Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Elif

Dolu Hafıza
Arılar ve Karıncalar gibi diğer türlerdeki büyük topluluklar, istikrarlı ve dirençlidir, çünkü sistemin işlemesi için gereken bilginin büyük bölümü bu hayvanların genomlarına kodlanmış haldedir. Bir dişi bal arısı, lavrası hangi besinle beslendiğine bağlı olarak, büyüdüğünde kraliçe veya işçi arı olur. DNA' sı her iki rol için de uygun davranışları programlar. Kovanlar çok karmaşık sosyal yapılardır ve pek çok farklı işçi türü barındırır: hasatçılar, hemşireler ve temizlikçiler gibi; fakat şu ana dek araştırmacılar "avukat arılar" la hiç karşılaşmadılar. Arıların avukata ihtiyacı yoktur, çünkü hiçbir zaman kovan anayasasını ihlal ederek, örneğin temizlikçi arıları sahip oldukları yaşam, özgürlük ve mutluluğu arama haklarından mahrum bırakma ihtimalleri yoktur. İnsanlarda ise bu tip durumlar sürekli gerçekleşir. Sapiens'in toplumsal düzeni hayali olduğundan, insanlar bu tip kritik bilgileri sadece DNA'larını kopyalayarak ve genlerini sonraki nesillere aktararak koruyamazlar. Yasaları, gelenekleri, adetleri korumak için bilinçli bir çaba gerekir, aksi taktirde toplumsal düzen hızla çökebilir.
Sayfa 128Kitabı okudu
Reklam
Tarihin En Büyük Aldatmacası
Tarihin en kesin yasalarından biri de şudur: Lüksler zamanla ihtiyaç haline gelir ve yeni zorunluluklar ortaya çıkarır. İnsanlar belli bir lükse alıştıklarında bir süre sonra onu kanıksarlar. Onu yaşamlarında hep bulundururlar ve bir süre sonra onsuz yaşayamaz hale gelirler.
Nisan en sıcak zamanına erişince, birden soğuk olur. Dört beş gün soğuk kalır. Bu, böğürtlenlerin tomurcuklanması içindir ve bu soğuğa "böğürtlen kışı" adı verilir. Böğürtlenler onsuz tomurcuklanamazlar.
Sayfa 129Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
gidişat
"Yalnızca arı, kullanabileceğinden daha fazlasını depolar... Bu yüzden ayı tarafından soyulur. Rakun ve çerokiler tarafından da... Paylarından fazlasını depolayan ve kendilerini besleyen insanlar için de bu böyledir. Ellerindekini kaptırırlar. Bu konuda savaşlar olur... Uzun konuşmalar yaparak paylarından fazlasını ellerinde tutmaya çalışırlar. Bir bayrağın onlara bunu yapma hakkını verdiğini söylerler...
Sayfa 17 - BüyükbabaKitabı okudu
Gökyüzüne şöyle bir bakıp kendinize bazı bildik sorular sorun: Gökyüzü neden mavi, günbatımı neden kızıl? Cevapları fizikte! Güneş ışığı gökkuşağının bütün renklerinden oluşmuştur. Fakat atmosferde ilerlerken havadaki moleküllere ve minik toz parçacıklarına çarparak her bir yana dağılır. Buna Rayleigh saçılımı denir. Bütün renkler içinde en çok saçılanı mavi ışıktır, kızıl ışıktan yaklaşık beş kat daha çok saçılır. O yüzden gündüz göğüne hangi yöne bakarsanız bakın mavi baskındır. Günbatımları neden kızıl olur? Gökyüzünün mavi olmasıyla aynı sebepten. Güneş ufuktayken, ışınlarının atmosferin daha büyük bir kesimini geçmesi gerekir, ayrıca yeşil, mavi ve mor ışık güneş ışığından süzülerek en çok saçılanlardır. Işık gözümüze ulaştığı zamana kadar çoğunlukla sarı, portakal rengi ve de özellikle kırmızıdan ibarettir.
Reklam
"Yıllar önce okuduğum işe yaramaz bir kitaptaki tek işe yarar cümle şuydu: İnsanın kullandığı ilk alet, başka bir insandır."
Sayfa 26 - GazaKitabı okudu
Kitap yakmaktan daha kötü suçlar vardır. Bunlardan biri de kitap okumamaktır. Çünkü; "kitaplar, aptal olduğumuzu bize hatırlatmak için var. "
"Bana kendini aptalca düşlere kaptırmamış birini göster, işte sana mutlu insan derim."
Söz konusu başkalarının derdi olunca nasıl da hep daha zeki ve daha nesnel oluruz.
Rus bir beyin cerrahıyla yine Rus bir astronot din konusunda tartışıyorlardı. Beyin cerrahı dindar, astronotsa dindar bir kişi değildi. "Uzayda çok dolaştım," diye övünerek konuştu astronot, "ama ne Tanrı'yı gördüm ne de meleklerini!" Cerrah cevap verdi: "Ben de çok zeki beyinler ameliyat ettim, ama tek bir düşünce görmedim!" ~ Bu da düşüncenin varolmadığı anlamına gelmiyor, değil mi?
Sayfa 263 - AlbertoKitabı okudu
Reklam
Kötülük, insanın ağzından giren şeyde değildir. Kötülük oradan çıkandadır.
Geri116
251 öğeden 241 ile 251 arasındakiler gösteriliyor.