Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Muhammed Fettah

Muhammed Fettah
@Fatih_ksn
Her gönüle tenezzül edilmez...
416 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
"Gökyüzünde hepimizin yarasına yetecek kadar yıldız var..." Dünyasızlar, bu dünyaya ve belki de hiçbir yere ait olamayanların öyküsü. Üniversite hocası tarafından yüzü asitle yakılan Nergis’in hikayesi asıl olayın anahtarı olarak önümüze çıkıyor ve Firuz’un, ‘’öte tarafa geçmek için bir gedik arıyordum o sensin’’ sözüyle bir bakıma roman başlamış oluyor. Nergis üzerinden, toplum baskısı, kadına şiddet, kadın cinayetleri göze sokulmadan büyük bir doğallıkla işlenmiştir. Keyifli okumalar... :)
Dünyasızlar
DünyasızlarKaan Murat Yanık · Turkuvaz Kitap Yayınları · 20202,662 okunma
Reklam
340 syf.
9/10 puan verdi
Dostoyevski’nin Sibirya’daki hapishane deneyimlerini kaleme aldığı bu kitabı muhtemelen birçoğunuz okumuşsunuzdur. Okumayanlara da okumalarını tavsiye ediyorum… Dostoyevski hapishanedeki bir köpeğin yanından geçen her mahkum tarafından tekmelendiğini gözlemler. Köpek mahkumlardan kaçmadığı gibi yanına bir mahkum yaklaştığında eğilerek tekmelenme
Ölü Evinden Anılar
Ölü Evinden AnılarFyodor Dostoyevski · İskele Yayıncılık · 200514,5bin okunma
90 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Aslında adı "Aşkın Determinizmi" olsaymış daha iyi olurdu sanki. :) Aşkın, soyun devamı için uygun genlere sahip insanlara doğa tarafından oynanan bir oyun olduğunu, uğrunda her türlü savaş verilen, her şeyden vazgeçilen insanin, nihai hedef olan Çocuğun üretiminden sonra pek bir numarası kalmayacağını, mantık üzerine kurulu ilişkilerin kişileri daha mutlu edeceğini, fakat bu kez de soyun devamı için gerekli olan sağlıklı çocukların üretilememesi sonucu insanlığın mutlu yarınları tehlikeye düşebileceğinden bahsedilmektedir... Schopenhauer'a göre aşk metafiziksel bir olaydır ve doğanın aldatmacası, yani aşk, doğanın kadın ve erkeğe üremek için hazırladığı bir aldatmaca. Kitabın ana fikri bu yani. Yazar 90 sayfa boyunca aynı şeyi farklı örneklerle tekrarlayıp aklımıza kazımaya çalışıyor. aşk/cinsellik, türün devamını sağlama içgüdüsünden başka bir şey değil. sen sevsen (veya sevdiğini sansan) da aslında türü korumaya yöneliyorsun. Bu kadarını anlayabilirim, biyolojik bir şey sonuç olarak, akla da bilime de yatkın. fakat buradan sonrası bence yarısı doğru bir gözlem. Bilimsel veya istatistik bir temele dayanmıyor, bir yazarın iddiaları yalnızca. aksi örneğin bolca bulunacağı gibi, yazarın iddiaları da gerçek hayatta sıkça karşılaşılabilir türden. Psikanalizin icadından sonra bu kitabı okumaya pek gerek yok sanki...
Aşkın Metafiziği
Aşkın MetafiziğiArthur Schopenhauer · Bordo Siyah Yayınları · 201213,2bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
212 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
"İş insanı yormaz, gönül yorgunluğu bezdirir" Acıya, "el ne der"e kulak asmadan bir ideale ulaşmada azim ve kararlılıkla her türlü zorluğa göğüs germenin kağıda yansıması... Okudukça neden kitabın adı Beyhude Ömrüm olduğunu anlar insan. Zaman öyle çabuk geçıyor ve herşey öyle hızlı değişiyor ki, insan bu değişikliğin hep gerisinde kalıyor, yetişemiyor. Aslında kazandığını zannederek kaybediyor. Neyi mi? İnsanlığını, samimiyetini, sıcaklığını, Anadolu oluşunu kaybediyor insan. Eskilerin dolu dolu olan köylerini kaybediyor, mahalle sohbetlerini, birlikte ekmek pişirip kokusunu solumayı kaybediyor. 50'li yılların köy - kent algısını, genç neslin köyü, öz yaşam biçimini bir tarafa atıp hayata tutunabilmenin tek yolunun, taşının toprağının altın oluşundan hareketle İstanbul'a kapağı atmak olduğu gerçeğini gözler önüne seriyor. "Şu bizim memleketin işleri niçin böyle tuhaftır. Köyde nüfus var iken yol yoktu;yol geldi nüfus gitti. köyde öğrenci bol iken öğretmen yoktu;öğretmen geldi, öğrenci tükendi..."
Beyhude Ömrüm
Beyhude ÖmrümMustafa Kutlu · Dergâh Yayınları · 20198,3bin okunma
147 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
"İnsanlara iyilik, doğruluk, bilgi en önemlisi de Hayat götürmek çok zordur... Edebiyatımızın son dönemin önemli ustalarından olan Fakir Baykurt'un hasta yatağında son anlarına kadar emek verip yazdığı mükemmel bir kitap. Kitap her ne kadar bir yaşam öyküsü olsa da, devrin toplumsal ve siyasi olaylarından da bahseder. Köy Enstitülerinin kapatılması, demokrat partinin iktidara gelişi, halkın nasıl cehalete mahkum edildiği, 1924 mübadelesi, Türk - Yunan ilişkileri, toplumda sosyal hayat, kadının yeri ve eğitim gibi pek çok konulara değinir...
Eşekli Kütüphaneci
Eşekli KütüphaneciFakir Baykurt · Literatür Yayınları · 20109,5bin okunma
Reklam
352 syf.
8/10 puan verdi
"Kendime soruyorum, acaba bedenimin içinde karanlık bir yer var mı diye, uzak bir bölge, en önemli anılarımın üst üste yığılıp balçığa dönüştüğü yer.” Yalın, akıcı, basit kelimelerle kurulmuş cümleler akıp gidiyor önünüzde. Vurucu bir hikaye ve naif karakterler, süslü bir anlatıma ihtiyaç duyulmadan anlatılmış ve içe işliyor. 1968 hareketinin de arka planda olduğu ortamda yoğun duyguların ve aşkların merkezinde Watanabe var. Saf aşkı arayanların kafa karışıklığı, okuyucuya çok iyi aktarılmış. Romandaki kimi karakter bunu delirme aşamasına gelerek yaşarken, kimi nihilizmin sınırlarında dolaşıyor. Ölüm de aşk kadar önemli bir konu kitapta ama genel kullanılan anlamının çok ötesinde. “Ölüm yaşamın karşıtı olarak değil, parçası olarak vardır” cümlesinde de dendiği gibi ölümü trajik, hayatı kesintiye uğratan bir öğe olarak değil; akışın bir parçası. Bu yüzden de farklı ölümler ve intiharlar, imkan verdikleri başka olaylara açılan kapılar gibi bir izlenim bırakıyor insanda. Kısaca diyebilirim ki anlattığı her şey, söylenen her diyalog bize çok yakın ve devamlı aklımızda ve dilimizde olan konular ama öyle bir işlenmiş ki sanki ilk defa karşılaşmış gibi hissediyorsunuz.
İmkansızın Şarkısı
İmkansızın ŞarkısıHaruki Murakami · Doğan Kitap · 201510,6bin okunma
80 syf.
·
Puan vermedi
"Aklım tamamen çılgınca ve anlamsızca olanı kavramayı ve açıklamayı reddediyor. tek bir yerde toplanan ve kendi eylemlerine haklılık kazandırmaya çalışan milyonlarca insan birbirlerini öldürüyor ve hepsi eşit ölçüde acı çekiyor, hepsi eşit ölçüde mutsuz oluyor; nedir bu peki, sonuçta bu delilik değil de nedir?” Leonid Andreyev'in çok etkileyici romanı. Bir anda karmaşık olayların ortasına izleyiciyi bırakıvererek başlayan filmleri seviyorum. bu kitap da, arka kapağında yazdığı gibi hemen başında okuyucuyu savaşın kucağına atıyor. "kızıl kahkaha" ise bir cinnetin çanlarının imgesi gibi. Çanlar Kimin İçin Çalıyor'daki, Gecenin Sonuna Yolculuk'taki, Silahlara Veda'daki,...gibi biraz. "Leonid Andreyev'in rusya'nın rus-japon savaşı'ından (1904) ağır bir yenilgiyle çıkmasının ardından kaleme aldığı "kızıl kahkaha", savaşın akıl almaz mezalimi üzerine yazılmış en sarsıcı metinlerden biridir. bir rus subayının mançurya'daki korkunç taarruz sırasında tuttuğu bölük pörçük günlük, onun ölümünden sonra savaşa katılmayan kardeşi tarafından tamamlanır. genç subay kendi ordusunun mermilerine hedef olarak bacaklarını yitirmiştir. "kızıl kahkaha" onun için yaralı, sakatlanmış, paramparça bedenlerin; "kanla kızıllaşan toprakların simgesidir: "dünya çıldırdığında böyle gülmeye başlar." Keyifli okumalar.:)
Kızıl Kahkaha
Kızıl KahkahaLeonid Andreyev · İş Bankası Kültür Yayınları · 20195,3bin okunma
126 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
"Biter mi hiç insanın kendine soracakları..." Atilla ilhanı'ın 'bütün bir ömrün özeti!.. ' olarak tanımladığı 12. ve son şiir kitabıdır. Atilla İlhan’ın tüm şiir kitapları ayrılıktan türemiş ama bu kitabının içindeki şiirler ayrılığın çaresizliğe dönüştüğü anlara ait şiirler olsa gerek. Şu cümle çok güzel bir özet olur; " Gülümse tozu gitsin yalnızlığımızın."
Kimi Sevsem Sensin
Kimi Sevsem SensinAttila İlhan · İş Bankası Kültür Yayınları · 20173,949 okunma
343 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
İnsan hayatına gerçekten dokunduğunu hissettiği ve içselleştirdiği bir okuma yaptıktan sonra onun üzerine yazmaya dair delicesine bir heyecan duyuyor. Jules Payot'un İrade Terbiyesi de benim için öyle oldu. Cemil Meriç gibi müşkülpesent biri bile bu kitap için 'Disiplin içinde çalışmayı bu kitaptan öğrendim.' demiş. Kitabın önsözü zaten şöyle
İrade Terbiyesi
İrade TerbiyesiJules Payot · Koridor Yayıncılık · 202028,7bin okunma
222 syf.
9/10 puan verdi
İnsan ilişkileri, daha çok ezen ve ezilen ilişkisi üzerine kurulmuştur. Yani parası olan , güçlü kişilerin her türlü hakkı var istediğini yapabilir ancak parası olmayan ,güçsüz kimselerin hiçbir hakkı yoktur. Kağnı hikayesi gerçekten okunması gereken bir hikayedir . Yazarın sade bir anlatımının olması öykünün daha kolay okunmasını sağlamıştır . Anadolu insanını bu kadar gerçekçi vermesi çok etkileyicidir . Yazarın ele aldığı konu hala geçerliliğini korumaktadır çünkü günümüzde bile ezen ve ezilen insan vardır. Olaylar karşısında susan , kendini hep çaresiz sanan insanlar vardır bunu da değiştirecek olan kendine güvenen eğitimli bireylerdir. Öyküyü okuduktan sonra etkisinden hemen kurtulamıyorsunuz özelliklede bir annenin olaylar karşısındaki çaresizliği insanı çok etkiliyor. Hikayeyi ilk okuduğunuz andan kendinizi hikayenin içinde buluyorsunuz ve oradaki kahramanlardan biri siz oluyorsunuz belki de yazarın amaçlarından biridir .Hikayeyi okurken kimi zaman kahramanlara kızıyor kimi zamanda üzülüyorsunuz .Hikayeyi okurken okuduğunuz her şey zihninizde Canlanıveriyor. Keyifli okumalar...:)
Kağnı - Ses - Esirler
Kağnı - Ses - EsirlerSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 20196,3bin okunma
Reklam
240 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Bazı romanları gerçek olayları anlattıkları için okunması sıkıcı olabiliyor. Bu kitapta onlardan bir tanesidir. Asıl olaylar kitabın ortasında başlamakta, okuyucuyu olaylara kitabın ortasında buluşturuyor. Bürokratik engeller, terör, parasızlık çoğu zamanda işgüzarlık sebebiyle yapımı 30 yıldır tamamlanamamış bir köprüyü yapabilmek için tüm olanakları zorlayan, Fırat'ın iki yakasını bir araya getiren azimli, kararlı, dürüst bir valinin hikayesi....Köprü "Süper Vali" olarak anılan merhum Recep Yazıcıoğlu'nun hayatından esinlenilerek yazılmış bir kitap. Kitabın içinde geçen karakterler çok iyi yansıtılmış. Her birinin kafasından geçen düşüncelerden haberdar olup, karakterlerle bağ kurabiliyorsunuz. Okurken gülümsediğinizi fark edebilirsiniz. Yöre insanının da yaşadığı şeyler tüylerinizi diken diken ediyor. Üstelik bunlar yaşadığımız, belki de halen yaşamakta olduğumuz şeyler. Ülkemizin sorunları... hatta belki insanlık sorunu diyebileceğimiz şeyler. Yıllar önce aynı "köprü" adında dizisi vardı bu eserin. Erdal Beşikçioğlu'nun mükemmel oyunculuğuyla valiyi harika yansıtmştı. Her ne kadar sinema veya tv'ye uyarlanmışları beğenmesemde, "köprü" dizisi başarılı olmuştu... keyifli okumalar...
Köprü
KöprüAyşe Kulin · Everest Yayınları · 20137,5bin okunma
312 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Fikrimin İnce Gülü Türk Edebiyatı’nın “ilk yol romanı”dır. Eser, Adalet Ağaoğlu’nun kaleme aldığı ikinci romandır. Romanda bir Türk işçisi olarak Almanya’ya çalışmaya giden Bayram’ın, Kapıkule’den doğup büyüdüğü yer olan Ballıhisar’a kadar olan yolculuğu anlatılır. Fikrimin İnce Gülü’nün olay örgüsünde görülen “geriye dönüşler ileri fırlamalar ve
Fikrimin İnce Gülü
Fikrimin İnce GülüAdalet Ağaoğlu · Everest Yayınları · 20211,948 okunma
416 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Bu kitaba sıkça denk gelmeme rağmen pek çok kişide olduğu gibi bende de sıradan bir kişisel gelişim kitabı izlenimi verdiği için ilgimi pek fazla çekmemişti. Geçen gün yine denk gelince, bu sefer seni bırakmayacağım dedim. ve aldım okumaya başladım da bitirdim de. iyi ki okumuşum, ve gönül rahatlığıyla da okumanızı tavsiye edebilirim. kitap, insanın mutluluk ve varoluşuna karşı çaresiz anlam arayışına dair oldukça doyurucu bilimsel argümanlar sunuyor. Tabi yine sonuç odaklı yaklaştığımızda elimiz boş kalıyor bunu aklımızdan çıkarmamalıyız. "Ne dediğimi anlayanlar zaten böyle bir motivasyonun hayal kırıklığından başka bir şey getirmediğine de yeterince ikna olmuştur artık. ama en azından bu süreçteki acıyı hafifletmek için inandırıcı eylemler sunuyor ki bu da Akış denilen tanımlama. Hatta kitabı okuyup bir köşeye bıraktığınızda kafanızda sadece bu Akış'a dair düşünceler kalsa bile size ciddi bir farkındalık katacaktır." Yaptığımız herhangi bir şeydeki kaliteyi artırmayı anlatıyor ve çok güzel anlatıyor. Bir çoğumuzun düşüncelerine paralel bir kitap. O yüzden fazlasıyla tavsiye ediyorum... keyifli okumalar...
Akış: Mutluluk Bilimi
Akış: Mutluluk BilimiMihaly Csikszentmihalyi · Buzdağı Yayınevi · 2017912 okunma
171 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Füruzan’ın “Parasız Yatılı” adlı yapıtının içinde bulunan “Nehir”, “Taşralı”, ”Piyano Çalabilmek”, “Parasız Yatılı”, “Sabah Eskimişliğin” ve “Özgürlük Atları” adlı öykülerinde figürler arasındaki etkileşime bağlı olarak toplumsal sorunlar ve Anadolu gerçekliği yansıtılır. Tüm öykülerde yoksulluk sorunsalı kız çocukları üzerinden işlenmiş, onlara
Parasız Yatılı
Parasız YatılıFüruzan · Yapı Kredi Yayınları · 20193,662 okunma
79 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
"Belki kuşlar çok derin, eski bir içgüdüyle buraya, o zaman kesilmiş olacak olan şu ulu çınarın üstüne, göğüne uğrayacaklar, bir an duraklayıp bir şeyler arayacak, bir şeyleri anımsamaya çalışacak, beton yığını evlerin üstünde küme küme dolaşacak, konacak bir yer bulamayıp bir uzak keder gibi başlarını alıp çekip gidecekler." Kitap, İstanbul Florya'da yakaladıkları kuşları, "Azat buzat beni cennet kapısında gözet." diyerek cami, sinagog ve kilise kapılarında kuş satmayı meslek edinen çocukların başından geçenleri konu alıyor. Yazarın usta kalemi sayesinde kitap olmaktan çıkıp bir film gibi gözlerimizin önünde canlanan bu eser, kullanılan imgeler ile yitip giden bir geleneği yeniden hatırlatıyor. Mekanların tasfiri, karakter analizleri ve halkın tepkisi olayları yaşamıza fırsat verirken, Yaşar Kemal'in birçok eserinde üzerinde durduğu etik değerlere olan saygısı ve merhamet duyguları da bizlere eşlik ediyor... keyifli okumalar...
Kuşlar da Gitti
Kuşlar da GittiYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202213,4bin okunma
68 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.