Artık değişimin kaçınılmaz olduğunu ve bunun, hayatın uzun örgüsündeki ilmeklerden biri olduğunu fark etmişti.
Sayfa 178Kitabı okudu
"Tanrım, bir dergi makalesinin yarısını okuyup kendilerini uzman ilan eden aptalların boş merakından koru beni."
Sayfa 126Kitabı okudu
Duggan sadece bir kez tiyatroya gitmişti ve hoşuna giden bir deneyim olmamıştı. Amiriyle bu konu hakkında konuşmuştu: "Belki de insanlar yalan söylediğinde anladığım içindir. Tiyatro dediğimiz şey insanların bir odada durup birbirlerine yalan söylemesinden ibaret."
"Belki de hiç hayal gücüne sahip olmadığın içindir," diye cevap vermişti amiri.
Sayfa 101Kitabı okudu
Okur Takip Önerileri
Haftalar ve aylar fark ettirmeden geçip gidiyor, usulca yıllara dönüşerek ağırlaşıyorlardı.
Bakıyorum da, insanları kazanmak için en iyi çare onların sevdiklerini sever görünmek, doğru dediklerine doğru demek, kusurlarını övmek, her yaptıklarını alkışlamak.Yaranacak mısın, aşırı gitmekten hiç korkma. Yalan söylediğin istediği kadar belli olsun, suratından aksın, en zeki insanlar bile kanıveriyorlar dalkavukluğa. Pohpohu bastınız mı, en gülünç, en yüzsüzce söylenmiş sözleri bile yutuyorlar.
''Ben savaş fikrini destekliyorum demiyorum,'' diye çıkıştı Milton. ''Ben sadece ondan fayda sağlıyorum. Savaşa gelene kadar başka şeylerin yarattığı bir sürü acı var ve eminim ki bu noktaya ilk dikkat çekeceklerden biri de siz olurdunuz.''
''Ve bu acıdan kâr sağlıyorsunuz.'' diye belirtti Clara.
''Kesinlikle. Ben ondan para kazanıyorum, sonra da o parayı harcıyorum. Ki bu da ekonominin büyümesini sağlıyor, istihdam yaratıyor, diğer sektörlerin de kâr elde etmesini garantiliyor. Kesinlikle iyi bir şey, değil mi?''
Sayfa 138Kitabı okudu
"Üstünde bu vardı." Hughes ona sonik tornavidayı verdi.
Clearfield incelerken kaşını kaldırarak elinde döndürdü. Öyle yaparken tepesi yeşil parlayarak açıldı. Kafası karışık bir somurtmayla Doktor'a baktı.
"Bu aletin işlevi nedir?"
"Bir aptal dedektörü. Anlamadığı şeyleri kurcalayan insanlar varsa ışığı yanıyor."
Bekleyen askerler arasında bir kahkaha dalgası duyuldu.
Sayfa 115Kitabı okudu
"O kadar cahiliz ki bir seçim kazanabiliriz" dedi Chris.
Sayfa 227Kitabı okudu
Gündüz vakti bu tür masallara gülüp geçmek kolaydı. Fakat gece, hayallere gerçeklik katardı.
"Konu tarihse zaten onun harabelerinde yaşıyoruz. Biyografilere gelince, onların içinde verilen tüm kararların sonuçlarına bugün katlanıyoruz. Ben o kitapları zevk olsun diye okumam. Öyle bir şey yapmak, gittiğin yere ulaştıktan sonra haritayı dikkatle incelemek gibidir."
Düşüncelerin kimi, durup dururken çıkıverir; yakar ve aydınlatır.
Kimi, daha parlarken söner; iz dahi bırakmaz.
Kimi ise çalışıp çabalarsın, bağırıp çağırırsın ama bir türlü gelmek bilmez.
Kimini de kovarsın, gitmez.
Kimine sımsıkı kapatırsın gözlerini; ama yine de içine sızar.
Kimi, gelir gider; gider gelir, gelir gider...
Kimini bakar büyütüp, okula gönderirsin; sokakta gezdirip, alanlarda dolaştırırsın ama yine de adam olmaz, günün birinde bir bombaya dönüşüp özbilincini yok eder.
Kimi de umutsuzdur, bir yana atarsın ama bir de bakarsın ki günün birinde, kıvrılıp kaldığı bilinçaltında en güzel çiçeklerle bezenmiştir.
Parlayan Sözler
"Şu şehre bak," dedi Lhan. "Oradaki herkesin çalışması gerekiyor, açıkgözlerin bile. Ayakkabıcıların ayakkabı yapması, camcıların cam yapması, fırıncıların... Fırın yapması? Yok, onlar ekmek yapıyordu. Hay Cehennem. Fırınları kim yapıyor o zaman?"
Sayfa 838Kitabı okudu
Dört Köşeli Üçgen
Yaşamın ilkelerine uzanmış kitaplarda, insanoğlunun ömrünün ilk yarısını ikincisi yarısını beklemekle; ikinci yarısını da ilk yarısını anmakla geçirdiği yazılı olmalıdır.
Sayfa 113 - Sel YayıncılıkKitabı okudu
