Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Zeytinburnu'nda oturan Kazak Türklerinden Oraz Kumandan'ın da Atsız'a sık sık kımız getirdiğini biliyorum. Hiç şüphesiz Atsız, Oraz Kumandan'ın getirdiği kımızları, ona yardım olsun diye para karşılığı alıyordu. 16 Haziran 1966 tarihli "72 Kazak Ailesinin Bitmeyen Çilesi” başlıklı yazısında da Atsız Zeytinburnu'ndaki bir Kazak'ın evine gittiğini yazar: "Ben bunların nasıl bir sıkıntı içinde yaşadıklarını biliyorum sanırdım. Geçen yıl içlerinden kımız yaparak geçinen birisinin gecekondusuna gidince faciayı biliyorum sanmakla ne kadar aldandığımı anladım. Berbat gecekondunun iki küçük odasında erkek ve kadınla yedi çocukları barınıyordu. 200 lira kira vererek oturdukları bu kulübenin konuk edildiğimiz odasında bir karyoladan başka hiçbir eşya yoktu. 16 ile 1 yaş arasındaki yedi çocuğun giyim kuşamları perişan, ailenin hayatı bir dramdı." (Ötüken, 25 Haziran 1966: 14). Atsız'ın konuk olduğu Kazak, Oraz Kumandan'dır. Bu yedi çocuklu Kazak'ın evinde o yıllarda ben de konuk olmuş ve kendi imal ettiği kımızdan içmiştim.
Bugün çok okudum derken milletin 200 sayfa okuduğunu görmek ve anlık gelen yetersizlik hissi 🤐
Reklam
680 syf.
5/10 puan verdi
Vasat
Büyük beklenti ve heyecanla aldığım bir kitaptı ama çokta sevmedim. Belki de sebebi Dex’in amatör çevirisi ve berbat edisyonu olabilir. Şöyle ki, diyaloglar arasında satır bırakılmadan aynı paragraf içinde peş peşe karakterlerin diyaloglarını okudum. Diyalogların arasında herhangi bir betimleme de olmadığı için hangisi ne söyledi hep birbirine karıştı. Ayrıca noktalamalarda da sıkıntılar vardı mesela, diyalog başında tırnak işareti koyulmuş ama diyalog bitmiş gitmiş hala tırnağı kapatmamışlar, diyalog devam ediyor sanıp saf gibi anlamaya çalışıyorum. Bu problemler kitabın sadece ufak tefek kısımlarında değil baştan sona karşılaştığım bir durumdu. Belki de bunun gibi sorunlardan dolayı kitap beni sarıp içine çekmedi. Tüm bunların yanında ilk 200 sayfayı okumak gerçekten çok zordu. ‘’Bakire’’, ‘’Yükselmiş’’ gibi kavramlar kitabı alırken çok ilgimi çekmişti, bambaşka bir kurgu okuyacağımı düşünmüştüm. Bu yüzden kitabın yarısına kadar motivasyonumu yüksek tutmaya çalışarak okudum. Ama bence kurgu da kuvvetli değildi. Olaylar bazen çok yavaş bazen de çok hızlı gelişti. Olayın altyapısını oluşturmadan kendimi pat diye olayın içinde buldum. Ana karakterler ile bir bağ kuramadım. Yazarın kalemiyle mi alakalıydı yoksa edisyonla mı alakalı bir sıkıntı mı var bilmiyorum ama güzel olduğunu iddia edemeyeceğim. Ortalama bir kitaptı. Ne iyi ne kötü tam anlamıyla vasat… Tüm seriyi almış bulunmamdan dolayı ikinci kitaba da şans vereceğim umarım ikinci kitap daha çok ilgimi çeker ve seriyi tamamlayabilirim.
Kan ve Külden
Kan ve KüldenJennifer L. Armentrout · Dex Kitap · 20211,117 okunma
batının dayatması
İnsanın ilerlemesi ve yeryüzüne hâkim olmasını sağlayan bencilliği, aç gözlülüğü, hırsı, tamahkârlığı, tecavüzkâr oluşu, sınır tanımaz hadsizliği, zalimliği, ahlaksızlığıdır. Modern keşiflerin ve büyük sanayileri kuran sermayenin temeli 3. dünya ülkelerinden yapılan korsanlık, sömürü, hırsızlık, gasp, talan ve yağma ile biriken servetlerdir. Bunlar tanrının öğütlerini dinleyerek yapılamazdı. Batı tanrıya karşı sorumluluklarını reddederek 200 yıldır dünyanın efendisi oldu. Ahlakın Soykütüğü - Nietzsche
Gaziantep'te Şölen Çikolata var. Gaziantep'te bulunan ve Beşler Grubu'na ait 2012 yılında faaliyete geçen Beşan Nişasta, günlük olarak işlediği 750 ton mısırdan; 200 ton fruktoz, 150 ton glikoz ve 150 ton mısır nişastası üretiyor. Ancak Beşan Nişasta, yanı başındaki Şölen Çikolata'ya mal veremiyor! Şölen Çikolata, daha ucuza Gaziantep'ten alabilecekken, kota tahsis eden Cargill gibi firmalardan almak zorunda!
144 syf.
10/10 puan verdi
Yalnız Cumhuriyet
Pkk konusuna uzun yıllardır ilgiliyim. Bu bağlamda Osman Pamukoğlu ve Erdal Sarızeybek gibi değerli komutanlarımızın kitaplarını büyük bir dikkatle okudum. Bugün Hasan Atilla Uğur komutanımın bu kitabının kapağını kapattığımda geçmişte olduğu gibi yine derin bir üzüntü hissettim. Memleketimizin sözde "Kürt Sorunu" gibi içi boş sözlerle nasıl yıllardır oyalandığını, aslında meselenin ta 100 yıl önce hatta 200 yıl önce kuyruk acısı olan batılı devletlerin kirli oyunlarından ibaret olduğunu, apo ve türevleri taşeronların ateş olsa cürümleri kadar yer yakabilen piyonlar olduğunu, asıl düşmanlarımızın fi tarihte canına ot tıkadığımız devlet müsveddeleri olduğunu bir kere daha öğrenmiş ve pekiştirmiş oldum. Bu güzide eser için komutanımın ellerinden öper, hürmet ederim. Keyifli okumalar.
Sorgu Odasında Apo
Sorgu Odasında ApoHasan Atilla Uğur · Destek · 2022155 okunma
Reklam
İki Şehrin Hikâyesi
İki Şehrin Hikâyesi
. Tam bu kitabı okurken karşıma çıkan deneme sorusuna bakın. İnşAllah gerçekten 200'den sonra daha heyecanlıdır.
Yetişkin insan vücudu, 200'ün üzerinde farklı hücre tipinden oluşurken, her insan kendi ömrünü tek bir döllenmiş yumurta hücresi olarak başlattı ve bölünüp hücrelerin geri kalan kısmını oluşturdu.
518 syf.
7/10 puan verdi
Bazı İnsanlar Böyle Yaşar - Filiz Puluç Herkese selam. Bu yazardan okuduğum ilk kitaptı. Bazı yorumlarda çok fazla betimleme var kasvetli bir havası var gibi yorumlar okudum ondan biraz tereddüt ederek başlamıştım. Betimlemeden çok Lia'nın iç sesini okuduk ve bu beni bir tık başlarda sıktı açıkçası. Zaten Lina çok içine kapanık kasvetli biri ve iç sesini okumak çok daha fazla yordu beni açıkçası. Ama kitaba devam ettikçe olaylar açıldıkça neden öyle olduğunu anladım. İlk 200 sayfa Lina'nın Aral ile tanışmasini ona güvenmeye çalışmasını falan okuyoruz. Ondan sonra işler değişiyor tabii. Aral'ın ailesini kardeşlerini okumak çok keyifliydi bu kadar kasvetli bir kitaba komik karakterler lazımdı gerçekten. Ve bence Aral ve Lina önceden tanışıyor. Aral her ne kadar sabırlı biriyim dese de bu kadar sabırlı olamaz kimse. Lina yapmak istemiyor bir şeyi ama yapıyor sonra pişman oluyor. Öfkesini bir türlü dizginleyemediği için etrafındakileri kırıyor. Aslında 8 verecektim kitaba başlarda sıkılsam da daha sonra ki o gizemi olayların bağlanması güzeldi ama Lina başıma ağrı çıkardı resmen içindeki kasvetiyle.. Diğer kitaplarda belki daha az düşünür... İkinci kitabı da en kısa zamanda okuyacağım
Bazı İnsanlar Böyle Yaşar
Bazı İnsanlar Böyle YaşarFiliz Puluç · İndigo Kitap · 2023204 okunma
"200 sene önce de söylüyorlardı. Sanayi devrimi güya fakirliği ortadan kaldıracak, herkesi mutlu edecekti."
Reklam
200 yılı aşkın bir süredir yapılan ilmi araştırmalar sonucunda artık Türk oldukları kesinleşmiş olan Bulgarların adı, V. yüzyılın son çeyreğinde ortaya çıkmıştır. İlk defa Bizans İmparatoru Zenon (474- 491) tarafından, Ostrogotlar'a karşı askeri destek sağlamak ümidiyle 482 yılında yardımlarına müracaat ettiği Karadeniz'in kuzeybatı kıyılarında yaşamakta olan bir topluluğu ifade etmek üzere kullanılmış olan "Bulgar" kelimesi, Türkçeden başka hiçbir dilde karşılığını bulamamıştır. "Karışmak", "karıştırılmak", "karışmış olmak" gibi anlamları taşıyan Bulgar kelimesi, 470-480 yılları arasında Doğu Avrupada cereyan eden gelişmelere tanıklık etmektedir.
352 syf.
5/10 puan verdi
SIKILDIM,DARALDIM VE BUNALDIM Yazarın bir diğer kitabı olan "Kitap Kurtları"nı çok sevdiğim için bunu da okuyayım dedim ama sanırım okumasam da pek bir şey kaybetmezmişim.Aklımdaki onlarca sorudan sadece biri: Bu çocuk kıza neden Jan deyip oldukça uzun adını kısaltmıyor, okurken yoruldum gerçekten. Kitabın başları güzeldi. Kızımız January'nin Augustus ile yaptığı anlaşma da beni eğlendirmişi. Beraber aktiviteler yapmaları ve tarikat kurbanlarıyla ropörtaj düzenlemelerini de yaratıcı buldum. Karakter backstory'leri de iyiydi. Ama bir şeyler yanlıştı be. Karakterler sıkıcıydı mesela, diyalogları akmıyordu. Okuduğum kadarıyla da diğer karakterler o kadar arka plana atılmıştı ki (kızın düşüncelerini saymıyorum) kitapta sadece 2 kişi var gibiydi ve zaten sıkıcı karakterlerimiz kitabı taşımakta zorlandı. Ve üzülerek söylüyorum ki kitabı bitiremeyecek gibiyim.Zorlaya zorlaya 200 küsür sayfa okudum ama gitmiyor, kitap kendini okutamadı açıkçası bana. Karakterlerin dinamiği de bana geçmedi, aşkları da. Arkadaşlıkları güzeldi ama arkadaş olarak bitirseler paramparça olmazdım mesela. Tadında bırakmış olurlardı benim için. Uzadıkça uzadı sakız gibi.
Kış Yaza Kavuşunca
Kış Yaza KavuşuncaEmily Henry · Epsilon Yayınevi · 2021350 okunma
%24 (200/822)
·
Puan vermedi
Okumayı en çok istediğim merakla beklediğim bir kitaptı. Nihayet alıp okumaya başladım. Fakat ilk 200 sayfaya zor geldim. Okuyamadım. Daha başlarından itibaren o kadar çok karakter var ki kitapta olaylar ve kahramanlar bir yerden sonra koptu gitti bende. Biraz da ağır gibi geldi. Şu an için yarım bırakmak zorunda kaldım. Fakat tekrar okuyacağım. Çünkü hâlâ kitabın sonunu çok merak ediyorum. Sevgiyle, kitapla kalın:):)
Değersiz Bir Hayat
Değersiz Bir HayatHanya Yanagihara · Doğan Kitap · 20222,798 okunma
Yeni slogan ve yeni liderlerle insan hakları mücadelesi devam ediyor. Bu mücadele 200 yıl önce ne kadar geçerli idiyse bugün de o kadar geçerlidir.
Sayfa 251 - PdfKitabı okudu
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.