Din, insan aklının hakimi; Mülkiyet, insan ihtiyaçlarının
hakimi; Hükümet de, insan davranışlarının hakimi olarak,
insanın köleliğinin kalesini ve onun getirdiği her tür korkuyu temsil ederler. Din! insanın aklına nasıl da hükmediyor, ruhunu nasıl aşağılıyor ve değersizleştiriyor. Tanrı her
şey, insan hiçbir şey, diyor din. Ama Tanrı o hiçlikten o kadar despotik, o kadar zalimce, o kadar acımasız, o kadar
hoşgörüsüz bir krallık yarattı ki, tanrılar ortaya çıktığından
beri dünyada yalnızca kasvet, gözyaşı ve kan hüküm sürüyor. Anarşizm, insanı bu kara canavara karşı isyana teşvik
eder. Anarşizm insana, kır aklının zincirlerini, çünkü kendin düşünüp kendin yargılamadığın sürece karanlığın tahakkümünden, ilerleme karşısındaki en büyük engelden
kurutulamayacaksın, der.
Din insanın aklına hükmetmez, insana yol gösterir
“Tanrılar ortaya çıktığından beri dünya” diye bir yer olamaz çünkü alıntınızda geçtiği gibi Tanrı hiçlikten var etmiştir.
Din ruhu aşağılamaz aksine yüceltir.
Bütün kötülüklerin kaynağı Tanrı değil insandır. Tanrı’ nın emirlerine rağmen kötülüğü azgınlığı kibir seçen insan...
Allah zalim değildir, kullar zulmeder. Anarşizm moda olmadan çok önce
Allah kitabında defalarca insanı düşünmeye sevk eder. Hiç düşünmez misiniz. Hiç aklınızı kullanmaz mısınız?
“İnsan, kendisini bir damla sudan yarattığımızı görmüyor mu? Şimdi o, apaçık bir düşman kesilmiştir.”
Yasin 77
İnsanlık tarihi, isteklerin korkuya yenik düşmesinin ve garanti arayışlarına feda edilmesinin örnekleriyle doludur. Oysa istek ve korku hep var olmuş, garanti ise hiç olmamıştır.
Tanrımız, göğün ve yerin yaratıcısı tam bir zırdeli çünkü yalnızca eylemlerinin bilincinde olmayan bir deli yüz binlerce kişinin ölümünden doğrudan sorumlu olmayı ve sonra da hiçbir şey olmamış gibi davranmayı kabul edebilir.