"Bu dünyada sana kötülük yapmak isteyen insanlar çıkacak karşına ama unutma ki iyilik yapmak isteyenler de çıkacak. Kimi insanın yüreği karanlık, kiminin ki aydınlıktır. Geceyle gündüz gibi ! Dünyanın kötülerle dolu olduğunu düşünüp küsme, herkesin iyi olduğunu düşünüp hayal kırıklığına uğrama! Kendini koru kızım, insanlara karşı kendini koru! "
Bir güvercin gibi yorgun uzaklardan yar.
Gözlerinde bir bitmez,bir tükenmez güzellik
Saçlarında ilkbahar..
Bir gün baksam ki gelmişsin..
Gülüşünde taze serin bir rüzgar
Ellerin yine eskisi kadar güzel
Çiçek açmış dokunduğun bütün kapılar..
Bir gün baksam ki gelmişsin..
Hasretin içimde sonsuzluk kadar.
Şaşırmış kalmışım birdenbire çaresiz.
Dökülmüş yüreğime gökyüzünden yıldızlar.
Bir gün baksam ki gelmişsin..
Ne yüzünde bir gölge,ne dilinde sitem var.
Tozlu pabuçlarını gözlerime sürmüşüm
Benim olmuş dünyalar...
"Beklesen de olur, beklemesen de
Ben bir gökkuruşum sırmalı kesende
Gecesi çok süren karlar buzlar ülkesinde
Hangi ses yürekten çağırırsa seni bana
Geleceğim diyorum,takvim sorma bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman."
..Fırtınada, ak ayazda
Sürgün her yerde hep yalnızdır
Gül açsa da kuş uçsa da
Görmez, dargındır
Her durakta, her uykuda
Sürgün her nefeste yalnızdır
Her şafakta, her yudumda
Hasret sancıdır
Yol alsa da ses duysa da
Dağ aşsa da her adım son
Her an son adımdır
Tek başına yalnızlık bir yankıdır
...
”Ey aşk!
Ateştir senin nesebin;niteliğin dumandır,kaynağın ise rüzgâr..
Su, tufâna dönüştü;toprak da küle..
Senin kokunla ateş rüzgâra karıştı..
Şirin’siz her saray,bisütûn gibi virânedir..
Ferhat’sız her dağ,bir saman çöpüdür rüzgârda..
Yedi nesil öteye,tüm atalarımız gâmdı..
Bize miras kalan,hep sonsuz keder oldu.
Rüzgar esince toprağımızdan senin kokun geliyor
Sadece Sen kalacaksın;
Biz hepimiz gidince…”
Hâfız-ı Şirâzî
"zaman değil de dünya geçiyormuş insanın üzerinden. bir parçan yollarda hayal, bir parçan evlerde çürüme fotoğrafı, bir parçan çarşıların ipinde arzu. herkes kayıp. insan ölülerine yetişemiyor. azıcık yavaşlasa, azıcık soluk alayım, hayal kurayım, yaramı seveyim... dünyanın dışına düşecekmiş korkusuyla daha hızlı koşmaya başlıyor. ben de üç ay koştum. girdiğim çıktığım bütün kapıların önüne tarçın vardı. gözleri akışsız bir suydu. bir çift çan kulesiydi. tarçın beni kötürüm ediyordu: 'neden kendine inandırdın? her yer istanbul olmuştu. hiç kimse hiçbir hayvanı sevmiyordu. evler ölüyordu. insanlar her gün daha kötüydü. kadıköy rıhtımı bütün martılarını başka denizlere gönderiyordu. çocuklar merhameti öğrenecek bir canlı bulamıyordu."
..yaldızlı perçemlerin ıslandıkça uzuyor
yalnızlık damla damla şakağından sızıyor
bazen öfke, kavgayı sevenlerin ardında
mahülya ve hüzün; bazen korku ve sevda
çiçeklerin yurdunda yalnız senin kokun var
bazen uzaktan uzak, bazen yakın bir duvar...
Bildiğim şeyleri ilk defa öğreniyormuş hissi yarattı.Güzel bir kurgulamaya sahip, hiç kopmadan bitirebildim.Tavsiye ederim. Verdiği hissiyat güzeldi. İç dünyama dokundu.