Parfüm şişesi, havlular, kolonya kokusu, makas şıkırtıları, aynalar, iki berber dükkanı, karşılıklı duran iki ayna, sonsuzluğa giden tekrarlar, tekrarların tekrarları, varlık, yokluk, geçmişten gelen gerçekleşmiş rüyalar, geleceğe uzanan gerçekleşecek rüyalar, belki de roman içinde bir roman.
Zor bir kitap. Okur, okurken anlamakta zorlandığı kitabı yazar nasıl yazmış diye düşünmeden edemiyor. Yazarda büyük bir zeka olduğu aşikar. Sonra o birbirine uzak benzetmelerin aynı noktada buluşması. Edebi zeka da çok yüksek.
Yer yer deli saçması diyorsunuz fakat yer yer öyle cümleler geliyor ki beyninizi olduğunuz yere mıhlıyor.
Çekip gidenlerin, durduğu yerde kendi varlığı içinde yok olanların romanı Gölgesizler.
Kar neden yağar kar? Peki rüyada gördüğümüz canlıların gölgesi olur mu? Bazen neden gözümüzün önünde duran nesneleri göremeyiz?