Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mutlu Küf

104 syf.
5/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 saatte okudu
Bu seride en merakla başladığım ve fakat hayâl kırıklığıyla sonlandırdığım ilk kitap oldu. İçeride Yûnus’a ait tek şey aralarda geçen şiir dizeleri. Bunun haricinde Yûnus ile ilgili hiçbir şey yok. Daha çok Dante ile birlikte anılmak istenmiş ama bu esnada Dante’den o kadar etkilenilmiş ki bizim garip Yûnus’umuz unutulmuş...
Yunus Emre - Dil Söyler Kulak Dinler Kalp Söyler Kâinat Dinler
Yunus Emre - Dil Söyler Kulak Dinler Kalp Söyler Kâinat DinlerTaner Şanlıoğlu · Destek Yayınları · 20221,236 okunma
Reklam
192 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Kahramanımız Endülüs’lü ve ismi Santiago. Ailesinin rahip olması yönündeki beklentilerine rağmen içindeki sürekli gezme arzusunu yok sayamaz ve çoban olur. Daha kitabın başında Santiago’nun tercihleri konusundaki fikriniz az çok oluşmuyor mu? O dönemin okuma-yazma bilme oranını da göz önünde bulundurarak bakarsak okuma-yazma öğreniyor, bol bol kitap okuyor, öğrenim kazanıyor fakat ne ailesine ne de kendi emeklerine bakmaksızın “ben çoban olmak istiyorum” diyor ve oluyor. Bunu bugünün gezginlerine bakacak olursak olay tam olarak şu oluyor; okuyup doktor oluyorsunuz ya da olacaksınız, bu fakülteyi kazandığınıza göre hem çalışmışsınız hem zekânız yeterli gelmiş, aileniz de mutlu ve gururlu. Sonra siz âniden şu kararı alıyorsunuz “dünyayı gezmek istiyorum, gittiğim her yerde garsonluk yaparak yaşayabilirim”. Kimse sizin dünyaya bakışınıza, görmek istediklerinize bakmaz by durumda. Her ağızdan şu fısıltılar yükselir: “garson olacakmış!” Bu bakımdan daha kitabın ilk sayfalarında saygı duydum Santiago’ya. Hikâyeyi başlatan şey ise kahramanımızın rüyasında üst üste hazine bulduğunu görmesi ve bir çingene ile yolda karşılaştığı bir kralın kendisine garip bir şekilde “hazinenin peşinden git” demesi oluyor. Daha fazla detaya girmeden burada kesiyorum. Kitapta kahramanımıza işaretler verildiği kadar bize de verilmiş gizli simgeler ve apaçık mesajlar var. Herkese tavsiye ederim geç kalmadan okuyun bence.
Simyacı
SimyacıPaulo Coelho · Can Yayınları · 2023207bin okunma
108 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
23 saatte okudu
“Bu evde kaç ölü yaşıyorsunuz kuzum?” Bu kitabı daha önce storymde paylaşırken içinden bir başka alıntı eklemiştim; “ ‘Al kızını koy çuvala, salla salla vur duvara!’ diye türküler söyleyerek çıkıverirdi karşına. Bir kızı çuvala koyup duvara vurmayı anlatan neşeli türküler var, ne tuhaf değil mi? Kan içinde bir çuval,
Muhtelif Evhamlar Kitabı
Muhtelif Evhamlar KitabıÖmür İklim Demir · Yapı Kredi Yayınları · 20197,4bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
200 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
26 saatte okudu
Bu roman için özetle “en kötü karar bile kararsızlıktan evlâdır” diyebiliriz. Romanda bir romancı var o tereddüt ediyor, romancının yazdığı romanda bir karakter var o tereddüt ediyor, bu romancının âniden evlenmeye karar verdiği bir kadıncağız var o evlenmekte tereddüt ediyor, romancının eski bir kırığı var bu saplantılı aşkı öldürmekle kendini öldürmek arasında tereddüt ediyor. Ya adam bi’ ara evde bulamadığı kırığını kapıcıya soruyor kapıcı bile konuşup konuşmamakta tereddüt ediyor sdjdjdjsj. Benim gibi duygu durumu maymun iştahlı, tez canlı, zınk diye karar veren insanlara kararsız insanlar kafayı yedirir. Beni de yakın çevrem bilir kararsızlığa tahammülüm sıfır. Kitabı bitirirken sol gözüm seğiriyordu. Romanın baş kahramanı olan romancı bey hayatını düzene sokmak amaçlı bir evlilik yapmaya karar veriyor. Yani evlenmek için evleniyor, hissiyat sıfır. Bu haberi yakın çevresiyle paylaştığında haber taa yurt dışındaki kırığının kulağına kadar gidiyor. Bu hanımefendi de haberi duyunca kocayı boşuyor atlıyor ilk uçakla romancının yanına. Gel diyor, gel konuşalım. Romancı gelicem diyor tereddüt ediyor gitmiyor, sonra kadının ısrarlı davetlerine dayanamayıp yanına gidiyor. Kadının yaşadığı çok ciddi ruhi bunalımlar var bu sefer de kadını bırakıp gitmekte tereddüt ediyor. Falan filan... daha fazlası spoiler olur burada kesiyorum. Kessem mi? Kesiyorum. Kesmiş miyim? Bakiyim? Kestim.
Bir Tereddüdün Romanı
Bir Tereddüdün RomanıPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 20207,1bin okunma
48 syf.
5/10 puan verdi
·
Beğendi
·
26 saatte okudu
Hayatımda okuduğum en durağan, en duygusuz ve üzerine düşünülemeyen Kafka kitabıydı. Kitap bittiğinde bile bittiğini geç fark ettim. İnternette araştırdım acaba bir devam kitabı mı var diye ama yok. Kafka kriterlerine asla uymayan bir hikâye. Bir şeyler karalamak istemiş asla yazmak istememiş gibi. Taslak metni okur gibi... aman çok kötüyüm işte bi’ hayâl kırıklığı mevcut üzerimde.
Ateşçi
AteşçiFranz Kafka · Mavi Çatı Yayınları · 2019929 okunma
Reklam
724 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Yalnızca çok meşhur bir kitap olduğundan merak edenleri için konusundan söz edip gidicem çünkü üzerine söz söylenebilecek bir eser olduğunu asla düşünmüyorum. Bu nedenle övgü yazmak bile küstahlık olurmuş gibi geliyor bana. Kitabı merak eden, okumak isteyen ancak hem kalın hacimli olması hem de yarıda bırakanların sayısının
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202061,7bin okunma
252 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
27 saatte okudu
Her güzel şeyin bir sonu var ve bu güzel kitap da az önce bitti. Bitmemesi için çabaladığım, sık sık ara verdiğim hâlde bitti... Teoman, benim karanlıklar lordu prensim sen kalk “Papatya Teoman” diye içli içli kitap yaz oldu mu şimdi? İçim çok buruk... Çok farklı bir Teoman var kitapta. Anı, günlük tarzı kitapları okumayı sevmem ama bu kitabı
Fasa Fiso
Fasa FisoTeoman · Hep Kitap · 20181,653 okunma
138 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 saatte okudu
Dönemin birçok yazar ve şairi gibi Peyami Safa da bu eserinde Batılılaşmayı konu almış. Ama nasıl almak... Kanser oluyorsunuz böyle okurken. Hani sık kullanılan ve fakat kabul görmeyen bir deyiş vardır “gerizekalıya anlatır gibi anlatmak”, bir üst sınıf bunu “5 yaşında çocuğa anlatır gibi anlatmak” şeklinde kullanır. İşte kitapta Neriman’ın tüm çevresi tam olarak bunu yapıyor ama gelin görün ki Neriman’ın içindeki sınıf atlama, mahalle değiştirme, kılıf aşma gibi arzular kanını zehirliyor ve kulakları duymaz oluyor. Yani dizideki gibi hem güzel hem zeki hem on elinde on marifet bir kız yok kitapta onu söyliyim. Elinize geçirseniz saçını eline donunu teneşire verirsiniz. Öyle bir kız. Bu Batılılaşma özentisi size eğitim hayatınızdan sonra bayat bir konu gibi gelebilir ama bunu günümüze uyarlamak hiç de zor değil aslında. Biliyorsunuz yakın zamanda hamilelik haberini sosyal medyadaki takipçilerine tıpkı yabancı blogger ya da ünlüler gibi veren millî fenomenlerimiz dillere dolandı uzun süre. Onlara özeniyorlar dendi... Tesettürüne bakmadan, Cuma mesajlarından utanmadan şatafatla çocuğuna mevlid töreni yapan influencerlarımız ülke gündemi olmuştu bir ara... İşte bunların hepsi kendi kabuğundan sıyrılma arzusu. Kabuğunu kırıp yaşadığın coğrafyanın gökyüzüne gözünü açmak asla yetmez bazılarına. Başka yerlerdeki insanlar farklı bir gökyüzüne bakıyormuş gibi onların yaşadıkları konumdan, şartlardan, dilden ve hatta dinden bakmak isterler gökyüzüne. Bu uğurda adım attıkları yolda bastıkları yağmur suları, etraflarına sıçrattıları çamurları görmezler.
Fatih Harbiye
Fatih HarbiyePeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 202047,6bin okunma
72 syf.
5/10 puan verdi
·
Beğendi
·
23 saatte okudu
Okuduğum en farklı Kafka eseri buydu. Başlarda güzel bir hikâye okuyacağımı ve en fazla Dava kitabındaki kadar bir kasvet olacağını sanmıştım ama bu kısacık hikâyeyi okurken koca bir romanı bitirdiğimi hissettim. Elden bırakıp bırakmama konusunda yoğun eziyet eden, zihin meşgul eden, sorgulatan ve hatta yer yer kusturan bir hikâye. Tam da Kafka’nın sevdiği kitap stili. “Okuduğumuz kitap bir yumruk gibi bizi uyarmıyorsa ne işe yarar?” diyor ya Kafka. Bu sözünü Dava’dan sonra en çok bu eserinde hissettim.... Kitapta iki zıt karakter var; Gezgin ve Subay. Yani görüneni bu. Fakat aslında birbirine pek de zıt sayılmazlar. İkisi de doğru bildiği yoldan şaşmayan, düşüncelerini her durumun ve koşulun içinde savunan insanlar. Onları birbirine zıt yapansa inandıkları şeyleri savunurken takındıkları tavır, seçtikleri yol ve bu inançların kaynakları. Bir de kurbanlar var tabii bu Ceza Kolonisi’nde ancak hiçbiri ne suçunu biliyor ne de cezalarını. İşte Subay ve Gezgin tam olarak bu noktada giriyorlar fikir çatışmasına. Çünkü suçlunun suçunu bilmemesi, ne ceza alacağını bilmemesi, hükmün açıklanmaması ve en kötüsü de kendisini savunmasına izin verilmemesi Gezgin’i, Subay’ın fikirlerinin ve inancının tam karşısına dikiyor. Çünkü “Âdil ol!” diyenin yönettiği bir adaletsizlik var kolonide. Cezanın infazı o kadar sık tarifle tekrarlanmış ki bu kısımlar insanda kitabı tutup duvara fırlatma isteği uyandırıyor ama yazarın Kafka olduğunu anımsayınca hemen “gel buraya aptal şey!” diyip kitabı göğsünüze bastırıyorsunuz. Yani ben öyle yaptım. Başka türlü okunmuyor çünkü. Yemin ederim okunmuyor...
Ceza Kolonisinde - Gözlem
Ceza Kolonisinde - GözlemFranz Kafka · Koridor Yayıncılık · 20188,5bin okunma
88 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Kitabı henüz bitirdim ve şu an boğazımdaki yumruyla önümüzdeki birkaç gün nasıl uyuyacağımı düşünüyorum. Ayfer Tunç’un okuduğum ikinci eseri. Daha önce Suzan Defter’i okumuştum ve o eserindeki kişilerden birini yakın çevremde tanıdığım birine benzetmiştim. Hatta öyle ki bu benzerliği o kişiye de söylemiştim. Şimdi bu eserinde de Aziz Bey’i çok yakından ve eski tanıdığım birine benzettim. Bunun nedeni sanırım iyi analiz. Ayfer Tunç müthiş bir gözlem yeteneğine sahip. Bu yüzden herkes ya kendisine ya da çevresine mutlaka rastlıyordur kitaplarında eminim. Psikolojik tahlilleri mükemmel. Eserlerindeki kişilerin bir değil birden fazla psikolojik sorunlarla mücadele eden, ya savaş veren ya da kendini baştan mağlup gören insanlar olduğunu düşünüyorum. Suzan Defter’de günlük tutan iki kişi de birbirine zıt kimselerdi fakat verdikleri savaş, içine girdikleri mücadele aynıydı. Bu kitapta da beni çeken Aziz Bey’in yer yer pasif direniş gösterse de elden asla düşürmediği kişilik savaşıydı. Fazla gururun ruhumda sidik sararttığını çok küçük yaşlarda fark etmiş biri olarak hayatım boyunca okuduğum her kitapta benzer düzeyde gururlu insanların nasıl paşa paşa kaybettiklerini okudum, gördüm. Onların sonlarını okurken çeşitli hikâyelerde, amele sümüğü gibi yapıştım her sayfaya. Biri olsun mutlu bir son görecek mi acaba diye. Hepsi ellerimden kayıp gitti, hiçbirini tutamadım. Hepsine sövdüm, epey de ağladım. Aziz Bey’i de az önce uğurladım. Kitabı rafa, Aziz Bey’i gıdığımın hemen altına, Vuslat’ı kara toprağa, Maryam’ı da Allah’a havale ettim.
Aziz Bey Hadisesi
Aziz Bey HadisesiAyfer Tunç · Can Yayınları · 202210,4bin okunma
Reklam
72 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
İlk kez, hayatımda ilk kez bir Zweig kitabı farklı bitsin istedim. Mutlu... çok mutlu bir son olsun istedim... -Olmadı... Boğazımdaki bu yumruyla kaç gün soluk alıp vereceğim bilemiyorum. Uzun zamandır hiçbir şeye bu kadar içten merhamet duymamış, bu kadar acımamıştım. Her şeyi geç keşfeden insanların mutluluğu yakalamaları da geç oluyor
Kızıl
KızılStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202229,1bin okunma
133 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
‎ Bu kitabı henüz çocuk sayılacak bir yaştayken abimin kitaplığında görmüştüm ve kitap kapağındaki kadın müthiş dikkatimi çekmişti. Mona Lisa gibi değişik bir ifadesi vardı ve alnının bir kısmını kapatan ancak kapattığı kısmı da alttan sezdiren ince tül yüzünden alnının gerçek açıklığını kavrayamıyordum. Ne büyük bir alın ama demiştim sâfiyâne çocukluk.. keşke her şey o zamanlarımdaki gibi kalsaydı. İnsanlara dair beni şüpheye düşüren tek şey dış görünüşlerindeki yanılsamalar olsaydı, içlerini keşfetmek için bunca emek, yol, çaba sarfetmeseydim... Her neyse işte çocukluğumun tozlu raflarında duran bu kitabı okumak yetişkinliğime nasîb oldu ve sonunda okudum çok içli bir hikâye olmakla birlikte çok da içimizden. Ben evinde anneanne, dede gibi figürlerle büyümemiş olan biriyim ve öyle ailelere de hep özenmişimdir. Bu kitabın ana kaynağı da işte o yaşlı hanımefendi ve onun hâtıları. Dantel işlemeli ve tıpkı diğer #ayşekulin eserleri gibi içeride bir miktar saray koridorları kokusu barındıran naif bir kitap özetle
Foto Sabah Resimleri
Foto Sabah ResimleriAyşe Kulin · Everest Yayınları · 20111,390 okunma
210 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Dolandırıclık ve gerçek bir esnaf hayatının öyküsünü anlatıyor Hakan Günday. Çok güzel bir kitap, oldukça akıcı ilerliyor. Ne konu ne de üslup sıkıcı değil. Üslup demişken argo kelimelerden rahatsız oluyorsanız bu kitabı listenizden çıkarmanız gerekiyor çünkü çok yoğun bir argo hâkim. Hatta sürekli argo kelime tercümesi istiyor. Argoya az çok hâkimseniz kitap çok daha çabuk bitecektir. Benim gibi içtiği sudan, soluduğu havaya kadar her şeyi online alan biriyseniz ne derece bir aydınlanma olur bilemiyorum ama yüz yüze alışveriş yapıyor ve ilginizi çeken şeylerin piyasasını takip ediyorsanız bu kitabı mutlaka okumalısınız. Muazzam bir dolap dönüyormuş ben de hayretler içerisinde okudum hatta kitapta geçen birkaç hadiseye de rastladığım olmuştu geçmişte Esnaflık dünyasının gerçeklerini görmenize yardımcı olan bir eser. Yardımcı olmaktan ziyâde direkt aydınlanma geliyor demek daha doğru olur hatta. Hakan Günday’ın okuduğum ikinci kitabı ve bunu da çok beğendim. Üslubuna da artık alıştım diyebilirim. Bundan sonraki süreçte diğer kitaplarını daha kolay okuyacağımdan eminim. Yoğun küfür içeren kitapları maalesef tamamlayamıyorum. Hikâyeyi merak etsem de midem kabul etmiyor. Ancak argoyu belli bir ölçüye göre kulağı tırmalanmadan okuyup, dinleyebilenlerdenim. Günday da bu konuda kantarın topuzunu kaçırmayanlardan.
Malafa
MalafaHakan Günday · Doğan Kitap · 20174,580 okunma
128 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
20 günde okudu
"Herkesin 'içerisi çok kasvetli', 'karakterler çok güçsüz', 'zayıf ve silik tipler var', 'içimi çürüttü' diyerek elinin tersiyle itip yarıda bıraktığı romanların annesi ilan ediyorum kendimi. Bitti evet... Ve evet; İçerisi çok kasvetli, karakterler çok güçsüz, hayata tutunamayan silik tiplerdi evet.
Anayurt Oteli
Anayurt OteliYusuf Atılgan · Can Yayınları · 202329,9bin okunma
96 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
13 saatte okudu
Kitabı okuduktan hemen sonra içimde Sezen Aksu’nun “Yapacak hiçbir şey yok gitmek istedi gitti Hem anlıyorum hem çok acı tek taraflı bitti” şarkı sözleri mırıldandı. Tam da öyle bir kitaptı çünkü. Böyle sonlar genelde Stefan Zweig’in eserlerinde olur. Dostoyevski’nin hacmi bu kadar küçük ve sonu bu kadar çabuk olan bir eserini ilk kez okudum. Farklı bir Dostoyevski eseri oldu benim için. Hem konusunu hem de sonunu sevdim. Ben kitabı mutlu sonla bitirip huzurla yâd edenlerden değilim. Benim için iyi bir kitap; okurken sıkıntı veren, çarpıcı bir sonla biten ve insanı demirden bir yumrukla sarsıp uzun bir müddet hafızasını hangi duyguyla olursa olsun meşgul edendir. Bu nedenle kitap çok kolay ilerlese de sonu beni tatmin etti. Eee acıdan beslenmek bunu gerektirir.
Beyaz Geceler
Beyaz GecelerFyodor Dostoyevski · Can Yayınları · 201874,2bin okunma
50 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.