Jack London tarafından 1912 yılında yazılmış, 2012 senesinde meydana gelen bir veba salgını ve sonrasında gelişen olayların, 60 yıl sonrasında, eski bir edebiyat profesörü tarafından anlatıldığı eserdir.
Eser distopik özellikte. Bana biraz sineklerin tanrısı, biraz körlük, biraz da fahrenheit 451 i anımsattı diyebilirim. Tabii ki konular birbirinden farklı fakat gelişen olumsuz şartlar altında doğanın, canlıların ne şekilde evrildiklerini anlatması bakımından bağ kurdum aralarında. Biraz da covid zamanını anımsattı. Ürpererek ve başımıza bunlar gelse ne olurdu? Diye düşünmekten kendimi alamadığımı belirtmek isterim. Alfabeyi bile bilemeyen çocuklar... Giyinmek, yemek içmek hepsini unutmuş, kendi gruplarını oluşturmuş "kabileler" .
Fakat şunu da görüyoruz ki bir kez daha. Her şey yerle bir olsa dahi, süreç insanoğlu için yine aynı şekilde işliyor. Bir devridaim söz konusu. Yine önce yalnız kalınıyor, sonra bir araya gelip gruplar oluşuyor. Ve ilerleyen süreçlerde yine bir topluluk, bir egemenlik kuruluyor.
Okunmaya değer bir kitap.