Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Adile

Adile
@Reinette
Öğrenci
Lisans
İzmir
17 okur puanı
Nisan 2020 tarihinde katıldı
·
Puan vermedi
•Albert Camus'un ilk ve en çok ses getiren eseriyle karşınızdayım. Romanda işlediği suçtan çok, gerçek duygularını dile getirdiği ve toplumun istediği kalıba girmeyi reddettiği için dışlanan bir "yabancı" aracılığıyla, 20.yüzyılın insanının içine düştüğü yabancılaşma anlatılır. •Roman kahramanın annesinin ölümüyle başlıyor. Kahramanın olaylara bakış açısı, yaklaşımı çok güzel işlenmiş. •Gerçekten kitabı okurken kahramanın duygularını paylaştım ve hiçlik denilen olguyu hissettim. İşlediği cinayetten dolayı değil de farklı düşünceleri yüzünden dışlanması, en ağır cezaya çarptırılması beni bir miktar üzdü diyebilirim. Gayet akıcı ve sonunda biraz durup insanı düşündüren bir kitap. Mutlaka okuma listenize eklemelisiniz İyi okumalar •"Fakat herkes bilir ki hayat, yaşamak zahmetine değmeyen bir şeydir."
Yabancı
YabancıAlbert Camus · Can Yayınları · 2020111,3bin okunma
Reklam
80 syf.
·
Puan vermedi
Zweig'ın bu kitabı 5 kısa öyküden oluşuyor. Bu öyküler; Ay Işığı Sokağı, Leporella, Nişan, Leman Gölü Kıyısı ve Avare isimli öykülerdir. Şöyle söyleyebilirim ki çerezlik bir kitap, alınıp bir çırpıda okunacak türden. Öyküler genel olarak üzüntü temalıydı. Yazar yine insanların iç duygularına güzel değinmiş ve tasvir etmiş.Her öyküde kendinizi içinde hissediyorsunuz ve duyguları yoğun bir şekilde yaşıyorsunuz. Ben özellikle Leporella öyküsünü okurken çok gerildim :) Yazarın çok daha güzel öyküleri var tabiki bunu belirtmek isterim. İlk defa Zweig okumak istiyorsanız bu kitabı değil de diğer kitaplarını okumanızı öneririm. İyi okumalar. . •"Gülmek, duygunun mutlu ve özgür bir biçimde dışa vurumudur."
Ay Işığı Sokağı
Ay Işığı SokağıStefan Zweig · Koridor Yayıncılık · 202067bin okunma
80 syf.
·
Puan vermedi
Ay Işığı Sokağı
Ay Işığı SokağıStefan Zweig
7.3/10 · 67bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
104 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Stefan Zweig'in 1942 yılındaki intiharından önce yazdığı son eser, "Satranç". Bu muhteşem kitap kısa olmasına rağmen çok etkileyici ve mutlaka herkesin okuması gereken bir eser. Kitap, dünyaca ünlü bir satranç ustasının hayatını anlatarak başlıyor ama daha sonra bambaşka biri hikayenin içine giriveriyor. Kahramanımız Dr.B, Nazi döneminde yaşamış ve zihinsel işkencelere maruz kalmış çoğu kişiden biri. Tam anlamıyla hiçliğe hapsedilen Dr.B.'nin tek dayanağı, işkencecisinin cebinde tesadüfen bulduğu satranç kitabıdır. Bu kitaptaki satranç ustalarının taktiklerini iyice öğrenir ve özümser. Kaybettiği zihinsel kontrolünü bu kitap sayesinde tekrar kazanır, yaşamının anlamı olur. Hatta zamanla kazandığı zihinsel kontrolünü kaybedecek noktaya bile gelir. Yaşadığı zor yılların ardından, 25 yıl sonra bir gemide, kitabın başlangıcında bahsedilen dünya satranç şampiyonu Mirko Czentovic ile bir müsabakaya girer. Sizce kim kazanmıştır? Dünya şampiyonu mu yoksa hiçlikte kalmış satrançla hayat bulmuş Dr.B mi ? Öğrenmek için kitabı okumalısınız. İyi okumalar
Satranç
SatrançStefan Zweig · Bilgi Yayınevi · 2016236,6bin okunma
Reklam
72 syf.
·
Puan vermedi
Bu kitabı ortaokulda tesadüfen okulun kütüphanesinde bulup okumuştum ve çok sevmiştim. Bütün sınıfın okumasına da vesile olmuştum . Yıllar sonra elime alıp okumak bir garip geldi. Kitap; Orta Çağ'da, YokÜlke'de yaşayan budalalıklarıyla ün salmış Şildakentlilerin öyküsünü anlatıyor. Okurken gülümseten bir öykü. Aslında geçmişinde çok çok akıllı olan Şildakentliler, ülkelerinin kötü durumundan dolayı ve diğer kentlilerin kendilerini rahatsız etmemeleri için kendilerini budalalığa vururlar. Üç köşeli belediye binası yapmaları , o belediye binasının içini aydınlatmak için kovalarla/ tencerelerle ışık taşımaları (evet, yanlış okumadınız), tarlalara tuz ekmeleri, tahtadan atlara binmeleri ve dahası... O kadar benimsiyorlarki bu budalalığı ülkenin imparatoru tarafından belgeleri oluyor ve en sonunda da bu kentin yıkılışı bir kedi yüzünden oluyor :) Ne kadar çocuk kitabı olsa da aslında içinde birtakım mesajlar barındırıyor. Okurken eğleniyorsunuz ve bir çırpıda bitiveriyor. "Mutluluğa kavuşmak için kendilerini budalalığa vuran, budalalıkları sonucunda da mutsuzluğa uğrayan Şildakentliler'in bir garip öyküsü." "Bugünkü dünyamızda budalalar; gerek para, gerekse talih yönünden akıllılardan hiç de geri kalmıyor, çoğu zaman gölgede bırakıyorlar. Böyle olunca budalalıklarını nereden anlasınlar? Ama budalalar tek bir özellikleriyle gene de belli ederler kendilerini: Eriştikleri şeyleri beğendikleri pek seyrektir; ama kendi akıllarını her zaman beğenirler. Aman dikkat edin öyleyse! Çevrenizdeki insanlara, ötekine berikine, bir de?.. Evet evet, bir de kendinize!"
Açıkgöz Budalalar
Açıkgöz BudalalarErich Kästner · Can Çocuk Yayınları · 201648 okunma
368 syf.
·
Puan vermedi
Bu kitap bana birçok şey kazandırdı diyebilirim. Günlük hayatımda karşılaştığım ama fark etmediğim şeylere karşı gözlerimi açtı. Evet , ben de ayaküstü birşeyler satanlara evet diyenlerdendim, kolayca ikna oluyordum ve bu bende pişmanlık duygusu yaratıyordu amaa bu kitaptan sonra daha dikkatli olacağıma, öğrendiğim bu taktikleri fark edeceğime eminim :) Kitap hiç sıkmadı. Gerek hikayeleri, gerek anlatım dili olsun. Okurken çok eğlendim. Okumanızı kesinlikle tavsiye ederimm.
İknanın Psikolojisi
İknanın PsikolojisiRobert B. Cialdini · Mediacat Kitapları · 20222,308 okunma
172 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Aslında kitaptan önce ilgimi çeken şey yazarın hayatı oldu. Anthony Burgess'e tümör tanısı konulmuş ve 1 yıldan az ömrü kaldığı söylenmiş. Karısının geçimini sağlamak için 12 ay içinde beş buçuk roman yazmış. Daha sonra teşhisin yanlış olduğunu öğrenmiş ama artık tanınan bir yazar haline gelmiş. Doğruyu söylemek gerekirse kitabın başlarında
Otomatik Portakal
Otomatik PortakalAnthony Burgess · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 200991,6bin okunma
"Kolunun altındaki kitapları gördük kardeşim. Bugünlerde kitap taşıyan birini görmek gerçekten göz yaşartıcı."
481 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Bu güzel kitapla 9.sınıfta edebiyat hocam sayesinde tanışmıştım. 5 sene sonra tekrar okumaya karar verdim. Kitabın baş karakteri Maya'nın düşünce dünyası, hayatla olan mücadelesi kitabı daha çok sevmemi sağladı diyebilirim. Kitabın ana konusu yakın tarihte devletlerin verdiği kararlar yüzünden acı çekmiş, zulüm görmüş insanlar... Alman asıllı Profesör Maximillan Wagner ve Yahudi asıllı Nadia'nın insanın içini acıtan yarım kalan aşk hikâyesi de buna bir örnek.Kitapta geçen ve bir çoğumuzun duymadığı Struma Olayı da derin düşüncelere dalmamıza neden oluyor... Einstein'ın kişisel olmasa da resmi olarak Atatürk'e mektup yazdığını biliyor muydunuz? Bu mektup sonucunda, Hitler zulmünden kaçan Yahudi profesörlerin Atatürk'ün davetiyle üniversitesilerimizde hocalık yapması ve bu önemli insanların ülkemize bir çok katkıda bulunmaları gerçekten çok güzel. Peki Roma'da özel bir mezarlıktaki insanların mezar taşlarının üstüne gerçek yaşlarını değil de hayatta mutlu oldukları günleri yazdıklarını duymuş muydunuz? Serenad daha bunun gibi birçok bilgi ve mesaj içeriyor. Kitapta adı geçen "Hayat Güzeldir" filmini de mutlaka izlemenizi tavsiye ederim. Son olarak; "Hiçbir iktidar masum değildir."
Serenad
SerenadZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2020136,1bin okunma
Reklam
"Öyleyse neden yüreğimi dinlemek zorundayım?" "Çünkü onu susturmayı hiçbir zaman başaramazsın."
Sayfa 152Kitabı okudu
"Yüreğimizi neden dinlemeliyiz?" diye sordu, mola verdikleri akşam. "Çünkü yüreğin neredeyse hazinen de oradadır."
Sayfa 151Kitabı okudu
Bana, "Sen kral mısın, yoksa yasacı mısın ki, politika üstüne yazı yazıyorsun?" diye soracaklara vereceğim karşılık şudur: Ben ne kralım ne de yasacı; onun için politika üstüne yazıyorum ya!
"Özgürlüklerini savunmayanların ödediği bedel ağırdır."
“Daha çok anlat” dedim. “Hoşuna gidiyor mu?” “Çok. Elimden gelse seninle sekiz yüz elli iki bin kilometre hiç durmadan konuşurdum.” “Bu kadar yola nasıl benzin yetiştiririz?” “Gider gibi yaparız.”
"Tanrı her şeyin değil, sadece iyinin sebebidir."
Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Adile
1000Kitap'a katıldı.