Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Selvi

Selvi
@Eurydike
Psikoloji
112 okur puanı
Mart 2018 tarihinde katıldı
592 syf.
10/10 puan verdi
Cumhuriyetimizin kurucusu ve hürriyetimizin kurtarıcısı büyük önder Atatürk hakkında ve bize sağladığı sayısız hak ve özgürlük üzerine yazılacak çok şey var ama şu an bir kitap incelemesi üzerinden gitmek durumundayım. Lord Kinross’un bu yapıtı, Atatürk hakkında yazılmış en objektif eserler arasında ve Türkiye’de bulunarak 5 yıl kadar sürdürmüş
Atatürk
AtatürkLord Kinross · Altın Kitaplar · 19941,971 okunma
Reklam
181 syf.
6/10 puan verdi
İnsan olmak belki de doğduğumuz günden beri bir şekilde bulunduğumuz çevrede maruz kaldığımız bir söylem olarak kulağımıza dokunan, derin ve üstüne birçok fikir üretilmiş ve insanlığımızda görülen her insan dışı eylem için söylenmiş ‘insan ol’ lafının dilimize yerleşmesine sebep olan trajikomik bir kalıp. İnsanlar hala insan olmak için uğraşıyor.
İnsan Olmak
İnsan OlmakEngin Geçtan · Metis Yayınları · 201922,9bin okunma
200 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Nevroz... Belki de çevremizde çoğu zaman duyduğumuz ama tam manasıyla bilmediğimiz bir kelime olabilir bu terim. Bu kitap analizinde de biraz bu terimden bahsedip belki de artık duyduğumuz zaman bu terim hakkında ne düşünebileceğimiz konusunda biraz bilgi sahibi olmaya çalışacağız. Öncelikle yazardan başlayacak olursam Karen Horney Alman kökenli
Çağımızın Nevrotik Kişiliği
Çağımızın Nevrotik KişiliğiKaren Horney · Sel Yayıncılık · 2020934 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
143 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Öncelikle bu kitabı uzun bir süredir okumak istiyordum ve nihayet okudum. Kitabı almadan önce kafamda konusuyla ilgili bazı fikirler oluşmuştu ancak okuyunca beklentilerimle uyuşmayan bazı noktalar gördüm. Öncelikle biraz Jung'dan bahsedersek, Jung 1875 doğumlu psikiyatri alanında uzmanlaşmış ve önemli fikirleri olan çoğunlukla da parapsikoloji ve
Dört Arketip
Dört ArketipCarl Gustav Jung · Metis Yayınları · 20211,790 okunma
152 syf.
6/10 puan verdi
·
9 saatte okudu
“O gece, köşedeki bu evde bir doktorun yaşadığını içlerinden biri hatırlamış olmalıydı.” Açıkçası bu cümle kitabın tamamına baktığımda kitabı ve isminin bile öğrenilmesine gerek duyulmadığı için kitapta ismini öğrenemediğimiz “yabancı” doktorun içinde bulunduğu yalnızlığı ve topluma karşı yalıtılmışlığını bana en açık şekilde gösteren bir uyarıcı işlevindeydi. Aslında olaylardan çok yabancı doktor karakterinin kendisine odaklandım ve yapmış olduklarının böylesine depersonalize bir insan için makul olduğu kanaatine vardım. Doktorun kendisinde biraz daha konuşabilecek gücü bulmasını ve şizoid dünyasının tüm gizliliğini ortaya çıkarmasını çok isterdim ama her karakterin kendine özgü doğası gibi bu sessiz ve duyarsız doktorun da yine sessizce ölüp gitmesi ve arkasında kendisine sayılı kişiler haricinde nefretle bakan bir güruh bırakmış olması da son derece ilginç bir tabloyu karşımıza çıkarıyor. Üç ağızdan ve bakış açısından dinlediğimiz öykü bize parçaları birleştirmemiz adına daha çok yanıt sunuyor. Kitapta yaşanmış olaylara atıfların dışında yine insanların ön yargılarının topluma nasıl aktarıldığı, bu ön yargıların toplumsal boyuta nasıl geçtiği ve toplumsal bir nefretin nasıl oluştuğunu görüyoruz. Kitabı bitirdikten sonra kimin tarafında olacağınız konusu tamamen size kalıyor ama önemli olan faktörün her zaman çoğunluğun görüşüne uymak yerine önce azınlığın kararını sorgulamak olduğunun taraftarıyım. İyi okumalar.
Yaprak Fırtınası
Yaprak FırtınasıGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 20193,493 okunma
Reklam
136 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Öncelikle kitabı okumaya başlarken kafamda beliren düşüncelerin tam da karşılığıyla hatta daha iyisiyle karşılaştığımı söylemek istiyorum. Bu kitap bana aslında ait olduğumu düşündüğüm kimliklerin çokta önemli bir özelliği olmadığını sadece yaşadığım çevre ve kültürle birlikte benim bilincimde yer edinen, yeri geldiğinde beni belli sınırlar içine
Ölümcül Kimlikler
Ölümcül KimliklerAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 20197,7bin okunma
124 syf.
8/10 puan verdi
·
23 saatte okudu
Beklemek. Bir şeylerin olmasını umarak delicesine beklemek. Bir şeyler olsun da değişsin yaşamım ve monotonluktan sıyrılıp farklı bir yola girsin hayatımın ince çizgisi. Art arda sıralanan öncesi ve sonrası aynı olan günlerim bu umutla değişsin ve ben her gün yaptığımı unuttuğum aynı şeyleri yaptığımı hatırladığım farklı şeylerle değiştireyim. Bu kitap bana bir şeyleri beklerken aslında ne kadar sağır kör ve dilsiz olduğumuzu, ve “yeraltı” filminde geçen şu sözü daha iyi anlamamı sağladı: “bazen durduk yere bir olayın tüm yaşamımı değiştireceğine inanırdım. En çok da bu mecburi eve dönüşler sırasında, tam kapıda yakalardı bu duygu.Eşikte öylece kalır, gözlerim dalar, çocuksu bir umutla bir şeylerin olmasını beklemeye başlardım.” İçinde insanlığımıza bağlılıklarımıza dair çok güzel atıflar bulabileceğimiz bir kitap aslında hepimiz bir Godotyun gelip bir şeyleri değiştireceğini bekliyoruz aslında belki de hepimiz birinin Godotyuyuz ya da belki de tüm düşlerimiz bir Godot. Bu anlamda kitabı bitirdikten sonra Godotyun kim olduğuna, neyi beklediğimize, neyin olmasını istediğimize dair iç sorgulamalarımız kendimize kalıyor. O yüzden okuyalım veeee unutmadan düşünelim :) Godot’yu mu bekleyelim yoksa kalkıp harekete mi geçelim ?
Godot'yu Beklerken
Godot'yu BeklerkenSamuel Beckett · Kabalcı Yayınevi · 20008bin okunma