Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Doğa

Doğa
@Dienatura
@z.dogae
26 okur puanı
Ekim 2020 tarihinde katıldı
Tanrı olsaydin onlara el çarpmamaları soylerdin. Onlara boş ellerle yapilacak en faydalı isin tutunmak olduğunu söylerdin. Ama sen bir tanrı değilsin. Bir annesin… Yıldızlara, yer yer mavi-beyaz ışıyan geceye bakıp geceye nasil olup da karanlık denebildiğine şaştın. Sanat denen sey bu mu? Hissettigimiz seyin kendimize ait oldugunu zannederken sonunda bizi hasret içinde arayıp bulanin başka biri oldugunu düşünerek duygulanmak? Houdini Londra Hipodromunda kelepçelerinden kurtulmayı basaramayinca, karısı Bess onu uzun uzun, tutkuyla öptü. Bunu yaparak, kocasina onu kurtaracak anahtari vermisti. Eğer bir cennet varsa bence böyle bir şey. Bir yaşamın içinde bir insanin yanında bir insan. Buna parataksis deniyor. Gelecek deniyor. Geldik sayılır. Sana bir hikâyeden çok bir gemi enkazı anlatiyorum; parçalar suyun üzerinde yüzüyor, nihayet okunabiliyorlar.
Reklam
Trevor önceki gece hayatini kaybetmişti; iki parçaya ayrildim, diyordu mesaj. iki parça, koltuğumda otururken düşünebildiğim tek şey buydu, bir insani kaybetmenin bizi, yani yasayanlari, nasil daha fazla, iki parça yapabildiği. Sarkilarin bir köprü olabileceğini söylerler, anne. Ama bence sarkilar aylynı zamanda üzerinde durduğumuz zemin. Belki
Her kar tanesinin birbirinden farkli oldujunu soylerler, ama kar firtinast hepimizin üstünü ayn sekilde örtüyor. Norvecteki bir arkadasim, yesilin dogru tonunu bulmak için firtinada de-sari gikan ve bir daha geri dönmeyen bir ressamin hikävesini anlatmisti. Sana yaziyorum, çünkü ben giden degil, elleri bos geri dönenim. Hatirayi sona erdirmeye çalıyorum. Ama sonsuzluk hakkinda bilmen gereken sey, onu geri alamayacagindir. Sonuna kadar kalmama izin ver, dedim tanriya, o zaman ödesmis oluruz. Gitmek istiyordum, dur demek. Ama itiraf etmenin bedelinin bir cevap almak oldugunu öğrenmiştim. Basarılı olman isteyecekler, ama asla onlardan daha basaril olmanı degil. Tasma kayışının üzerine kendi isimlerini yazacaklar ve sana gerekli diyecekler, acil diyecekler. Rüzgârdan, cüretkârligin dilini, engelleri nasil kendimi onlarin etrafina sararak açacagimi ogrendim. Bu yolla eve ulasabilirsin. Inan bana, bugday eleyebilir ve yine de bir çiftçi çocugun yumrugunun yumusak kismindaki kokain tozu kadar mechul kalabilirsin. Ama bazi hiçbir seyler kendilerinden sonra gelen her seyi degistirir. Vietnamcada birini özlemekle birini hatirlamak aynı kelimeyle ifade ediliyor: nho. Bazen telefonda bana Con nhó me không? dive sordugunda, sanki Beni hatirlyor musun? demissin gibi geliyor ve irkiliyorum. Seni hairladigimdan daha çok özlüyorum. Sana politik olmanin sadece öfkeli olmak, dolayistyla sanatsız, derinliksiz, "ham" ve boş olmak demek oldugunu soylecekler. Politik olandan utanarak, Noel Baba' dan ya da Paskalya tavsanindan bahsediyormuş gibi bahsedecekler.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Asaletim de sizin olsun baylar, rezaletim de! Beni bir sutyen lastiğiyle asın. İnanın kendimin “Yokluğunda çok kitap okudum” Bana birkaç hayati meseleyi ödünç ver kalbim Görüş günlerinde seninle konuşabilmem için. Kalbim neden ben? Sırf sevinsin diye seni bir kere bile
Ruj lekeleri bıraktın bardaklarda Anlatmak isterdin kendini durmadan Bir bardağa bile olsa. Uzaklar sana gelmez, sen uzaklara gidersin Uzaklar seni ister, bak uzaklar da aşktan anlar bayım di’li geçmiş zamanda birçok resim,
Reklam
İnsanı yazmaktan alıkoyabilecek tek şey kendisidir. Yazma isteğini gerçekten duyan kişi mutlaka yazar. Reddedilme ve aşağılanma onu güçlendirir sadece. Ve engellenişi ne kadar uzun sürerse o kadar güçlenir, barajda yükselen su gibi. Yazmakla kaybedilecek hiçbir şey yoktur; uyurken parmaklarınızı güldürür; insanı kaplan gibi yürütür, gözlerini
senden ödünç alıyorum ve borcumu asla ödeyemeyeceğim. Korkunç olan ölüm değil, yaşanan ya da yaşanamayan hayatlardır. Dünya yazarların yokluğuna kanalizasyon yokluğundan çok daha kolay katlanır Uykumun bölündüğünü anlatmaya çalışıyorum. Ama tek şikâyetim buysa aslan gibiyim demektir. Hem istemezse başkasına veririm. En az diğer kitaplarım
İnsanın dünyası, dünyanın kendisinden daha hızlı dönüyordu. Yavaşlamanın unutulmakla, bir durmanın yok olmakla eşdeğer olduğu bir zamandı. Eskinin ölüleri bile daha şanslıydı hiç olmazsa dergi kapaklarında bir ay boyunca duruyorlardı. -Rewhat Arslan • Adamın intiharında tek şüpheli vardı onda boş bir cüzdan. Beyin ögüt dinleyebilir ama yürek
... burada dünya elinin altında. Dünyadaki tüm tatlara sahipsin. Cep telefonunda bir imparator luk var. Bak, Çin, Hindistan, Endonezya. Geçmişte bu şeylerden birini elde edebilmek için ülkeleri işgal etmen gerekirdi, oysa şimdi hepsi karşında ve sen bana hiçbir şeyin tadını alamadığını söylüyorsun. Dinle. Çünkü anlamanı istiyorum. Benim kişiliğimi bir yönü var-kişiliğimin bağımlı hale gelen kısmı. Kendimi, başkalarıyla olan ilişkilerim bağlamında tanımlama eğilimim var. Anlıyorsun ya, kendimi tanımlayamıyorum. Bu yüzden, bundan kaçınmak için, kendimi tanımaktan kaçınmak için, başkalarına bağlanıyorum. Ki bu potansiyel olarak oldukça yıkıcı. Benim için yıkıcı. Beni anlıyor musun bilmem ama eğer kendime engel olmazsam, aynı şeyleri tekrar ederim. İnsanlara, duygulara bağlanırım ve başladığım yere dönerim. İşte bu yüzden, bu yaptığım ne kadar duyarsızca görünürse görünsün, gitmem lazım. Sen iyi olacak mısın? Gereken bedeli ödersen -hayat daha kolay, daha zengin, daha tatmin edicidir. Ben hata sevmem. Kendi hatalarımı da sevmem. Ve şimdi siz bana hata yaptığımı söylüyorsunuz. Ve ben de bu yüzden kendimden nefret ediyorum. İçimde. Ruhumda. Hayatında bir kez bir tercih yapabilme hakkın var. Ve sikeyim, bunun tadını çıkar." Ve düşündüm ki: sikeyim parayı. Sikeyim. Satmak. Satın almak. Bu sistem. Bu orospuluk yapan dünyayı sikeyim, hadi sadece güzel olayım. Güzel. Ve mutlu. Anlıyor musun? Ben aşkın peşinde değilim. Bana sahip olunsun istiyorum. birisi benle ilgilensin istiyorum. Ve beni siksin istiyorum. Gerçekten siksin. Öyle değil, onun gibi değil. Ve, evet, acıyacak. Ama güzel bir acı.
Laurent on beş günden fazladır Camille'i tekrar nasıl öldüreceğini düşünüyordu. Onu nehre atmıştı. Fakat yeterince ölmemiş olacak ki her gece gerip Therese'in yatağına yatıyordu. Katiller cinayeti tamamladıklarını zannedip de kendilerini rahatça muhabbetin zevklerine verecekleri sırada, Camille yat aklarını buz gibi dondurmak için tekrar canlanıyordu.
Reklam
Sevmek sahiplenmenin en güzel biçimidir herhalde sahiplenmekse sevmenin en kötü biçimi
Çünkü insan her firsatta işine dönmelidir Anladim demistim ama anlamamıştım ama anlasilmayacak bir sey yoktu Yeni bir ev yeni bir hayat ve sade ümitler sadece ümitler İnsana en iyi gelen merhemin yatak oldugunu düşündüm Tehlikeli zaman kipiyle konusmustu, eskiden de hosuma gider(di). İnsan kendini anlayabilse zaten susup oturur gözlerini yumup ölmeyi bekler Ölmemek için anlamaya çalışmak ama bir türlü anlayamamak lazım
Niye ayağımız yere basmadı hayatta? Niye hep üzüntülerle uğraştık? Niye yapabileceğimize inandık? Ve niye, herkesin pompaladığının aksine, inandığımız halde ? yapamadık... Ulan, ben vaktiyle Derdim ki, bu böyle olmaz, değiştirin. Derlerdi ki, aman böyle iyiydik ya, dokunma! Ama, derdim. Derlerdi ki, sus artık, daha fazla kaşıma! Doğmamış olması
... aslında, anlamayı bilen, anlaşılmaktan ve kabul edilmekten korkmayan bir serüvenci olduğunu ilan edeceğini, tüm zamanlarıyla barış yapacağını, feda etme sınırının sonuna gelmiş kuşkucu bir kadın değil de kaybetmekten korkmayacak kadar çok yaşamış, çok görmüş, görgünün, bilginin hınzırlaştırdığı bir azize olduğunu apaçık göreceğimizi, kendimi
Bu şarkıyı boşuna sevmemişim. Yaşıyorsun, yaşıyorsun, yaşıyorsun ve bir gün bir bakıyorsun önceden sadece sevdiğin bir şarkı aslında önceden senin o günün için yazılmış, bir bakıyorsun pat diye şarkıdaki şapşal kahraman olmuşsun. Adam önceden görmüş. Yazmış, söylemiş. Dinlemiş, sevmişsin ama gerçek olacağını, tam yirmi sene önce kurulmuş bir saatli bomba olduğunu ve yirmi sene boyunca hep tuk tuk tuk bugüne doğru çalıştğını düşünmemişsin; o duruma düşeceğin hiç aklına gelmemiş. Senin aşkın bu kadar olur. Bir buçuk saatlik bir şey. Karanlık, havasız, soğuk, nemli bir dünyada senden başka herkese ait. Beğenmedim be! Bir boka benzemiyor. Bitse de gitsek. Aa, öyle deme. Yazık çocuğa, içim acıdı. Aşk acısı, şehvet acısı. Bir gençlik şarkısı. “Baby, since I've been loving youuu, yeeeah.” Tamam, tamam, abartma. Koca adamsın. Seni sarhoş eden her ne ise adını koymakta acele etme. Hem, koyacaksın da ne olacak? Kim duyacak? Kim anacak? Kimin umurunda? Keşke şaşırmayacak Kızın sarsıcı bir cazibesi vardı. Bakmamaya çalışıyordum. Çünkü aptallık ile cesaretin, masumluk ile arsızlığın karıştığı ürkütücü bir pırıltıyla bakıyordu, bana bakarken ne düşündüğünü biliyorum, diyordu, aptal değilim. Esas adam olmak da arzu edilir bir durum değildir. Doğruyu söyleyeceksin, ama yanlışı yapmayı bileceksin. İkiyüzlülükten değil, Patron'a patron olduğunu hissettirme ihtiyacından.
90 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.