Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Cevdet Paşa'nın gözünden Tepedelenli
Cevdet Paşa, Ali Paşa'nın her davranışında Mısır Valisi Meh­met Ali Paşa'yı taklit ettiğini belirterek şunl arı söylüyor: "Ama aralarında çok fa rk vardı. Mehmet Ali askerlikte olduğu kadar idarede ve siyasette de tecrübeli ve ihtiyatlı idi. Tepedelenli Ali Paşa'nın işleri ise, başıbozuk bir asker bozuntusunun yaptıklarına benziyordu. Mehmet Ali Paşa gibi ziraatı, ticareti teşvik edip de köylerin ve kasabaların bayındırlığına çalışacağına birçok köyleri kendi çiftliği haline getirerek çiftçilikle uğraşan köylerin dağıl­masına, başka yerlere göç etmesine, toprakların işlenmeden kal­masına sebep oluyordu. Kendi adamları olan Toska beyleri bile ondan şikayetçi idiler. Bir tek faydası, Mora ve yakınlarında baş kaldırmak için fırsat kollayan Rumların üzerinde büyük baskı ol­ması idi. Halet Efendi onun ortadan kaldırılmasını istediği halde, başta Reisülküttap Canip Efendi olmak üzere birçok nazırlar, bu yüzden onu kolluyorlardı."
Prens Sabahattinin tabiriyle, çoğu kamucu toplumda din iktidarın elinde bir baskı aracı olmuştur. Ona göre önce 2. Abdülhamid saltanatında, 1908'den sonra da İttihatçı hükümet döneminde Osmanlı İmparatorluğunda da böyle olmuştu.
Sayfa 150Kitabı okudu
Reklam
Cüneyd (ra.) sekiz Peygamber'e (a.s.) tabi olarak tasavvuffin temeli sekiz haslettir, diyor. 1- Sûfi sehâ (ve cömertlikte) İbrahim'e tabi olur. Çünkü O, cömertlik konusunda oğlunu kurban edecek bir dereceye ulaşmıştır. 2- Rızada İsmail'e uyar. Zira Allah'ın emrine rıza göstererek, aziz canını feda etmeye hazır olduğunu söylemişti. 3- Sabr hususunda Eyyûb'a uyar. Çünkü O, yaralarının kurtlanması belasına sabretmişti. 4- İşarette Zekeriya'ya uyar. Çünkü Hakk Taâlâ O'nun için: "Rabbına gizli bir nida ile niyazda bulunduğu zaman..." (Meryem, 19/3), buyurmuştur. 5- Gurbette Yahya'ya tabi olur. Çünkü o vatanında garip (ve yalnız) idi, kavmi arasında kavminden garip idi. 6- Seyahatta (ve gezgincilikte) İsa'ya tabi olur. Çünkü O, her şeyden tecerrüd ederek seyahat ederdi, o derecede ki, bir bardak (tas)la bir taraktan başka bir şeye sahip olmazdı. Bir şahsın, avuçları ile su içtiğini gördüğü zaman bardağını atmış, diğer bir şahsın parmakları ile saçlarını düzelttiğine şahit olunca da tarağını fırlatmıştı. 7- Sûf ve yün giyme de Musa'ya tabi olur. Zira O'nun bütün elbiseleri sûf idi. 8- Fakrda Muhammed'e (s.a.v) tabi olur. Aziz ve Celil olan Allah, yeryüzündeki bütün hazinelerin anahtarlarını ona göndererek, "Kendini sıkıntıya sokma, bu hazinelerden güzel güzel faydalan", dediği halde o şöyle demişti: "İstemem ya ilâhî, beni bir gün doyur, iki gün aç bırak".
Yazarların, ilk kitaplarını yayınlatma maceraları da trajikomik reddedilişlerle doludur. Martı adlı ünlü kitabın yazarı Richard Bach 18 yayınevinden ret cevabı almıştı. Harry Potter 12 yayınevinden ret cevabı almış. Nobelli yazar Orhan Pamuk ilk kitabını yazmaya 22 yaşında başlamış, ilk kitabını yayınlatıncaya kadar 2.5 kitap yazıp, sekiz yıl beklemişti. Dünyada milyonlarca baskı yapan ‘Tavuk Suyuna Çorba' kitaplarının yazarları, 33 yayıncı tarafından geri çevrilmişti. Kitapları 6 milyondan fazla baskı yapan Aziz Nesin'in, ilk kitabını yazdığında kimse yayınlamak istemeyince kendisi bastırmıştı. Scott Fitzgerald bir öyküsünü yayınlatıncaya kadar aldığı ret cevaplarıyla yatak odasının duvarlarını kaplamıştı! ‘Senden bir şey olmaz' denilen herkesin bir gün çok başarılı olduğunu iddia etmiyorum ama bugün çok başarılı olmuş pek çok kişinin geçmişte ‘boşuna deneme olmayacak' cümlesini en az bir kez duyduğuna eminim.
Çocuk bu dönemde (2, 3 yaş donemi) ya baskı altında siner; uslu, temiz, düzenli olmayı öğrenir ya da başkaldırır ve saldırgan, savruk, düzensiz, kurallara uymayan bir yaratık olup çıkar. Doğrusu; orta yolu bulup, çocuğun özerkliğini bastırmadan kuralları benimsemesine yardım etmek, saldırgan eğilimlerini ve söz dinlemezliğini olumlu taraflara yöneltmektir. Saldırgan, dediğim dedik, tutturan bir çocuk, özerkliğini kazanmış bir çocuk değildir. Tersine, anne sözünden çıkmayan, aşırı temiz ve düzenli bir çocuk da evcilleşmiş bir çocuk olabilir ancak doğru eğitilmiş bir çocuk sayılmaz. Böyle bir çocuk kararsızlık çeken, kuşku ve utanç duyan bir çocuktur.
Sayfa 24 - İnkılâp YayınlarıKitabı okuyor
5.cilt
1078. Abdullah İbni Ömer radıyallâhu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Ben, insanlarla Allah’tan başka ilâh olmadığına, Muhammed’in Allah’ın Resulü olduğuna şehâdet edip, namazı tastamam kılıp, zekâtı hakkıyla verinceye kadar savaşmakla emrolundum. Bunları yaptıkları zaman kanlarını ve
Reklam
"Ellerimiz daha fazla şey yapabildikçe ellerin sahipleri de daha başarılı hâle geldiler, dolayısıyla evrimsel baskı avuçlarda ve parmaklarda daha yoğun bir sinir ağı ve kasların gelişmesini sağladı. Bugün insanlar bunun bir sonucu olarak elleriyle çok ince işleri yapabilir, özellikle de karmaşık aletler üretip bunları kullanabilir. Alet üretimine ilişkin ilk kanıtlar 2,5 milyon yıl öncesine aittir ve alet üretimi ve kullanımı, arkeologların eski insanların varlığını tanımalarındaki temel ölçüleridir."
Kolektif Kitap, İnceleme, Türkçesi: Ertuğrul GençKitabı okuyor
Demokrasi dışı rejimlerdeki iktidar sahiplerinin hepsi, iktidara tutunmaya çalışırken siyasi rakiplerini katledecek, protes-to gösterilerini engelleyecek veya muhalif grupları doğrudan yasaklayacak değildir. Demokrasi dışı rejimlerin bazıları kendilerini neredeyse demokratik bir rejimmiş gibi gösterecek incelikli yöntemler kullanır ve seçim kaybetmemeyi sağlama alır; ancak bazıları çok daha acımasız yöntemler kullanır. Bu kitapta göreceğimiz üzere, uluslararası ilişkilerin seyri, maddi kaynakların ulaşılabilirliği, muhalif grupların örgütlenme seviye- si ve hatta iktidar sahibinin vicdanı bile demokrasi dışı rejimlerin alacağı kendine özgü şekli ortaya çıkarmada önem taşır. Yi- ne de, kendi aralarında nasıl farklılıklar gösterirlerse göstersinler, demokrasi dışı siyasi sistemlerin tamamında iktidar sahip- leri ve yönetimdeki elitler, kontrolü ele geçirmelerini veya hatta devlet politikasının yönünü etkilemelerini bile engellemek için diğer grupları sistematik bir biçimde (ve bazen çok ağır) maliyetlere katlanmak zorunda bırakır. Xavier Márguez Demokrasi dışı siyaset, s.17, iletişim yayınları, çeviri:Ismail Çekem,  2.baski 2020
Sayfa 17 - Iletişim yayınlarıKitabı okuyor
Hadîs-i şerîfte: "Beş şey beş şeye bedeldir." buyrulmuştur. Yani beş fena haslet vardır; işlenildiği takdirde işleyenlerin başına beş bela gelir, demektir. Bu belalar cezalardır: 1-"Bir kavim ahidlerini bozdukları zaman Allah Teâlâ da onların düşmanlarını kendilerine ğalib kılacaktır." Yani gerek Allah Teâlâ'ya ve
Sayfa 85 - Dilara Yayınları, 6. Baskı: 2015Kitabı okudu
Özellikle son dönemlerde Müslümanlara uygulanan baskı %80'lerin üzerine çıktı. Bunun neticesinde ise yaklaşık 700 milyon Müslüman, günlük 2 doların altında bir gelire sahip olur hâle geldi. Halbuki İslâm toprakları çok verimli, petrol ve doğalgaz gibi stratejik madenlere sahip olmasına rağmen petrol ve doğalgaz bizzat bu ümmetin kendisine karşı düşmanları tarafından kullanılan bir silah oldu. İslâm ümmeti, sahip olduğu servetlere göre daha fazla gelişmişliğe ve kuvvete sahip olmalıyken daha fazla işgallere ve fakirliğe maruz kaldı.
Sayfa 142 - Köklü değişim yayıncılıkKitabı okudu
Reklam
İzzet ve celal sahibi olan Allah faydalı olmayan ilimleri tahsil edenleri şu ayetle kötülemiştir: “Kendilerine zararı olan ve faydası olmayan şeyleri biliyorlar” (Bakara, 2/102). Hz. Peygamber (s.a.v), “Faydasız ilimden sana sığırınım ya Rab” buyurmuşlardır.
Bu uygarlık, toplumun herhangi bir parçasının üyelerinin başka herhangi bir yerde toplumun üyesi olarak kabul edilmesini sağlayarak fikirlerin ve âdetlerin her yerde dolaşımını temin eden, İslam uygarlığına özgü, ortak bir toplumsal örüntü sayesinde bir arada tutuldu. Müslümanlar kendilerini daima tüm Darülislam’ın yurttaşları bildiler. Çeşitli sanatların ve bilimlerin temsilcileri, cömert bir hükümdar tarafından ülkesine davet edildiklerinde ya da zalim bir hükümdardan baskı gördüklerinde bir Müslüman ülkeden diğerine serbestçe seyahat edebildiler; Darülislam’ın herhangi bir yerinde itibar gören birinin diğer yerlerinde de kısa sürede tanınması ve itibar görmesi olanaklıydı.
Gücün 48 Yasası
Gücün 48 yasası 1-Sizin üstünüzde bulunanların kendilerini üstün hissetmelerini sağlayın. Onları memnun etme ve etkileme arzunuzla yeteneklerinizi göstermede çok fazla ileri gitmeyin, yoksa tam tersine neden olursunuz, yani korku ve güvensizlik uyandırırsınız. Ustanızın olduğundan daha parlak görünmesini sağlayın ve gücün doruklarına
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.