"Kahramanlar olsun, deliler olsun tehlikelere aldırmaz, kim ne derse desin bildiklerini okurlar. Deli intiharı seçer, kahraman bir dava uğruna kendini feda etmeyi, ama ikisi de ölür."
"Biz insanlar, sınırlarımızı bilmeden kendi aklımızı beğeniyoruz, öğrenmiyoruz, akıllanmıyoruz. Her şeyi anladığımız zaman da genellikle iş işten geçmiş oluyor."
"kendi sesin! İşte en önemli şey bu. Senin sesin! Dünyada hiçbir tarza, hiçbir modaya oturtulamayacak kadar senin olan bir üslup. Elin gibi, gözün, bakışın, gülüşün gibi senden bir parça."
"Bu insanlar böyle, hem yaşayamazlar hem yaşatmazlar... Ezmek öldürmek isterler, kadınız biz, ezik olmalıyız, güçsüz olmalıyız, onlara uymalıyız, uymazsak kırarlar, döverler, biçerler, üzülme, her şey düzelecek"
- Hayatta çalışan kazanır oğlum...
Başı önünde, suratını asmış, sessiz duram Metin, birden başını dikip,
- Çalışan ne kadar kazanır? Diye sordu.
- Ne kadar çok çalışırsa o ladar çok kazanır.
Metin'in bu sorusu üzerine bir sessizlik oldu. Metin'in ne demek istediği anlaşılmıştı. Neden sonra, babam sesini daha da yumuşatarak,
- Biz de zamanında çocuktuk. Biz de çocukluk geçirdik. Ama biz çocukken...
Metin babamın sözünü keserek,
- Çalışmayan daha çok kazanıyor, dedi.
Aptallar, unuturlar. Unutmak cahilliğe yol açar. Kinciler, unutmaz ve bilgilerini kendilerini de yok edecek yönde harcarlar. Akıllılar, unutmayan ama bilgilerini kendileri ve idealleri için olumlu enerjiye çevirebilenlerdir.
En acıtıcı yara, asıl yanılanın insanın kendisi olduğunu anlamasıdır. İzi silinmeyecek tek yara, kendine ihanet eden bilinç tarafından kanatılmıştır! En güç affedilen hata, insanın kendisine ait olanlardır aslında...