Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Medine

Medine
@Medos
Dolap uygulamasında uygun fiyatlı 2. el kitaplar ve ürünler satıyorum. Bazı ürünler sıfır.
79 syf.
6/10 puan verdi
·
7 günde okudu
BİRAZ SPOiLER İÇERİR! Bin bir emekle kuşlar yakalanır. Hepsi bir kafese tıkılır. “Azat buzat, bizi cennette gözet!” diye bas bas bağırarak kuşlar çok ucuz bir fiyata satılmaya çalışılır. Kuşu/kuşları satın alanlar onu/onları eline alıp uçurur, artık kuş/kuşlar özgürdür. Nedir bu? Çok cici, sevimli, sonu mutlukla biten (!) bir masal mı? Madem amaç kuşları serbest bırakmak, neden yakalamak için o kadar çaba harcanır? Benimki de soru! Neden olacak, tabii ki para kazanmak için. Üç kuruş para kazanmak için güzelim kuşları daracık kafese tıkıştırmak ne demek! Kuşları almayanlara “almazsanız, ölürler” demek nedir! Ya, kuşları alsınlar diye “almazsanız, biz de onları yeriz” e ne demeli! Bu yaptıklarına kılıf da uydurmuşlar. Neymiş? Gelenekmiş. Pehh! Ne güzel gelenek (!). Geleneğiniz batsın sizin! Hayvanları bile isteye öldürmek mi gelenek! Çevredeki bazı insanlar onların bu yaptıklarını saçma bulup dalga geçtiler. Ohh! Canıma değsin! En sonunda bu işten istediklerini alamayınca pes ettiler. Ohh! Canıma bin kere değsin! Az bile sizin gibi insanlara! Kitapta asıl konu bu olsa da az da olsa kentleşme ve kentleşme sorunlarından da bahsediliyor. Sorun her yerde var. Bu işin köyü, kenti yok. Bazısı “gelenek” (!) adı altında hayvanları esir edip öldürür, bazısı bunu “avcılık spordur” diyerek yapar. Çok aç kalırsın, öldürürsün anlarım ama hiç ihtiyacın yokken o hayvanın gözünün içine baka baka bunu yapmak insanlık değildir. Kitapta “insanlık ölmüş” vurgusu yapılır. Evet, ölmüş! Asıl ölen hayvanlar değilmiş meğer, insanlıkmış, anlamamışız.
Kuşlar da Gitti
Kuşlar da GittiYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202213,6bin okunma
Reklam
205 syf.
10/10 puan verdi
·
33 saatte okudu
Memduh Şevket Esendal kimdir? Memduh Şevket Esendal, 29 Mart 1883'te Çorlu'da doğdu. Aile çiftçilikle uğraşıyordu. Birbirini izleyen savaşlar yüzünden, düzenli bir öğrenim yapamadı; kendi kendine Fransızca, Rusça, Farsça öğrendi. Girdiği (1906) İttihat ve Terakki Cemiyeti'nde 1908'den sonra müfettiş olarak çalıştı. Birçok yeri bu görevle dolaştı.
Mutlu Bir Son
Mutlu Bir SonMemduh Şevket Esendal · Bilgi Yayınevi · 200514 okunma
40 syf.
10/10 puan verdi
Öykünün çevirisini Tezgah Dergisi'nin 5. sayısında kitapçık olarak vermişler. Ben de bu sayede Woolf ile küçük de olsa tanışmış oldum. Öyküde çok güzel doğa betimlemeleri var. Adından da anlaşılacağı gibi Kew Bahçeleri' nden bahsediliyor. İnsan betimlemeleri ve ufak diyaloglar olsa da hepsi adeta doğanın içinde kayboluyor. * Kitabın Türkçesini internette bulamadığım için İngilizcesini ekletip 'okudum' diye gösterdim.
Kew Gardens
Kew GardensVirginia Woolf · Royal Botanic Gardens · 201537 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
224 syf.
7/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Neden “erkek gibi” ifadesi yüceltirken “kız gibi” demek alçaltır? Kitabın anahtar kelimesi “aldatmak”. Neden sadece erkeklerin aldatacağı düşünülür? Neden erkek “çapkın” olurken kadın “namussuz” olur? Oysa “aldatmak” da diğer tüm davranışlar gibi ortaktır. Diğer bir deyişle, hem kadın hem de erkek aldatabilir. Bu cinsiyetle değil tamamen karakterle ilgili bir şeydir. Ayrıca “aldatmak” sadece çok ileri gidilince olan bir şey değildir. Sadece tek bir bakış, bir mesaj, tek kelime yeter “aldatmak” için. Haklarında “öküz”, “odun” vb. (!) dediğimiz erkeklerin de meğer bir kalbi varmış, bilememişiz! Biz (kadınlar) narinsek incinebiliyorsak onlar da incinebilirmiş. Onların da gözleri yaşarabilirmiş, hatta ağlayabilirmiş aynı bizim gibi. Kitapta aldatılan erkeklerin yaşadıkları öyküleştirerek anlatılır. Kitapta hoşuma gitmeyen iki şey var; birincisi, “aldatmak” sadece cinsellikle olmuş. Hâlbuki yukarıda da bahsettiğim gibi, “aldatma” nın çeşitleri var. Hoşuma gitmeyen ikinci şey ise ilk beş öykü aldatılan erkekleri anlatırken son iki öykü konu ve işleniş olarak öncekilerden bağımsızdı. *Necip Gerboğa’ya ‘Farklı Türleri Keşfet’ etkinliği için çok teşekkür ederim.
Kadınsız Erkekler
Kadınsız ErkeklerHaruki Murakami · Doğan Kitap · 20184,014 okunma
92 syf.
10/10 puan verdi
·
4 saatte okudu
Bir kurumda psikodrama yöntemiyle hastalar tedavi edilir. Ama bu hastalar bildiğimiz hastalardan değildir. Onlar suçludur, kötüdür! Peki sadece onlar mı kötü? Biz hepimiz içimizde kötülüğü de barındırırız. Ama bu kötülüğü toplum, yasalar vb. sebeplerle baskılarız. Belki de kötü karakterleri, seri katilleri sevmemizin, onlara hayranlık duymamızın asıl sebebi de budur. Çünkü bizim yapamadıklarımızı onlar yapar. Aslında bu, tam olarak kitap değil, bir tiyatro oyunu. Ama bir romandan tiyatro oyununa uyarlanmış. Yazarın tek eseri. Kitapta bir suçlunun psikodrama yöntemiyle kendisiyle yüzleştirilmesi anlatılıyor. Yani oyun içinde oyun var denilebilir. Oyunu okurken dehşete düşeceğiniz ve şaşıracağınız birçok yer var. Ayrıca oyunda Freud' u hatırlayacağınız yerler de var. Oyunda ünlü kişilerden ve sözlerinden de bahsediliyor. Oyun Türkçe'ye "Ermişler ya da Günahkarlar" olarak çevrilmiştir.
Mindgame
MindgameAnthony Horowitz · Oberon Books · 20014 okunma
Reklam
158 syf.
10/10 puan verdi
·
35 saatte okudu
Her kapıyı açan rüşvet olurken nah kalkınırız! Müdürler, memurlar vb. kişiler üstüne para aldıkları işi nöbetçi öğrenciye yaptırırken naah kalkınırız! Kendimizdeki eksiklikleri görmeyip başkalarının kusurlarının dedikodusunu yaparken naaah kalkınırız! KPSS den 80-90 alanlar bile atanamazken naaah kalkınırız! Ülkede bu kadar işsizlik varken
Nah Kalkınırız
Nah KalkınırızAziz Nesin · Nesin Yayınları · 20221,525 okunma
73 syf.
10/10 puan verdi
·
2 saatte okudu
Kitap şu tanımla başlar: “ Ah... ünl. 1- Sesin tonuna göre pişmanlık, öfke, özlem, beğenme gibi duygular anlatır.” TDK Türkçe Sözlük Sadece iki harfe ne çok duygu sığarmış meğer. Şu ikicik harf aslında kitapta yer alan şiirlerin bir özeti. Şairin pişmanlıkları var, bu besbelli. Ama ne tür pişmanlıklar olduğu pek belli değil. Tek belli olan
Ah'lar Ağacı
Ah'lar AğacıDidem Madak · Metis Yayıncılık · 202121,1bin okunma
%16 (90/538)
·
Puan vermedi
Yoğun olduğum için bir türlü okuyamadım. Yoksa okuyup bitirmeyi ben de isterdim, ama olmadı. Fırsatı bulur bulmaz sakin kafayla okumaya devam edeceğim.
Nutuk (1919-1927)
Nutuk (1919-1927)Mustafa Kemal Atatürk · Atatürk Araştırma Merkezi · 199927,5bin okunma
95 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Kitapta Tolstoy çevresindeki insanların boş olduklarını, karaktersiz olduklarını ve kendisinin de onlar gibi boş olduğunu düşünür. Ayrıca bu insanların mensubu oldukları dinle hayatları arasında hiçbir bağlantı bulamaz, üstelik onlar dini, bir yığın batıl inançla doldurmuşlardır. Bu yüzden Tolstoy bir de alt tabakadan insanları gözlemler. Bu
İtiraflarım
İtiraflarımLev Tolstoy · Antik Kitap · 201623bin okunma
176 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
BU İNCELEME TAMAMEN ALINTIDIR. BİR MAKALENİN ÖZETLENMİŞ HALİDİR.KAYNAKÇAYI YAZININ SONUNDA BELİRTTİM. En geniş tanımı ile Yüzleştirmeci Tiyatro (In-Yer-Face), izleyicisini ensesinden kavrayıp gerekli iletiyi alıncaya kadar onu sarsmayı amaçlayan tiyatrodur. Bu bakımdan duyarlılık tiyatrosudur: Gerek oyuncuları gerekse izleyicileri geleneksel
Blasted
BlastedSarah Kane · Bloomsburry · 201197 okunma
Reklam
125 syf.
10/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Erbaş'ın şiirlerinde konu bütünlüğü yok. Bazılarında şairin iyi bir çocukluk geçirmediğine,ki burada baba figürü de önemli, bazılarında ise bir kadına duyduğu aşka şahit oluyoruz. Şair bazı şiirlerinde ise toplumu eleştirirken bazılarında hayata dair pekçok şeyden söz etmiş. Çok Değil Ki Günüm seninle başlasın istemiştim Çok değil ki.. Bir içten
Aykırı Yaşamak
Aykırı YaşamakŞükrü Erbaş · Everest Yayınları · 20041,033 okunma
71 syf.
10/10 puan verdi
·
4 saatte okudu
!!!SPOILER İÇERİR!!! Bu incelememde “Bir Kadının Yaşamından 24 Saat” ile Kate Chopin’in “Bir Saatin Öyküsü” nü karşılaştıracağım. Öncelikle eserlerin isimleri zaman kavramına odaklanmış. Biri bir kadının 24 saatini anlatırken, diğeri bir kadının bir saatini anlatıyor. Bazen bir dakika bile hayatımızı değiştirebilir (ölüm gibi), öyle bir gün
Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat
Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört SaatStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020127bin okunma
161 syf.
9/10 puan verdi
·
6 saatte okudu
!!!SPOİLER İÇERİR!!! ROM E O ve J U L i E T TRAGEDYASI ÜZERİNE … Shakespeare'in bu oyun için esinlendiği kaynak, 1563'te genç yaşta boğularak ölen Arthur Broke (ya da Brooke) adlı ozanın 1562 yılında yazdığı Romeus and Juliet adlı şiirdir. Bu ozan da şiirine kaynak olarak Boisteau'nun Fransızca öyküsünü almıştı. Boisteau ise bu öyküyü
Romeo ve Juliet
Romeo ve JulietWilliam Shakespeare · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202260,5bin okunma
173 syf.
·
Puan vermedi
·
27 günde okudu
Oryantalizm (Doğubilim) ya da diğer adlarıyla Şarkiyatçılık, Şarkiyat; Yakın ve Uzak Doğu toplum ve kültürleri, dilleri ve halklarının incelendiği batı kökenli ve batı merkezli araştırma alanlarının tümüne verilen ortak ad. (kaynak: Vikipedi) Aslında bu kitabı okumadan önce Edward Said'in "Oryantalizm" kitabını okumak çok daha iyi olur. Çünkü Said "Oryantalizm Eleştirileri" nde genel olarak "Oryantalizm" kitabına yapılan eleştirilerden bahsediyor ve bu eleştirilerin yersiz, mantıksız olduğunu belirtiyor. Eğer bir konuda araştırma yapılacaksa bu, tarafsız bir şekilde yapılmalı. Ama Batılı oryantalistler Doğu hakkında taraflı ve yanlış düşüncelere sahip. Said'in eleştirdiği nokta ise tam olarak bu. Aslında Said "Oryantalizm" adlı kitabında Doğuya karşı taraflı ve aslı astarı olmayan düşüncelerin son derece yanlış  olduğunu savunur. Ama bazı eleştirmenler Said'in savunmasını yanlış anlayarak Said'in Batı'yı kötüleyip Doğu'yu yücelttiğini düşünürler. Batı'nın Doğu'yu bebek olarak görüp "o bir şeyi beceremez, o yüzden onun sahip olduklarını biz kullanıp, yöneteceğiz." düşüncesi sonucunda çıkan sömürgecilik hareketleri ise her ne kadar bu kitabın tam da konusu olmasına rağmen derine inmek istemiyorum. Çünkü derine inersem çıkamam bir türlü. "Oryantalizm Eleştirileri" nde çok fazla oryantalist, yazar ve eser ismi geçtiği için ve bunlar hakkında bir bilgim olmadığı için yazılanları anlamakta güçlük çektim. Ayrıca kitabın sonunda Said ile Oryantalizm üzerine bir röportaj da yer almaktadır.
Oryantalizm Eleştirileri
Oryantalizm EleştirileriEdward Said · İlk Bahar Yayınevi · 20005 okunma
171 syf.
9/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Öncelikle kitabın isminden başlamak isterim. Kitabın adı Dostoyevski’nin bir sözüdür. Söz oldukça anlamlı ve güzel. Biraz düşününce bu sözün ne kadar doğru olduğunu anladım. Sizden nefret eden birine gözlerini kaçırır, âşık olan da… Dostoyevski ne yaşamış da bu sözü söylemiş diye düşünmedim değil. Acaba âşık olduğu kişiden gözünü kaçırmış yoksa
Biri Eğer Gözlerini Senden Kaçırıyorsa...
Biri Eğer Gözlerini Senden Kaçırıyorsa...Fyodor Dostoyevski · Kişisel Yayınlar · 2014892 okunma
75 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.