Ölüm onu çirkinleştireceği yerde,o ölümü güzeleştiriyor.
Sayfa 385
Sanki hafızası patlamıştı,hatıralar fışkırıyordu.Onların akışına teslim oldu.Hiçbiri yaşanırken şimdiki kadar tesirli olmayan eski hayat anlarının bu dirilişinde hayatın kendisinden fazla bir canlılık vardı.
Sayfa 377
Fatma kaya tekrar paylaştı.
Dünyadaki tüm uzmanlar benim bildiğim bir alanda konuşana dek gözüme uzman olarak gözükürler.
Okur Takip Önerileri
mutluluk yağmuru altında kaftansız kalasın.
Sayfa 96
Hepimizin hayatında daha başımızdan geçerken bile,bundan sonra çok uzun bir süre hiç unutmayacağımız bir şeyi yaşamakta olduğumuzu anladığımız zamanlar vardır.
Sayfa 458
...bazen Allah’ın bize bir an dikkat kesildiğini hisseder de Padişah’ın eline hevesle bir dilekçe tutuşturabilen birinin umuduyla ondan bir şey dileriz ya:Bana sevenlerle dolu mutlu bir ev vermesi için yalvardım Allah’ıma.
Sayfa 363
Geçmiş üzüntülerimizin tamamını mevcudunda bulunduran mucizevi bir şekilde güncel bir hafızamız olsaydı,böyle bir yükün altında çökerdik.Hayat, ancak muhayyilemizin ve hafızamızın zayıflıklarıyla mümkündür.
Sayfa 34
Evreni adaletsizlik yönetir
Sayfa 47
Fiiliyatımızın kaynağı,kendimizi zamanın merkezi,nedeni ve sonucu zannetmeye bilinçsizce meyilli olmamızdadır.Reklekslerimiz ve gururumuz ,teşkil ettiğimiz et ve bilinç parçasını bir gezegene dönüştürür.Eğer dünyadaki konumumuzu doğru olarak anlayabilseydik mevcudiyetimizin ufaklığının açığa çıkması bizi ezerdi.Ama yaşamak,kendi boyutlarına karşı körleşmektir.
Sayfa 13
Vaaz verme çılgınlığı içimizde öylesine yer etmiştir ki...Her insan,kendinin bir şey önereceği anı bekler:Ne önerdiği önemli değildir.Bir sesi vardır ya o yeter.
Sayfa 12
“Aslanların gırtlağındayken,İsa’nın çarmıha gerildiği tepedeyken hep yanında olmalıydım ama olamamıştım...”
Sayfa 192
“İnsana çarmıhta haz verir iman!”
Sayfa 47
...gözünde annesi hep anneydi ve çocukların gözünde annelerin yaşı yoktur.Anne yaşı standarttır,evrenseldir!
Sayfa 53
‘İnsanın en çok korktuğu, başına gelir,’derler.Belki de katilin cinayet ortamına geri dönüp gitmesi gibi... Bir Raskolnikov sendromu yani...(Raskol’ün Rusçada ‘bölünme’ anlamına geldiğini biliyor muydun?)
Sayfa 253
