Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Nurgül Alkan

“Bartleby” dedim, mevcut şartlar altında elimden gelen en sevecen ifadeyle, “şimdi benimle eve gelir misin – büroma değil, evime – bir boş vakitte senin için uygun olabilecek bir düzenleme yapılıncaya dek kalırsın? Haydi, gel gidelim, hemen şimdi.“ “Hayır! Şu an için hiçbir değişiklik yapmamayı yeğlerim.”
Reklam
Kader yolumuz bizi her zaman başarıya ve mutluluğa götürmüyor. Ancak o yolun bizi nereye götürdüğünü bilmekse, bize düşüyor. Ve son olarak hastalığın sevgisizlikten, şifanın ise her zaman sevgiden, şefkatten geldiğini çok daha iyi biliyorum. Sevgiyle yaşanacak nice günlere… 
Sayfa 350Kitabı okudu
“Ne yapıyorsun?”dedi. Teksirleri gösterdim. “Ders çalışacaktım ama vazgeçtim, nasıl olsa bu kadar kısa sürede bunu beceremem, en iyisi yaza kalsın.” dedim. Yüzüme dik dik baktı; “Beceremem ne demek? BECERENLER senden daha mı akıllı? Sen elinden geleni yap, elinden geleni yaptığına önce sen inan, gerekirse hiç uyuma ama sakın vazgeçme. Bir kere vazgeçersen sonra hep vazgeçersin. Seni kaybetmen, okulu bir yıl geç bitirmen önemli değil. Sen elinden geleni yap ki kendi gözünden düşme yesin.“ dedi
Sayfa 358 - Gülseren ve annesiKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Tanrı’yı göklerde aramak neden? Tanrı, her insanın yüreğinde zaten.
Sayfa 366Kitabı okudu
“Söylesene evlat.“ dedi, “ onca zahmete neden girdin?“ ……… “Neden oğlum?“ Diye sordu babası yeniden. ……… Dünyanın en iyi nedeni uğruna yapmıştı bunu Alfie. Sevgi uğruna.
Sayfa 216Kitabı okudu
Reklam
Benim için yaptığınız onca şeyden sonra, onu orada bırakıp gitse miydim? O benim en eski dostum. Tabii ki peşinden koştum.
Sayfa 205Kitabı okudu
Telaşla beni kucaklıyorlar. Sırılsıklam halde birbirimize karışıyoruz. Üçümüz. Ancak benim tek düşünebildiğim, uzun zamandır, epey uzun zamandır ilk defa, aynı anda annem ve babam tarafından kucaklanmışım.
Sayfa 200Kitabı okudu
Nekahet dönemin kısa, sıhhatin her zamankinden iyi olsun!
Sayfa 272Kitabı okudu
“Bay Cust’a, iki kez denizde boğulmaktan son anda kurtulduğunuzu söylemişsiniz. Bunun ne anlama geldiğini biliyorsunuz, kaderinizde başka bir son yazılı.”
Sayfa 251 - Hercule PoirotKitabı okudu
Vaktiyle dünyada bir şeye inanırdım: kuvvet ve kuvveti temsil eden devlet nizamı. Halbuki şimdi bana geliyor ki insanların talihine, bin bir tane başka kuvvetler de hakim. Hükümdarların hükümetlerin elinde bir karıncadan aciz görünen en zavallı bir insanda bile her zaman ezilmeyen, öldürülemeyen gizli kuvvetler var.
Sayfa 394Kitabı okudu
Reklam
-Tebrik ederim, Rabia. Sinekli Bakkal’a yeni bir komşu getiriyormuşsun… Allah mübarek etsin. Gözlerini eski günlerdeki gibi kıstı. Kaşları gene eğlenirken dik tüyleri, kirpi gibi kabaran kaşlar; burdur ucu ona tevcihatların (verilen rütbelerin) sebebini anlatırken uzadığı, kıvrıldığı gibi, sevimli tatlı günlerinden biri. Rabia içinden “ Bizi köpek gibi dairesinden atan o yüreksiz, zalim Zaptiye Nazırı’nın bu olduğuna kim inanabilir?Demek dairesine girerken yüreğini kapının üstüne atıyor, çıkarken alıp, göğsüne takıyor.” diyordu.
Sayfa 337Kitabı okudu
Ardından havanın ılık ılık parıldadığı camı tıklatıp, “Madem ben henüz dışarı çıkamıyorum, bari bahar içeri gelsin,” demesini Berger küçük bir mucize, yaşamın daha önce hiç tanımadığı bir hoşluğu gibi algıladı.
Derken çekingen bir konuk gibi ağır ağır bahar geldi . Berger, bu yabancı kentte neredeyse tanıyamadı baharı. Şebnemlerle kaplı bembeyaz tarlaların üzerinde ilk ılık rüzgâr estiğinde, kara topraklar karların altından göründüğünde ve hava toprağın kokusuyla nemlendiğinde neler hissederdi oysa!
… yaşam bir umuttu sonuçta. Hiç bitmeyen bir umuttu.
Sayfa 333Kitabı okudu
Güç ve para, süsler, mücevherler, zengin giysiler, ağır yemekler insanın ruhundan, Yaratıcısı’ndan koparıp şeytanın mekanına çeker. Dünya nimetleri şeytan işidir. Allah’a yakın olmak istiyorsan, sakin ve sade ol.
Sayfa 315Kitabı okudu
“Allah’ın adını kullanarak, insanlara Allah adına eziyet ve kıyım yapan herkes şeytandır.”
Sayfa 310 - TvrtkoKitabı okudu
Reklam
Akıl, hayvanlar ve insanlar arasında keskin bir sınır çizer, insandaki ilahi yöne ışık tutar, hatta bir dereceye kadar gerçekte var olmayan ölümsüzlüğün yerini tutar. Buradan yola çıkarak şunu söyleyebilirim ki akıl, elimizde olan yegane zevk kaynağıdır. Etrafımızda akla dair hiçbir şey görmüyoruz, duymuyoruz Bu da zevkten mahrum olduğumuz anlamına geliyor.
Günlük yaşam içinde çok büyük bir sır vardır. Herkesin bunda bir payı bulunur ve herkes onu bilir, ama pek az kimse bu konuya kafa yorar. Çoğu kimse onu olduğu gibi benimser ve ona asla şaşırmaz. Bu büyük sır zamandır. Onu ölçmek için saatler ve takvimler yapılmıştır, ama bunlar hiçbir şey ifade etmez. Herkes çok iyi bilir ki, bazen bir saatlik süre insana ömür kadar uzun gelirken, bazen de göz açıp kapayıncaya kadar geçip gider. Zamanın bu garip kısalığı uzunluğu, o saat içinde yaşanan olaylara bağlıdır. Çünkü zaman, yaşamın kendisidir. Ve yaşamın yeri yürektir.