“Züleyha, Yûsuf’a bir mektup yazmaya başlayınca
Yûsuf diye başladı,Yûsuf diye bitirdi.Gördü ki hitaptan öteye geçemedi.Anladı ki aşkın nâmesinde ser-nâmeden öte kelam yok.Ve Züleyha’nın lügatinde Yûsuf’tan öte sözcük yok.
“Sonra çıkıyorsun dışarı, bakıyorsun güneş hala tepede. Yıllardır kurduğun cümleyi, bilmem kaçıncı kez yeniden kuruyorsun. Ne yapalım, kısmet değilmiş.”