15. yy.'ın son yarısında yeni bir kavram, Kızılbaşlık kavramı ortaya çıktı. Tarihi kaynaklardan öğrendiğimize göre, Erdebil'e yerleşerek orada bir tekke kuran ve Şeyh-i Türk (Türk şeyhi) olarak anılan Şeyh Safiyiddün Erdebili'nin' torunlarından Şeyh Haydar zamanında ortaya çıkmış bir kavramdır. İslâm öncesi Türk kültüründe Oğuz Türkleri (Türkmenler) arasında yaygın olarak kullanılan kırmızı börkü, Erdebil müritlerinin de kullanmaya devam etmeleri üzerine Kızılbaş kavramı ortaya çıkmış ve yayılmıştır.
Safevî (Kızılbaş) Devleti'ni kuracak olan Şah İsmail'in babası Şeyh Haydar'ın müritleri, eski Türkmen geleneklerine uyarak başlarına kırmızı sarık sarıyorlardı. Bundan dolayı bu müritlere Kızılbaş adı verildi. Daha sonra bu kavram Anadolu'da ve İran'daki Şiiler için kullanılmaya başlandı. Kızılbaş ismi, bu kitlelere dışarıdan verilen bir isimdi.
Kitab'ın Konusu
İlginç bir dindarlık konsepti olarak derviş/zahidler, kitabın ana konusunu oluşturmaktalar. Zahidler, ana akım alimler her ne kadar dışlayıcı yorumlarda bulunsalar da kendilerini sapkın olarak görmüyorlar. Zahid düşünüşüne göre kurtuluş yolları ana akım inanca göre sapkın görülse de kendileri için gerçeklik gösteriyor. “halk
neredeyse tamamı ilk kitaptan altını çizdiklerimi word'e geçirmiştim. dağınık düzensiz karman çorman bir şekilde atıyorum buraya da.
mezopotamyalılar kanallar inşa ederek tarımı ve düzenli çalışmayı hayatlarına yerleştirmiş, bu da tarihin ilk otoriter monarşilerinin kurulmasını sağlamıştır. kanallar kurulduğu için tarım, mevsimlik
Hemen her siyer kitabına Hz. Muhammed öncesi Arap coğrafyası anlatılarak başlanır. Daha sonra peygamber dönemi ve dört halife dönemi Arap coğrafyası ile devam eder bu anlatım. Peki 610-632 yıllarının çok büyük bir kısmında henüz müslüman olmayan kavimlerin gözünden Arap coğrafyasını okumak ister misiniz? Evet diyorsanız o zaman doğru yerdesiniz.
"Sofistlerden Protogoras cinsiyet ayrımını ilk yapan kişidir, ayrıca cümleleri emir, dilek, soru, cevap olarak yapısal özelliklerine göre sınıflandırmıştır."
Tüfek, Mikrop ve Çelik insanlık tarihinin bir özeti olarak görülebilir. Kitap, yazarın da defalarca belirttiği üzere medeniyetin kaynağı olarak gördüğü Anadolu’nun şimdiki sahibi Türklere özel bir önsöz barındırıyor. Yazarın kitabın özeti olarak seçtiği cümle şöyle: “Farklı milletler farklı gelişmişlik seviyelerine ulaşmıştır ama bunun sebebi
Hamidullah bana göre 20.YY'da islam tarihçiliğine en büyük katkıyı veren isim. Kendisinin çok kritik meseleleri ele alarak büyük bir iş yaptığı herkesin malumudur. Hz.Peygamber'in hayatını anlatan eserinde daha önce hiçbir kitapta görmediğim birçok bilgi ve bakış açısıyla karşılaşmıştım. Bence o kitap alanında zirveye oynayabilecek bir