livaneli'nin eserleri arasında henüz Serenad kadar başarılı bir kitaba denk gelmediğim bir gerçek. Keyifli okumalar.
"Savaş; korku ve sefaletten başka bir şey veremez. Yakar, yıkar, öldürür,yok eder." der 
Nazım Hikmet Ran
Öncelikle söylemek istediğim bir şey var. Bu kitap asla çocuklar için yazılmış bir kitap değil. Bu kitabın çocuk kategorisinde yer alması bence çok üzücü. Savaş, ırkçılık, ölüm, sefalet, açlık... Bunlar çocukların uzak tutulması gereken kavramlar.
Kitaba gelince, tarih 15 Nisan 1934. Shmuel ve Bruno. Dünyaya tam da bu tarihte gözlerini açan iki bebek. 9 yaşında kesişen yollar. Ve bu iki çocuğun insanlara ders verecek nitelikteki masumluğu.
Bir toplama kampı ve bu kampta yaşanan insanlık dışı olaylar. Kitap çok sade bir dilde, çok akıcı bir üslupla yazılmış ancak konunun ağırlığı altında eziliyor insan. Sonunda gözyaşlarınız kendiliğinden akacak ve savaşın, ırkçılığın, ötekileştirmenin insanlara yaşattığı acılarla bir daha yüzleşeceksiniz. Çok üzgünüm Bruno. Çok üzgünüm Shmuel. Yeryüzünde böyle acıların bir daha asla yaşanmaması dileğiyle
Şu Hortumlu Dünyada Fil Yalnız Bir HayvandırAhmet Şerif İzgören · Elma Yayınevi · 202223,8bin okunma
Aşk dünyadaki en tehlikeli, en öldürücü duygudur.
Uzun zaman önce almıştım bu kitabı. Kitaplığımda öylece duruyordu bugün fark ettim. Daha önce yazarın 
Milenaya Mektuplar eserini okurken çok sıkılmıştım. Belki de bu kitabı okumayı geciktirmem de bu yüzdendi. Kitap, her sayfasında kısa kısa özlü sözlerin, düşüncelerin olduğu bir kitap. Kafka'nın ardında bıraktığı tamamlanmış ender elyazmalarından biri. Her bir aforizma Kafka tarafından numaralandırılmış. Okuyacak olanlara keyifli okumalar.
Mevlana'nın Mesnevi'sinden alınan 18 beyitin açıklandığı kıymetli bir eser. 
Hakan Mengüç bu 18 beyiti çok güzel, akıcı bir anlatımla sunuyor okurlara. Altını çizdiğim, üzerinde uzunca düşündüğüm çok cümle oldu. Maneviyatı güçlendiren eserler okumaktan hep keyif almışımdır bu da öyle bir eser oldu. Size de iyi gelecektir.
Beri gel, daha
Mevlana - İstediğin Bir Şey Olursa Bir Hayır Olmazsa Bin Hayır AraHakan Mengüç · Destek Yayınları · 20222,794 okunma
Birbirine zıt iki karakter: George ve Lennie. Mevsimlik tarım işçisi olan bu iki arkadaşın dostluğu, yoldaşlığı, birbirlerine bağlılıkları insanı gerçekten duygulandıran türden. John Steinbeck bu kitapla bize dayanışmayı, dostluğu öğretiyor. Lennie Small, George Milton'un akli dengesi bozuk yoldaşı. Bu kitabı ikinci okuyuşum her ikisinde de Lennie'nin çaresizliğine, çocuk gibi oluşuna ağladım. Mutlaka okuyun. Okutun.
Yedi Güzel Adam'ın Alaeddin'i. Rasim Özdenören'in ikiz kardeşi. 
Alaeddin Özdenören bu eserinde umut veriyor insanlığa. Bir çocuğun masumiyetinde sunuyor tüm şiirlerini bizlere. Kitabın arka kapağında yazıldığı gibi "Şiirin 'has'ına ilgi duyanlar için" yazılmış bir eser. Her şiiri üzerinde düşünerek, hissederek okuyorsunuz. Şiirleri okurken aklıma Yedi Güzel Adam'ın Cahit'i, Erdem'i, Akif'i, Nuri'si, Ali'si, Rasim'i geldi. Güzel eserler bıraktılar vesselam. Mekanları cennet olsun.
"Çocuklar uykusunda gülüyor/ Yılların acı çığlığından habersiz/ Elleriyle oynuyor karanlıklar/ Sessiz sessiz."
