O sıra bir elbisenin arkasında hışırdadığını duydu ve berrak bir sesin, sinirli ve yapmacık bir aksanla şunu söylediğini duydu:
“ Mais tais-toi donc, Edgar!”
İp koptu, zaman uçtu, hayat köşe-bucak bir yerlere saklandı. Uykularımız kâbuslarla donatıldı. Aydınlık bir yüz gördüğümüzde ilk aklımıza gelen cümle "Sırıtma lan" oluyor.
Hayalleriniz belirsiz olduğu zaman gün boyu küçük istisnalara bahaneler bulmanız ve başarmak için yapmanız gereken şeylere fırsat bulamamanız kolaylaşır.
Dünyanın dengesi bu sanırım. Umarım bende geçmişte birileri mutluyken onları yarım bırakmadım. İlahi düzen bu. Yaşattığını yaşamadan girmiyorsun. Bu yüzden eşlik edemediğin tüm mutlulukların intikamını bir gün yarım kalarak ödüyorsun.
Onlar kapıdan çıkarken dudaklarımda hüzünlü bir gülümseme vardı. Son anlarını huzurlu geçirmeye çalışan daha çok da huzurluymuş gibi rol yapan ne çok kişiydik.