Biliyorum sana giden yollar kapalı
Üstelik sen de hiçbir zaman sevmedin beni
Ne kadar yakından ve arada uçurum;
İnsanlar, evler, aramızda duvarlar gibi
Uyandım uyandım, hep seni düşündüm
Yalnız seni, yalnız senin gözlerini
Her gün bir kere hatırlar mısın beni. Her hatırladığında bir kere gülümser misin kimseye belli etmeden. Ya da gözlerin dolar mı bazen aklına gelirsem. Çaresiz miydi diye düşünürsün, o yolun yolcusu muydu. Yavaş yavaş unutur musun yoksa beni. Senden önce hiç hayal kurmamışım. Bana hayal kurmayı öğrettin ya sen, bir insan diğerine daha ne kadar yakından dokunabilir ki.
Seksek oyunu.. Küçükken çok severek oynardım. Yazar bu kitapta seksek oyunu gibi ' sıçrayarak okuma' tekniğini ustalıkla uygulamış. Zor okudum, sebep de yabancı isimlerin çokluğu galiba. Nedense yabancı isim çokluğu olduğu zaman kolay odaklanamıyorum kitaba. Latin Amerika edebiyatına pek aşina değilim, ama bu roman gayet başarılı. Kitaba başlarken talimatlar veriliyor. Normal bir şekilde 56cı bölüme kadar okumak ve ya kendini zorlayıp seksek oyununa katılmayı seçmek size kalmış. Ben 2ciyi seçtim, biraz zorlansam da, pişman değilim. Aslında 2 roman okuduk da diyebiliriz. Anlatısı basit değil, bazen bir cümleyi anlamak için 2 kez okumak gerekiyor. Karışık bir anlatım şekli, ama bu dahiyane olmasını önlemiyor. Aslında kitabın ilk kısmı okuru 2ci kısma hazırlıyor gibi bence. 2ci kısım daha zengin, daha zor ve felsefi fikirlerle daha dolu. Zaman, hafıza ve bilinçle ilgili temel sorular anlatı teorileriyle ilişkilendiriyor. Okumanın son iki bölümü, okuyucuyu etkili bir şekilde labirentin içinde bırakarak, sonsuza dek birbirine gönderme yapıyor. Kitaptan tam çıkamıyorsunuz anlayacağınız. Bu şey gibi - Netflix'te 'Black Mirror'un 'Bandersnatch' interaktif filmi.. Bir yerde okumuştum, bazı labirentleri eskiden insanlar kafayı yesin, delirsin diye yapmışlar. Hiç masum değilsin,
Şimdi çay içmek için bir kafeye geldim de, oturacak tek boş yer burası vardı.
Fakat ona da kıyamadım, görevliye dedim "Bana bir tabure verirmisin, oraya oturacağım"
Dedi "Abi dur ben çıkartırım onu"
Dedim: Sakın!
Böyle birşey yaparsan ben çıkar giderim.
Görevliye dedim: Ona da benden bir kase süt.
Oturdum taburede içtim çayımı..
Zaten şu dünya da başımıza ne geliyorsa, içimize bırakılan vicdani tahayyülleri devre dışı bırakmamızdan gelmiyor mu?
Kararsızlığıyla dikkat çeken o terazi benim, evet. Burçlara inanıyor musunuz, astrolojiyle ilgileniyor musunuz, bilmiyorum ama sorun değil. Terazi burcu olduğumu ve burcumun özelliklerini fazlasıyla taşıdığımı söylemek istedim yalnızca.
Çok güzel hislere sahibim bugün. Ve bugün beni “ben” yapan her şeye minnettarım. Kötü durumlarla olabildiğince savaşacağım, mutlu anılar biriktirmeye devam edeceğim, insanları umursamamayı daha çok öğreneceğim. Ve kendimi seveceğim, en az bir çiçek kadar...
Sabret sevgilim, sana her şeyi, hepsini en baştan anlattığım için, anlatacağım için, senden rica ediyorum, beni dinleyeceğin bu çeyrek saat yüzünden yorulma, çünkü ben seni bütün bir hayat boyunca sevmekten yorulmadım.