Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Esma Güner

Esma Güner
@Esmaguner
Asıl iktidarın kitapta olduğunu gördükten sonra hükümdarlar da kaleme sarılıp kitap yazmaya başladılar.
Ardahan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi
15 Haziran
9 okur puanı
Nisan 2023 tarihinde katıldı
Kimlerle Hayır Demek Zordur?
" Hayatın da tıpkı bir otomobil sürmek gibi, dışarıdan içeriye değil, içeriden dışarıya doğru olduğunu anladığınız zaman çok güzel şeyler olmaya başlayacaktır." Richard Carlson
Sayfa 126
Reklam
İnsan bir yolcudur. Sabavetten (çocukluktan) gençliğe, gençlikten ihtiyarlığa, ihtiyarlıktan kabre, kabirden haşre, haşirden ebede kadar yolculuğu devam eder.
Zaman gösterdi ki: Cennet ucuz değil, Cehennem dahi lüzumsuz değil.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Beşerin âsâr ve kanunları, beşer gibi ihtiyar oluyor, değişiyor, tebdil ediliyor. Fakat Kur’ân’ın hükümleri ve kanunları o kadar sabit ve rasihtir (sağlam) ki, asırlar geçtikçe daha ziyade kuvvetini gösteriyor.
Demek iman, bir manevî tûbâ-i Cennet çekirdeğini taşıyor. Küfür ise manevî bir zakkum-u Cehennem tohumunu saklıyor. Demek selâmet ve emniyet, yalnız İslâmiyette ve imandadır. Öyle ise, biz daima اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ عَلٰى د۪ينِ اْلاِسْلَامِ وَ كَمَالِ اْلا۪يمَانِ demeliyiz...
Reklam
Hakkın Sesleri / Âyet Meâli (A’râf, 155)
İçimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden, bizi helâk eder misin, Allah’ım...” (Kur’an, A’râf, 155) Yâ Râb, bu uğursuz gecenin yok mu sabâhı? Mahşerde mi bîçârelerin, yoksa felâhı! Nûr istiyoruz... Sen bize yangın veriyorsun! “Yandık!” diyoruz... Boğmaya kan gönderiyorsun! Esmezse eğer bir ezelî nefha, yakında, Yâ Rab, o cehennemle bu tûfan
4 Cemâziyelevvel 1331 28 Mart 1329 (10 Nisan 1913)Kitabı okudu
Ey millet, uyan! Cehline kurban gidiyorsun! İslâm’ı da “Batsın!” diye tutmuş, yediyorsun! Allah’tan utan! Bâri bırak dîni elinden... Gir leş gibi topraklara kendin, gireceksen! Lâkin, ne demek bizleri Allah ile iskât ? Allah’tan utanmak da olur ilm ile... Heyhât! *
18 Cemâziyelevvel 1331 11 Nisan 1329 (24 Nisan 1913)Kitabı okudu
“Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” (Kur’an, Zümer, 9) Olmaz ya... Tabî’î... Biri insan, biri hayvan! Öyleyse, “cehâlet” denilen yüz karasından, Kurtulmaya azmetmeli baştan başa millet. Kâfi mi değil, yoksa bu son ders-i felâket? Son ders-i felâket neye mâl oldu? Düşünsen: Beynin eriyip yaş gibi damlardı gözünden! “Son ders-i felâket” ne demektir? Şu demektir: Gelmezse eğer kendine millet, gidecektir! Zîrâ, yeni bir sadmeye artık dayanılmaz; Zîrâ, bu sefer uyku ölümdür: Uyanılmaz!
18 Cemâziyelevvel 1331 11 Nisan 1329 (24 Nisan 1913)Kitabı okudu
" Meryem elleri dizlerinin arasında, kanepede yattı, camın önünde girdap gibi dönen, çevrilen tipiyi seyretti. Aklına Nana'nın bir keresinde söylediği bir şey geldi; her bir kar tanesinin. dünyanın bir yerinde haksızlığa uğrayan bir kadının ağzından dökülen bir ah olduğunu.Bütün bu iç geçirmeler gökyüzüne yükseliyor, bulutlar halinde toplanıyor, sonra minicik parçalara bölünüp sessizce aşağıya, insanların üstüne yağıyordu. Bizim gibi kadınların neler çektiğinin göstergesi, demişti.Başımıza gelen her şeye nasıl sessizce katlandığımızın. "
Reklam
Nutukta büyüttü kurnazlar bizi Ayakta uyuttu cambazlar bizi Batıya peyledi papazlar bizi Kaç kürsüden yalan içtik sayamam.
Her şey zıddıyla kaimdir, o halde varlık da elbette yoklukla ölçülecektir. Varlık çoğaldıkça burada keder, ötede sorgu çoğalacak; varlıktan geçtikçe keder de sual de yok olacaktır. Fuzulî Mecnun'u Hakk'a erdirirken ona şöyle dedirtir: Kurtar beni ıztırâb-ı gâmdan Ver müjde vücûduma ademden -------------------------- Gerçek mutluluk için arada sırada kederlenmek, hayatın hasılatını toplamak adına zaman zaman azaba uğramak, zorluklara maruz kalmak... Ezel ile ebed arasında nefis ile ruhun, günah ile sevabın amansız mücadelesi... İşte yolcunun asıl kimliğini oluşturan, hayat kütüğüne ne sıfatla kaydolunacağını gösteren mihenk...
Allah'ın yolu kaybolmaz. Ama ondan ayrılan veya onu ihmal eden, bir daha doğmamacasına batar. Yolundan ayrılan kaybedecektir, Allah'ın kaybı yoktur.
Kur'an... İnsan ona yaklaştıkça hakikate yaklaşmanın büyük mutluluğunu, huzurunu ve heyecanını, aşk ve çoskusunu bulur içinde. Ondan uzaklaştıkça, erdemsizliklerin, büyüklenmenin bataklığına saplanır.
Allah'a inanmanın müjdesini taşımak, bu dünyanın dar ufuklarında boğulan insanlara başka dünyaların da varlığını müjdelemek demektir. Evet, bu dünyada hakkı verilmeyen, öteki dünyada hakkını alacaktır. Bu dünyada zulme uğrayan, öteki dünyada zalimin nasıl cezalandığını gözleriyle görecektir. Bu dünyada putların boyunduruğunda ezilen halklar, öbür dünyada bu putlaştırılan kişilerin çektiklerini gözleriyle göreceklerdir.
Ah, o ne kervandı ki, Hz. Yusuf'u alıp Mısır'a götürdü? Acaba o kervanda hangi sır eri vardı? Çaresizliklerden kurtaran Allah, gizlediği hangi hikmet eri ile kervanı çölleri aştıra aştıra Yusuf'un içinde bulunduğu kuyunun başına çekmişti. Kervanı kuyuya çeken bu susayış, insanlığın bir kurtarıcıya olan susayışının ta kendisi miydi? Kervan, insanlığın özleminden bir demet miydi? Kervan, kurtarıcılardan önce gelen ve hayatlarını alçakgönüllülüklerine gömmüş olanların bir işareti miydi?...
Reklam
Yolunu şaşırmış bir kimseye: "İyi gidiyorsun" demek; büyük zulümdür. Çok kere olur ki, kendisine ayıbı söylenilmeyen kimse cahillik ayıbını hüner sayar."
Goftem: zi mihrverzân resm-i vefâ biyâmûz. Goftâ: zi hûbrûyân in kâr kemter âyed. Dedim: Şefkatlilerden vefâ nedir,öğren. Dedi: Güzellerde vefâ olur nadiren.
Dostlardan dostluk umardık biz Zaten yanlıştı bizim düşüncemiz Bakalım dostluk ağacı ne zaman meyve verir Şimdi gidip bir tohum ektik biz Dervişlik adeti değildir dedikodu etmek Yoksa seninle vardır maceralarımız Gözünün işvesi savaş hilesiymiş Biz yanlışlıkla barış zannetmişiz Kendiliğinden alımlı olmadı güzellik fidanın Ona özen gösterdi himmet nefesimiz Ne olaylar oldu da şikayet etmedi kimse Yine de hurmeti elden bırakmadık biz
Eger bâ digerâneş bûd meylî Sebû-yi men çerâ bi'şkest Leylî?( Meylin eğer başkalarınaydıysa benim testimi kırman nedendi Leyla?)
Sayfa 458Kitabı okudu
Gönül elden gidiyor (vallahi), Allah için ey gönül sahipleri... Eyvah, gizli sır ortaya çıkacak!
Dil mî reved zi-destem, sâhib-dilân Hodâ-râ Derdâ ki râz-i pinhân, hâhed şod âşikârâ