".... bir fikir olarak gelişmekle kalmaz, aynı zamanda bizzat hareketin pratik, doğal ve kaçınılmaz bir sonraki adımı olarak da gelişir, kitlelerin artan öfkesinin, gelişen deneyiminin ve büyüyen cesaretinin bir sonucudur bu ... kitlelerin büyüyen cesaretinin..."
Yakın dönem Türk tarihinin en tartışmalı devlet adamlarının başında Enver Paşa gelir. Enver Paşa hâlâ kimine göre bir imparatorluğu yıkan hayalperest, kimine göre ise Turan ülküsünü gerçekleştirmeye adanmış bir ömürdür.
Enver Bey, 1881'de İstanbul'da dünyaya geldi. Babası Ahmet Efendi bir memurdu ve aslen Gagavuz Türkleri'ndendi. II. Abdülhamid, ülkeye modern eğitimi getiren padişahtı, ancak bu okullarda sultan aleyhtarı öğrenciler yetiştiler. Enver Bey de Harbiye öğrencisi iken, II. Abdülhamid aleyhtarı propagandalardan etkilendi. Harbiye'de başarılı bir öğrenci olan Enver Bey, dokuzuncu olarak kurmaylığa girmeye hak kazandı. Kurmay okulunu 1902'de bitirdikten sonra, Makedonya'da eşkıya takibine başladı. Enver Bey, iki sene içerisinde Bulgar ve Yunan çeteleriyle 54 defa çatışmaya girdi ve kazandığı başarılarla 1906'da binbaşı oldu.
1902'de doğdum
doğduğum şehre dönmedim bir daha
geriye dönmeyi sevmem
üç yaşımda Halep'te paşa torunluğu ettim
on dokuzumda Moskova'da komünist Üniversite öğrenciliği
kırk dokuzumda yine Moskova'da Tseka-Parti konukluğu
ve on dördümden beri şairlik ederim
kimi insan otların kimi insan balıkların çeşidini bilir
Zola, 1902'de öldüğü zaman Doğu Avrupa'nın bütün yahudileri tarafından
tanınıyordu. Yalnız o kadar da değil. Bu isim, bölgenin bütün yahudileri için
adalet ve şuurun remzi idi. Ahlâkî ve içtimaî bir ülkünün yayıcısı olan dev bir
yazardı, Zola.
Kitaba düştüm,
sabahtan akşama kadar okuyorum.
Kitaplar akıllı
kitaplar aptal.
Kitaplar büyük
kitaplar çocuk.
Kitaplar en uzak, en güzel yolculuk fakat kısır
fakat sensiz..