7. Bölüm: Oğrenim Alanları: Özgür Anarşist Okul - Jeffery Shantz
Toplumsal kuramcı Michel Foucault, 1967'da "Başka Mekânlara Dair" konferansında, geniş külliyatında genelde gözden kaçan bir terim kullanmıştır. "Heterotopya" kavramıyla, bir karşı-mekân veyahut alternatif yer, gerçekten var olan bir ütopyayı kastetmiştir.
Adolf Hitler Hitleri anlamak ve dönemin sorunlarını anlamak; Neden düşman olduğunu, çocukluğu ve yaşamı, rasyonel sosyalizme atılmadan süreçleri, partisinin geliş süreci ve umutsuzlukları güzel bir şekilde dile getirilmiş. Bazı bölümleri anlaşılması zor ve tekrar ediyor, sıkabiliyor bazen. Onun dışında okunması gereken bir eser.
KavgamAdolf Hitler · Zeyrek Yayıncılık · 202010,7bin okunma
Yozlaşmış-yabancılaşmış aydınlara ve seçkinlere karşı yücelttiği halkı temiz, iyi niyetli ama saf, dolayısıyla vesayete muhtaç sayması, -dolayısıyla karikatürize ettiği seçkinci aydınlarla aynı tavrı paylaşması-, .popülizmin evrensel paradoksu değil midir? Osman Yüksel, bu paradoksu, kendi halktanlığını, yalınlığını vurgulayarak örtecektir. 1968 Mayıs'ında Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi ( CKMP) milletvekili adayı olarak yaptığı radyo seçim konuşmasına şu hitapla başlayacaktır: "Karşınızda Meclisin doğru mu doğru, kravatsız milletvekili³ Osman Yüksel Serdengeçti! Bağn yanık kardeşiniz, sizlere sesleniyor."
Bende hiç eskimeyen hala ilk dinlediğim gün gibi yerini koruyan 1968 yapım bir şarkı😍
Donovan / Hurdy Gurdy Man
youtu.be/CHxfOZH8cew
Geçenlerde bir dizide denk geldim ve şarkıyı hemen tanıdım. Nasıl yani bu şarkıyı başka yorumlayanda mı var diyerek bir baktım ki Kasım 2022’ de bu şarkıyı yorumlayan ve single çıkartan Sir Jude var. Bu yorumda harika olmuş ve ben şuracığa onu da bırakıyorum. Dinlemenizi naçizane tavsiye ederim. Pişman olmayacaksınız.
Sir Jude / Hurdy Gurdy Man
youtu.be/XLHAgYyT_Fs
Keyifli dinlemeleriniz olsun.
.... Ya o çocuk, o anne, diğerleri ne oldu?
Hiiiiiiç,
Her şeyle daha iyi gider iç
Ne zıkkım bulursan iç.
Ve unut utanmayı.
Sene 1968, aylardan nisan ayı.
Ve bunlar da bizim temaşa ile geçemediğimiz nukûş-ı suverdir.
Yazarın kendi çocukluğu merkezli otobiyografik romanı, 48 yaşında 12 günde kaleme aldığı ve 20 yıl yüreğinde taşıdığı. 1968'de yayımlanması ardından dünyada çok satan bir klasik. Ben ise, yazma serüvenimde acı dozunu arttırmak, çocukluğuma dönmek ve tüm seriyi sayfama taşımak için kaçıncı kez oldu bilemeden tekrar okudum onu. Ve
Bu konudaki etkileyici ve ilginç bir deneyi Wilson (1968) yapmıştır. Deneyde bir adam farklı sınıflarda farklı unvanlarla tanıtılmış ve her sınıfta öğrencilerden adamın boyunu tahmin etmeleri istenmiştir. Adam bazı sınıflarda öğrenci olarak, bazı sınıflarda öğretmen, bazı sınıflarda ise profesör olarak tanıtılmıştır. Öğrenci olarak tanıtılan sınıflarda adamın boyu 1.70 olarak tahmin edilirken, profesör olarak tanıtılan sınıflarda bu tahmin 1.75'e çıkmıştır. Öğrenciler unvan arttıkça adamın boyunu da daha uzun algılamaya başlamışlardır. Öyle ya koskoca profesör, sıradan bir öğrenciden daha kısa boylu olacak değil ya!
Bu deney, algı yönetiminin etiketle başladığını göstermesi açısından önemlidir. Adamın ağzından daha bir kelime çıkmadan unvan etkisini gösterip bizim algılarımızı yönetmeye başlayabilir.